- 49 Okunma
- 0 Yorum
- 0 Beğeni
hüzün yılı
Gökler ağladı Mevlüde’nin şehadetine, arkasında dört öksüz bırakarak göçüp gitti ebediyete, çallı köyü yasa bürünmüş.
Ölümün üzerinden kırk beş gün geçti
Ölen ile ölünmüyor sağ kalan için hayat devam ediyor. çocuklar küçük her ne kadar Arif’in aklı yetmiş olsa da kundakta henüz kırkı yeni çıkmış körpecik oğlandan başka üç yaşında bir oğlan br kız ikiz kardeşleri var
Mustafa’ nın hanımı esma eli yüreğinin üstünde cephede asker olan Mustafa’sından kötü bir haber alacağı korkuyla tedirgin, birde eltisinin ölümü onu hayli korkutmuş gibi bu bu yüzden dert ortağı olarak kaynanasının yüküne ortak oluyor
Hafız Hasan Sadık hayli düşünceli yaşlı bedenini taşımakta zorlanıyor artık ayakları, birde gelininin vefatı onu daha da yormuş, Teselli veriyor yangın yüreğine, teselli veriyor oğlu Musa’sına teselli veriyor torunu Arif’e
’’Allahtan geldik Allaha döneceğiz, ilahi hüküm bu. Ölümden kaçış yok diyor.
Taziye için gelen gelini Mevlüde’nin amcası Omar çavuş: Hafız Hasana bir öneride bulunuyor
’’Allahın mukadderatı bundan kaçış yok Hasan emmi, dört öksüze bakmak zordur, Musa’ya bir an önce münasıp helal sütü emmiş birini bulmamız lazım, ölen ile ölünmüyor, sen yaşlısın Meryem ablam yaşlı, Allah gecinden versin sana yada ona bir şey olsa kimler bakacak bu yavrulara , yani demem o ki vakit geç olmadan hem Musa’ ya eş hem de çocuklarına analık yapacak ancak mevlüde’nin küçük kız kardeşi hatice bana göre evinize ailenize uygun olur , hem biliyorsun Bu kızcağızda yetim’’
Hasan Sadık ’’bilmem ki Musa ne der bu izdivaca, sonuçta evlenecek olan o’’
Omar Çavuş fikrini eşi aracılığı ile Hatice’ye iletir Hatice önce tereddüt ederek olumsuz cevap verse de acıları kendisi de yaşadığı için razı olur kendisinden on beş yaş büyük eniştesi Musa ile evliliğe
Hasan emmide oğlu Musa’ya açar konuyu
Musa’da razı olur bu izdivaca
Evlenir baldızı Hatice ile
Nikahlarını Hafız Hasan Sadık kıyar babası olarak
Savaş bütün şiddeti ile devam etmekte Ölüm makinası bombardıman uçakları bomba yağdırmakta Osmanlı ordusunun üzerine Osmanlı padişahı sultan Reşat ülkesinde eli silah tutan on beş yaşından büyük tüm erkekleri cepheye sürmek için seferberlik ilan eder
Musa ile Haticenin evliliklerinin üzerinden bir ay geçer
köye jandarma gelmiş muhtarın odasında iletir köy muhtarına seferberlik emrini askere alınacakların arasında Musa’nın da ismi var Muhtar gelen jandarma komutanına Musanın durumunu anlatır, jandarma komutanıda emir kulu kendisine verilen talimatı uyguluyor
Artık askere çağrılan yaklaşık yirmi kişi bunlardan Musa gibi daha önce askerlik vazifesini yerine getirmiş altı kişi var ancak seferberlik emrinde bir ayrım yok eli silah tutan diyor
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.