- 37 Okunma
- 0 Yorum
- 0 Beğeni
Acelecilik
Adam kaldırımın üzerinde durmuş seyrediyordu. Seyr-ü sefer o kadar hızlıydı ki bir an başı döndü. Bakışlarını karşıda ki anne ve bebeğine çevirdi, ne güzel bir çocuk muhtemelen kız olmalı diye geçirdi içinden. Durup onları seyrederken anneyle göz teması kurdu ve anne adama kızgın bir ifadeyle önüne dön dercesine baktı. Adam bakışlarını bu sefer gökyüzüne çevirdi. Şekil şekil bulutlar arkasında masmavi bir seza vardı. Uzun uzun hayallere dalarak bakmaya devam etti ta ki bir genç adamın omzuna çarptı ve ’’ amca çekilsene acelemiz var işe yetişicez ’’ diye nara attı ve gitti. Adam en iyisi buradan gitmek dedi ve aldığı gibi başını Cumhuriyet parkına gitti. Eski hatta parkta ki en eski bank’a oturdu. Güvercinler önünde kendi aralarında cilveleşip oyun oynuyorlar, aralarında kendi dillerince konuşuyorlardı. Onları ürkütmeden izledi, sol tarafında oturup yem satan yemenili abladan yem aldı, güvercinleri besledi. Bisikletle geçen çocuklar güvercinleri yem yerken korkuttu bir anda curcuna oldu bütün kuşlar havalandı, yerden kalkan toz adamın gözüne girdi ve geçici bir görme sıkıntısı yaşadı. Kendine geldiğinde güvercinler yemlerini yemeye başlamışlardı. Adam ordan bir hışımla geçen çocuğa çok kızmıştı ama onu ne gördü ne işitti. Yağmur yağmaya başlamıştı ki saat akşamüstü beş’i gösteriyordu. Çok severdi rahmeti, üstüne üstüne yağsın isterdi ve saatlerce oturdu, Sırılsıklam olmuştu, Mevsim yaz bile olsa üşümüş olduğunu hissetti. Eve gitti, üstünü değiştir. Akşam namazını eda etmek için Semtinin en büyük camisine gitmek için yola çıktı. Camii yi Mimar Sinan Efendi yapmıştı. Bu camii nin inşaası yıllar sürmüştü, sürmüştü ya isan eliyle olmadıktan sonra sonsuza kadar aynı yerde kalırdı. Öyle bir inşaası vardı, Sabretti, emek verdi ve meyvesini aldı. Namazını eda ettikten sonra Cumhuriyet parkına gitti tekrardan, Bugün hava da dolunay vardı. Gece yarısına kadar izledi onu ve içinden dedi ki ’’ Bu güzellikleri bu Allah’ın hikmetini durup seyretmek varken, bütün işleri yavaş ve tadında yapmak, durup etrafını seyretmek varken. Yediği ekmeğe içtiği suya şükretmek varken, neden insanlar bu hayat gailesi içerisinde aylık fatura ve kira paralarını ödemek için erken saatte kalkıp saatlerce süren otobüs yolculuğundan sonra işe gidip aynı şekilde işten çıkıp geç saatte eve gelip, sosyal hayat olmadan yaşıyorlar. Ne kadar acı oysa ki hayat bu kadar hızlı işleri halletmeye bu kadar hızlı yaşamaya muktedir değildir. Yaşamayı, yemeyi, sevmeyi en önemlisi de ruhunu doyurmayı bu süreçte hep ihmal eder. Robotlaşmış bir halde çalışır, monoton bir hayat yaşar, hiç bir güzelliği görmeden de bu dünyadan göçer gider.’’ sonra ayağa kalktı evine doğru yol almadan önce Yatsı namazını eda etmek için Mimar Sinan Efendinin muazzam sanat eserini bir kez daha ziyaret etmeye gitti.
Ahmet YOLDAŞ İZMİR
17/12/2024
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.