- 28 Okunma
- 0 Yorum
- 0 Beğeni
Alaturkadan Alafrangaya Geçiş
Alaturkadan Alafrangaya geçiş!!
Benim çocukluğum 3 katlı eski bir Rum evinde geçti.Tek başına , sakin , mütevazi.
Kavganın gürültünün olmadığı şimdiki gibi oyun konsüllerinin , bilgisayarların , bol kanallı televizyon programlarının olmadığı günümüz ile kıyaslanırsa anormal bir çocukluk dönemi.
Zamanın da sanırım evde ki en anormal durum Tuvaletin mutfağın içinde olmasıydı.
Köşede perde ile kapatılmış ayrı bir bölge.Şohben filan yok kazanda su kaynatıyorsun orda yıkanıyorsun , tuvalet ihtiyacını orda görüyorsun.
Günümüz şartları ile kıyaslanınca ne kadar garip bir durum değilmi , şimdi aslında annemi arayıp sormak istiyorum , ya kadın sen bu duruma nasıl senelerce katlandın diye.
Bizim hatunlar bırak mutfağın içini , tuvaleti bile banyonun içersinde istemiyor :))
Tuvalet bildiğimiz eski Alaturka cinsi
.Hani şu Avrupanın 1600 lü senelerde Osmanlı Saraylarında görüpte özenip Avrupaya medeniyeti Osmanlıdan götürdükleri tuvalet.
Aslında katma değerli ürün icat etmişizde ki tüm Dünya kullanıyor artık biraz zamansız olmuş.
Alaturka tuvaletin kendisine göre güzel yanları vardı elbet.
Öncelikle dizleri aşağı doğru kırıp 90 derecelik bir pozisyon alman ve bel kısmınıda 45 derece ile öne doğru bükmen gerekiyordu
.En doğru Sıçma şekliydi bu.
Seneler sonra Bel fıtığı problemi çekenlere fizyoterapistlerin tavsiyesi günde en azından iki kere 30 saniye kadar bu pozisyonu tekrarlamak.
Düşünebiliyormusunuz Alaturka tuvaleti bulan şahış heralde Fizyoterapist filandı.
Ayrıca o pozisyonda deliği tutturabileyim diye dizleri ileri geri oynatarak kıça hiza aldırmaya çalışmak eklem romatizmasını ve kireçlenmeyi önlüyormuş :))
Tuvalet tuvalet değil rehabilitasyon merkezi...
Birde işin zevk tarafı var , hiza aldırdığınız kıçınız doğru atışı yapıp ta deliği tutturabiliyorsa lop diye çıkan bir ses var ki müthiş bir zevk.
Öyle tuvalet kağıdı filan yok , kenarda içi su dolu ibrik var , benim gibi dinozorlar bilir muhakkak , kıçını yıkayacaksın ondan sonrada kenarda duran bezle sileceksin.
Bir başka idi Alaturka tuvaletler evdeki kedimiz bile alışmıştı gidip oraya kakasını yapmaya tek sorun kıçını yıkayıp silmeyi öğretememiş olmamızdır , o bu işi genelde dili ile hallediyordu.Hele tuvaletini yaptıktan sonra gelip beni yalaması yokmu , sanırım bunu masus yapıyordu.
Neyse Bizim evde Alaturka tuvaletin macerası benim çocukluğumda çok uzun sürmedi , sanırım annemin canına tak etmiş olmalı , yada karşı apartmanda oturan komşularımızdan görmüş ve tecrübe etmiş olmalı ki günün birinde ben dedi tuvaleti değiştiricem.
Emekli maaşından biriktirdiği üç kuruşu ile evin yan tarafına , bahçeye evin içersinden açılan bir kapı ile yeni bir banyo ve tuvalet yaptırdı.İçine de 1800 lü senelerden sonra Alaturka tuvaletten bıkmış olan ve hasta karısı ihtiyacını daha rahat görebilsin diye bir mucidin büyük buluşu olan Alafranga tuvaleti koydurdu.
İlk oturduğumda ki hissimi anlatamam size , kıçının en uzak ücra köşelerine kadar kaplıyor.İnsan burda oturur ya , kitap okur , gazete okur , ders yapar ne muhteşem bir icat.Oturdukça oturası geliyor insanın , eh insana kendi bok kokusuda tatlı gelince çok da fazla bir sorun yok.
İşte ben Alafranga tuvalet ile öyle tanıştım , ondan sonra zaten hayatımız bir Alafranga oldu
Renkli TV ler , bol bol kanallar ve modern insanın nasıl yaşadığına örnek Amerikan dizileri..
Aslında Alafranga bizi birazda alabora etti , bozulmaya başladı yavaş yavaş kültürümüz.
Koptuk birbirimizden medeni olucaz diye türlü türlü şarlatanlıklar yapmaya başladık.
Dejenerasyonu marjin düşünme ambalajı içersine paketliyerek senelerce kendimizi kandırmak için kullandık.
Medeniyet avrupanın bize sürekli kakaladığı icatlar topluluğu oldu.
Biz bunu böyle algıladık
.Lüks ve konforlu yaşamayı medeniyet olarak düşündük ve bizi bu yolda yeni yeni icatlar çıkartarak sürekli teşvik ettiler.
Oysa kültürel medeniyetimizi geliştirmeyi taze tutmayı hiç denemedik.
Şimdi büyükler olarak o kadar çok şeyden şikayet ediyoruz ki ne kadar hakkımız var , sen kıçının zevkini bu kadar çok düşünüp Alaturkadan vazgeçersen bunun da bir bedeli olmalı değilmi.!!
Hakan Göktel./2005
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.