- 32 Okunma
- 0 Yorum
- 0 Beğeni
Milli kültür ve isan vücudu
Milli kültürü insan vücudu gibi düşünelim. Nasıl ki insan vücudu hayata bağlayan maddi ve duygusal değerler varsa milleti ayakta tutan maddi ve manevi değerler var.
İnsan yaşamak ayakta kalmak için havaya, suya, enerji veren gıdalara (yiyeceklere) ihtiyaç duyar. Bu ihtiyaçlar sonradan kazanılan değiştirilebilen ihtiyaçlar değil, doğal gereksinimlerdir.bunlar olmadan yaşamak mümkün değildir. İnsan vücudunun organları çalışabilmesi için bu temel ihtiyaç listesini çoğaltabiliriz.
Sosyolojik olarak millet de bir insan vücudu gibi düşünürsek yaşayabilmesi ayakta kalması için maddi ve manevi değerlere ihtiyaç duyar. Bu ihtiyaçları karşılayamazsa zaman içinde özelliğini kayıp ederek yok olur. O halde bu temel ihtiyaçlar nelerdir?
A) Dil: Bir milletin kafa yapısını, düşünce tarzını, zihninin nasıl çalıştığını ve mantık kurgularını ortaya koyan temel bir iletişim ve anlaşma aracıdır.
B) Gelenek ve görenek (Töre): Bir milletin geçmişten getirdiği inanç ve davranışlarının tümünü temsil eder.
C) Din: Bir milletin inanç sistemini temsil eder. Toplumsal değerleri şekillendirir.
D) Sanat; Bir milletin ortak zevklerini ifade ediş biçimidir. Milletin kendi kültürünün izlerini taşır.
E) Dünya görüşü; Bir milletin hayat felsefesini temsil eder.. O milletin ortak bakış açısını ortaya koyar.
F) Tarih; Bir milletin geçmişini geleceğini bu günün bağlayan hayat bağıdır.
G) Felsefi görüşler; Her milletin var oluşunun hayata bağlanışının kendine özgü sorunlarının anlaşılmasını sağlar
H) Hukuki düzenlemeler; Milletin toplumsal düzenini ve adalet anlayışını yansıtır.
I) Eğitim anlayışı; Milletin geçmişte günümüzde ve gelecekte nesillerin nasıl eğitildiğini eğitileceğini nasıl olacağını ortaya koyan eğitim ve öğretim anlayışıdır.
J) Mimarlık; Bir milletin estetik anlayışını geçmişte nasıldı. şimdi nasıl gelecekte nasıl olacağını ortaya koyan yapılar.
K) Bilim ve teknolojik anlayış; Bir milletin teknik bilgi ve kapasitesini, bilimsel ve teknolojik gelişmeleri ortaya koyar.
L) Ekonomi ve geçim kaynakları; Milletin mevcut ekonomik yapısı ve insanların geçim kaynaklarıdır.
M) Türkiye Coğrafyası ve milli coğrafyamızın çevresi ve etkileri
Bu sayıları çoğaltabiliriz. Ana ögeler olarak bunları saymak mümkündür.
Türk Milleti de sağlıklı bir insan nasıl yayarsa sağlıklı geleceğe güvenle bakan bir millet olarak ayakta kalması nasıl olur ona bakmamız lazım. Türk Milleti olarak yaşamamız gereken ana ögeleri ele alıp inceleyelim. Hangi ana ögelerde aksama var, hangileri yürütebiliyor, hangileri yürütülemiyor fazla detaya girmeden değerlendirelim.
Türkçe eğitim dili olarak kullanılıyor ama bir çok taraftan çekiştiriliyor. İslam dini öne çıkarılarak Arapça bir çok alanda Türkçenin önüne geçmiş durumda. Akademik çalışmalarda İngilizce, Almanca, Fransızca, Arapça Rusça ve Japonca öne çıkmakla kalmayıp zorunluluk haline gelmiş durumda. Hatta ilk öğretim ve orta öğretimde ana dil olan Türkçe yerine yabancı dille eğitim verilme hovardalığı yapılmaktadır. Bilim ve teknolojik kelimelerin yerini alaçak Türkçe kelimeler türetilmediği için Türkçe bilim ve teknoloji dili olmakta geri kalmış durumda. Bu aksamaları çoğaltabiliriz..
Bilimin ve teknolojinin gelişmesi ile Avrupa hayranlığı her alanda ağır bir şekilde göstermeye başladı. Batının bilim tekniğini almamız gerekirken giyimini kuşamını yaşamını hayat tarzlarını alarak uymaya başladık. Birçok gelenek göreneklerimizi kayıp etme noktasına geldik.
Türkiye’de yaşayan vatandaşların %95 İslam dinine inanmasına rağmen ya cemaatçılık yada tarikatçılığa saparak bölünmüşlük ayrımcılık yollarına girlşimi yapılmaya başlandı. Birde İslam dinince günah olan yalan hırsızlık devlet nalını talan etme gibi durumlar olağan hale gelmeye başladı. İslam dinince uyulması gereken yollardan sapılmaya başlandı. Din siyasallaşmaya başladı. Vicdan, sevgi, saygı vefa anlayışlarını kayıp ettik.
Sanatta edebiyatta yeterince eserler ortaya çıkmadığı için okumayı unuttuk. Taklitçiliğe yabancı eserleri çeviri ve benzetmelerle sanat diye ortaya sürmeye başladık. Özellikle iletişim kanallarını ve teknolojiyi kullanarak sinemada müzikte dizilerde kendi kültürümüzü işleme anlatma yerine nerede yanlış toplumsal anlayışları varsa onları işleme ve anlatmaya çalışır olduk. Sanata kültüre edebiyata gereği gibi değer vermediğimizden sanat eserleri vücuda getiremez olduk. Sanatta estetiğimizi müziğimizi, Türk sanat müziğimizi zevklerimizi unutmaya başladık.
Türk Milletinde birlik dirlik beraberlik ve vatan duygusu öndedir. Ancak son zamanlarda iyi eğitim almış yetişmiş beyinler yurt dışına göç ederek kayıp yaşamaktayız. Dünya görüşümüz değişmeye başladı. Biz görüşünden ben görüşüne evrildik. Toplumsal değerler yerine bireysel değerler öne çıkartılır oldu. Dünya görüşü bakış açımız değişti.
Türk tarihi bir bütündür. Türklerin tarih sahnesine çıktıktan sonra dünyanın neresinde devlet kurdukları millet boy olarak nerelerde yaşadıkları bir bütün olarak ayrım yapılmadan günümüze kadar incelme anlayışı bizim tarihi değerlerimizi ortaya koyar. Ayrıca Türkiye Cumhuriyeti sınırları içinde bulan tarihi değerleri eserleri koruyup kollamak incelemek tarihi anlayışımızı gösterir. Diğer Türk ve İslam devletleri ve boyları ile her alanda işbirliği yapılması esasına dayanır. Türk tarihinin yanında diğer milletlerin de tarihini reailist anlayışta inceleyip değerlendirmeliyiz. Tarihte galibiyetlerimizin yanında yenilgilerimizi de gelecek nesillere aktarmalıyız.. Geçmişte yapılan tarihi hatalardan ders çıkararak gelecek nesilleri hataları aktarmalıyız. Mustafa Kemal ATATÜRK’ün tarih anlayışını devam ettirmeliyiz.
Türk Milletinin var oluş felsefesi tarh sahnesinde kalma anlayışını gelecek nesillere aktarmalıyız. Türk Kültürüne sahip çıkarak, Türkçeyi öğreterek, özgür ve bağımsız yaşayarak, insanına ve milletine sahip çıkarak ayakta kalma anlayışımızı korumalıyız.
Türk Milletinin toplumsal düzenini adalet anlayışı ile sağlayıp, evrensel insan haklarına saygılı olarak hukuk düzenimizi kurup devletin işleyişini adalet anlayışı içinde yürütmeliyiz. Bu konuda son zamanlarda aksamalar olduğunu görüyoruz.. Devlet yönetiminin demokratik hukuk çerçevesin Cumhuriyet yönetim biçimi ile yönetilmesine sahip çıkmalıyız.
Eğitim anlayışını çağımıza uygun teknik ve bilimsel değerlerle bezeyerek insan haklarına saygılı gelişmeye açık Türk Milletine özgü eskiye dönmeden devamlı ileriye giden bir eğitim anlayışı uygulamalıyız. Temel eğitimi eşit devlet tarafından verdirmeye devam etmeliyiz. Çağdaş eğitim anlayışını korumalıyız.
Bilim ve teknolojik gelişmeleri öğrenip çocuklarımıza öğretip eğitim kurumlarımızda uygulamak zorundayız. Bilimi ve teknolojiyi öğrenip ülkemizi bilim ve teknoloji merkezi haline getirmek için çaba göstermeliyiz
Mimaride atalarımızdan aldığımız Türk Mimari özellikleri yeni teknolojilerle kaynaştırarak Türklere özgü mimari koruyup geliştirmeliyiz.
Ekonomik anlamda topluma dengeli eşit işe eşit ücret anlayışı ile sosyal devlet olma anlayışını topluma yerleştirip uygulamalıyız. Karma ekonomik anlayışla özel sektörü öne çıkararak ekonomik ve ticareti kullanarak toplumu mutlu ve refah yaşatma yollarını bulmalıyız. Tarımda teknik tarımı kullanarak ithal ürün yerine kendi ürünlerimizi yetiştirip kullanmalıyız. Sağlıklı bir nesil için sağlıklı beslenme yollarını arayıp kullanmalıyızi
Türkiye Coğrafyasının dışında kültürel ve sosyal komşularımızla işbirliklerimizi artırarak aktör ülke olma yolunda yürümeliyiz.
SONUÇ OLARAK: Türkiye Cumhuriyetini sağlıklı bir insan vücuduna benzetecek olursak insan vücudunda hastalık olmadan nasıl ayakta kalıp hayatını devam ettiriyorsa Türkiye Cumhuriyeti de aksamalar olmadan nasıl yürümesi gerektiğini anlatmaya çalıştım. Bazı aksayan yönleri de belirttim.. Bu duygu ve düşüncelerle hareket edecek olursak aydın kesimlerimize eğitim öğretim kadrolarımıza çok iş düşmektedir. Çevremize iletişim araçlarını kullanarak yazarak anlatarak üreterek toplumu aydınlatmalıyız. Milli maddi ve manevi değerlerimizi koruyup kollayarak yaşatarak biz olma bilinci ile hareket etmeliyiz
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.