- 86 Okunma
- 1 Yorum
- 2 Beğeni
Türkiye’nin Sosyoekonomik Gerçekleri ve Sorular
Türkiye, bir zamanlar medeniyetlerin kesiştiği, umudun ve refahın sembolü olarak bilinen topraklarında, şu an köklü bir ekonomik ve sosyal buhranı yaşamaktadır. Ancak bu krizler sadece rakamlarla ya da yüzeysel analizlerle açıklanamaz. Gündelik yaşamdan çıkan çığlıklar, pazarlarda, market raflarında, sokaklarda ve hatta evlerin içinde yankılanmaktadır. İsraf ve Yoksulluk: Derin KontrastlarBir tarafta sarayların ihtişamı, kamu binalarında savurganca kullanılan devasa bütçeler ve protokol masrafları… Diğer tarafta çöplüklerden yiyecek toplayan insanlar. Bu kontrast, adeta bir ülkede iki farklı dünyanın yaşadığını gözler önüne seriyor.
Örnek 1: Bir yanda çok katlı, milyon dolarlık rezidanslarda yaşayan bir elit kesim varken, diğer yanda çocuğuna bez ve mama alamayan bir anne, sosyal medyada yardım çağrısı yapıyor.
Örnek 2: 2023 yılında, bir bölgede belediye, milyonluk bir projeyi sadece itibar göstergesi olarak lanse ederken, aynı mahallede elektrik faturasını ödeyemeyen bir ailenin mum ışığında yaşadığı haber oluyor.
Zamlar ve Market Rafları
Her hafta gelen yeni zamlar, market raflarında adeta halkın umudunu siliyor. Bir kilo peynirin fiyatı her hafta gelen zamlarla yükseliyor. Rafların önünde duran insanların sessizce hesap yapıp sepetlerinden ürün çıkarması, toplumun dramatik öyküsünü fısıldıyor.
Örnek: Bir kadın, markette kıvranıyor: "Kızımın istediği çikolatayı alamadım," diyor. Bu söz, bir annenin yükünü ve toplumsal vicdanın kaybını özetliyor.
Geçim Savaşı ve Toplumun Parçalanışı
Bir yandan artan fuhşiyat, diğer yandan borç batağına saplanan insanlar… Bunlar sadece özel hikayeler değil, toplumsal çöküşün önüne geçilmediğini gösteriyor. Çocukların geleceği, alın teriyle kazanılan paraların bir avuç azınlığa akıtıldığı bir sistemde güvence altına alınamaz hale gelmiş durumda.
Örnek: Bir aile, elektrik ve su faturasını ödeyemediği için sokakta yaşıyor. Çocuklar okul yerine kağıt topluyor, bir başka aile ise kredi kartı borçlarıyla bunalımın eğiğinde intiharı seçiyor.
Umutlar ve Umutsuzluklar-Çözüm Var mı?
Bu ortamda, umutların diri kalması mümkün mü? Gün geçtikçe artan umutsuzluk, görmezden gelinen bir toplumsal tehlike yaratıyor. Gençler, geleceklerini yurtdışında ararken, ülkede kalanlar için her gün biraz daha dayanılmaz hale geliyor.
Örnek: Mühendislik bölümü mezunu bir genç, asgari ücretle çalışıyor ve "Neden okudum ki?" diye soruyor. Bu soru, çöken eğitim sisteminin ve ekonomik politikanın bir çığlığı.
Yetkililere Yönelik Sorular ve Uyarılar
Neden İsraf? Milyonlarca TL sarayların yapımına, lüks makam araçlarına ve protokol masraflarına ayrılırken, halk çöplüklerde yiyecek arıyor. İsrafın azaltılması için hangi adımlar atılacak?
Zamlar Nasıl Durdurulacak? Her hafta gelen zamlarla halkın körüklenen öfkesi, ekonomik planlama eksikliğinin bir sonucu mu? Bu konuda hangi somut tedbirler alınacak?
Yolsuzlukların Hesabı Verilecek mi? Kimi çıkar gruplarına akıtılan kamu kaynaklarının hesabı neden sorulmuyor?
Mazlumun Yanında Durulacak mı? Ev kirasını ödeyemeyen, çocuklarını doyuramayan ailelere hangi kalıcı yardım projeleri sunulacak?
Gençlerin Geleceği Nasıl Kurtarılacak? Gençlerin ülkeden kaçışını engellemek için hangi reformlar planlanıyor?
Toplumsal Adalet ve Refah Taleplerimiz
Tüm kamusal israflar derhal sonlandırılmalı, şeffaf bir kamu maliyesi inşa edilmelidir.
Asgari ücretle geçinmenin mümkün olmadığı kabul edilerek, yaşam standartlarına uygun bir asgari üret belirlenmelidir.
Eğitim sistemi, piyasanın ve toplumsal ihtiyaçların önceliklerine göre yeniden dizayn edilmelidir.
Güvenilir bir sosyal yardım ağı oluşturularak, yoksulluk sonlandırılmalıdır.
Türkiye’nin geleceğini tüketen rant ve çıkar politikaları derhal sona erdirilmelidir.
Bu çağrı, halkın çaresizlik çığlıklarını duyan herkes için bir farkındalık yaratma amacı taşıyor. Şu anda atılacak her adım, Türkiye’nin geleceğinin bir başka nesil için umut dolu olmasını sağlayabilir.
Bahadır Hataylı/24.12.2024/Sancaktepe/İST
YORUMLAR
saray için 47 saniyede harcanan para 1 asgari ücretmiş usta.
velhasıl,
bu din iman pazarlayıcıları itibar ve tasarruf derken
tek benim anam bellendiyse susun elbet
ve ama siz de işin içindeyseniz?!
kaderi yeniden yazmak lazım ,
tek bize hitap ederken hem de.
eyvallah.
Ay Parçası
bazılarının silinen vergi borçlarına ne demeli. Adam utanmadan sülalenizi belleyeceğim diyor hooopp 457 milyonluk vergi borcu buharlaşıyor.. Meşhur 5 li çete trilyonlarca liralık yerleri yok pahasına alıyor devlet bankalarından kredi çekiyor. krediyi geri ödemeyip halka vergi olarak ödetiyor. Namı diğer tüpçü nün örneği.
Fuhuş arttı diyorlar. Doğru. Sen afganistan da ki ne idüğü belirsiz erkek fahişeleri bir sırt çantası ile ülkeye sok, taksim meydanında erotik şov yapmalarına izin ver. Sapık hacı hocaların kuran kurslarında onlarca çocuğun ırzına geçsin ses çıkartma. Sonra da toplumsal ahlak teranesi oku.
valla Cem bey siz yine çok az ve çok düzeyli yazmışsınız. tebrik ediyorum sizi. her sözünüzün altına 6 sayfalık makale yazarım da....... sonra beni makale haline getirirler.
sayın Tilhabeşli Filozof çok doğru yazmış. Ahhh ahhhhhh.....
yazık bu ülkemin insanlarına yazık bize yazık gençlerimize
cem3453
YAZARI SUSKUNKEN YAZININ,
sen ve benim değere yazmamız :)
eyvallah ey yorumcu,
ne güzelsin aydınlığınla sen.