AĞLARIM BE HOCA

Hangi mısra anlatır
Acısı yüreğinden taşanların
Bayat ekmek kadar lezzetli mi?
Garipliğimin ekmek aşı...
Ah be hoca geçen geçer izi kalır
Yüreklerde kimsenin yaşattığı
Yanına kalmaz...!
Sus deme! Bana sus deme!
Yazmazsam Tanrı kalbime
Hesap sorar ardı sıra
Nasıl sustun söyle bunca acıya
Savunmadınmı garipliğini ve garipliğimin ahvalini
Çeke çeke yorulanları alın teri ile yazılan yazılar
Kaderi suçlama be hoca
Ezen ezene olmuş bir illet!
Seve seve dirilir mi millet...
İnsanı ve insanlığı yok etme be hoca
Fransız filozofu ne güzel demiş
’Herkes yapmadığı iyilikten suçludur’diyor Filozof
Dahi din aşkı ile coşa gelmiş ne büyük teslimiyet. Tanrı’m bu dünyaya iyilik yağdır.
Hani giyidiğinizden giyecekti
Hani yediğinizde yiyecekti
Bu güzelim Halkım ve milletim...
Hak size hak olan herkese haktı
Emek emek alın teri gönül nasıl
Bunca çekilen çilelerin nasıl bilmemeli
Izdırabı ,kederi , çekmeden ne bilsin İnsan
Yanan küle dönen ömürler...
Gözlerinde yaşanmamış günler, geceler...
Acıdan kahka atarım çoğu zaman bilir misin?
Acıya gülmek yakışır şerefime şerefinize...!
Havanın yarısı sen yarısı ben bir bütünüz
Bir bilsen bilebilsen nasıl yaşıyor insanlar
Ne acılar ne çıkmaz sokaklar ne garibanlar
Ah bilebilsen yaşasın şu asil yoksulluğum tövbe etmem şikayet garibanlığım/ garipliğim.
Yaşadığımı yaşananları söylerim.
Bacası tütmeyen sobalar ,hastalıktan bithap düşen insan ve insanlar.
Ayın sonunu zor geçiren emekli yaşlım yalnızlığını seçen hiçliğim ve onda dahi rahat bırakılmayan insanlığım..!
Hanıma yok diyemeyen aslan yiğitleri bilmem tanımam hissettiğim o aslan kardeşlerim.
Çocuğunun her istediğini alamayan babalar
İçin için ağlayan analar babalar geçer gözümün önünden. Bir kere anne dememiş bir kere baba dememiş Kardeş yüzü görmemiş insanlar geçer ruhumdan...
Peki ya! Sizin ne geçiyor, ruhunuzdan...
Bir kendi garipliğime birde bunca insanın garipliğine ağlarım bilir misin? ...

Saliha İnan

.../.../24