- 314 Okunma
- 0 Yorum
- 1 Beğeni
Özgelişim Gençleştirir
ÖZGELİŞİM GENÇLEŞTİRİR
Sevgili Özgelişim Yolcusu dostum,
Özgelişim kavramı ile kişisel gelişim kavramı aynı zannedlir çoğu zaman. Özgelişim daha çok kendimizi geliştirerek başta çevremiz olmak üzere insanlara faydalı olmaktır. “İnsanların en hayırlısı insanlara en faydalı olandır” sözünü rehber edinendir. Kişisel gelişim ise daha çok bence kendine faydalı olmaktır. Birisi insanların yararına çalışırken öteki kendi yararına çalışır daha çok. Daha çok şeye sahip olmak, daha çok kazanç sağlamak gibi...
Sevgli özgelişim Yolcusu dostum,
Devamlı öğrenme isteği, devamlı okuma yeni şeyler öğrenme isteği insanı hep canlı ve genç tutar. Yani insanın ruhunu hep genç tutar. Beden yaşlanır ama ruh yaşlanmaz bence. Okuyarak gelişerek ruh gençleşir. Başkalarına faydalı oldukça ruhu dinlenir. Yaşama sevinci artar. Beden yaşlanır ruh gençleşir diyebiliriz de. Bazı insanlar yaşlı olduğu halde yaşama azmi ve gelişim isteği onları hep genç gösterir. Canlı tutar.
Sevgili özgelişim yolcusu dostum,
Çok insan özgelişime inanmadığından çevresindeki insanların gelişemediğini, okuduğunu uygulamadığını zanneder ama onlar gene de gelişir ve değişir. Değişimi ve gelişimi görmek her kişinin değil er kişinin harcıdır çünkü. Hakikati görenlere “gönül gözüyle gören” denir ya da “bilinçli insan” denir. Herkesin bir deyimi vardır aynı olaya. Olaylar yaşanır ve herkes farklı yorum getirir.
Sevgili özgelişim yolcusu dostum,
Bu öğrenme ve öğretme isteği insanı daha çok genç tutar demiştik. Ben mektuplarımı gençlere yazıyorum. Onlar ders alsın isterim ama daha çok yaşlılar ve öğrenmeyi sevenler okur bu mektupları. Yani kimin nasibi varsa. Umut bişte gelecekte belki gençler daha çok okur.
Sevgili dostum,
Bu öğretme isteğimizi de gene çok kişi anlayamaz. Onlara göre yaşı geçen insan bir köşede oturmalı. Bu hazineyi çöpe atmak gibi bir şey. Bilgi ve tecrübe her zaman faydalanılacak şey olmalı çünkü. Faydalanılmayan bilgi paylaşılmayan sevginin ne önemi var ki.
Sevgili dostum,
Bazı insanlar bir köşeye oturarak, çayını veya sigarasını içerken sürekli o ortamdaki gençlerin gelişmediğinden ve okumadıklarından şikayet eder. “Sen okuyor musun ? yaşın 65 olmuş. 48 yıl hizmetin var kaç kitap okudun ? “diye sorduğumuzda ses veremez. Çünkü okumamış ve gelişimi önemsememiştir. Gelişen ve okuyanla hayatı alay etmekle geçmiştir. Torunlarını gelişen ve okuyanlarla tanıştırmamıştır. O zaman gençleri eleştirmeye hakkı var mı sence? Çocukları öpmekle sevgi gösterisi yetmez onlarıa bilgi ve sevgi yanında onları aydınlatacak kitaplarda hediye etmek gerekmez mi?
Sevgili özgelişim yolcusu dostum,
“iki günü denk olan ziyandadır” sözü ne güzel sözdür. Bu da özgelişimin önemini anlatan söz , her gün, içinde olmamızı hatırlatan söz değil mi? Hal böyle olunca dindarlığın sadece ibadet olduğuna inanan çok insan özgelişim içinde olanları küçümser ve “onların modası geçti” der. İlmi bilgiyi öven ve öğrenmeyi anlatan peygamber sözlerini görmemezden gelir. ”Oku” emrine sıkı sarılanların yaptığı ibadet değil mi?
Sevgili dostum,
Hayat böyle işte kimin veli dedğine kimi deli der, kimim kahraman gördüğüne kimi de vatan haini gözü ile bakar. Her şey bakış açımızda değil mi ? Bakış açımızı geniş tutmamızda devamlı gelişim içinde olmamıza bağlı değil mi ? Devamlı gelişen insan özgelişimi önemseyen kişi, her zaman diri ve iri olur. “bir olalım iri olalım, diri olalım” diyen ne güzel söylemiş. Böyle sözleri önemseyen ve rehber edinen genç ve dinamik olur. Sen de öyle değil misin.? Bana ” Ben senden de gencim” dediğini görür ve duyar gibiyim.
Sevgili dostum,
Senin duyguların gibi kendimizi hep genç görelim ki, çevremize faydamız olsun. Genç olduğu halde çevresine faydalı olacak yerde zararlı olan boş konuşmalarla çevresini bıktıran insanlar yerine bir köşede devamlı tefekkür ve okuma içinde olan inna hem hzuur bulur hem geyik muhabbetlerinden uzak kalır.
Sevgili dostum,
Okuyrak a gelişen insan, çevresinin olumsuzluklarına takılmadığından fazla strese girmez. Kendini strese sokan insanlardan uzak kalır. Her fırsatta kitaplardan, şahıslardan öğrendiğinden dolayı da genç kalır. O’na bakanlar “sen yaşından niye bu kadar genç görünüyorsun?” der ama özgelişime inanmayan insana ne kadar izah etsek de bunu kolay kolay anlayamaz. Gelişmek öyle bir şey işte.
Sevgili dostum,
İnsanların kendini geliştirmesi için önce okuyarak, kurs görerek, kendini geliştireceğine inanması sonra okuması, eğitim alması gerektiğine inanarak harekete geçmesi lazım. Belki kursa gidemez ama bilen birisinin tavsiyesi ile il ve ilçe halk kütüphanelerinden kitap alarak okuyarak bilenlerle sohbet ederek gelişebilirler. Gelişen insanların kitapların okuduğumuz zaman bir zamanlar onlarında bizim gibi olduğunu inanmadığını sonra gelişime inanarak okuduklarını, eğitim aldıklarını görüyoruz. “harekette bereket vardır” sözü ile harekete geçmişler işte. Harekete geçmeyen berekette bulamaz.
Sevgili dostum,
Biyolojik yaş ile ruh yaşı arasında fark olanlar , yani ruhal yaşı genç olanlar, gelişen ve rahat olan hiçbir şeyi dert etmeyen insanlar genelde. Her şeyi dert eden ve sakin olmasını bilemeyen insanlarda çevresine zarardan, negatif enerji yaymaktan başka bir şey bulamaz zaten.
Sevgili dostum,
Her zaman olduğu gibi mektubu yazmak için oturunca bir de bakıyoruz ki mektubumuzu sonuna gelmişiz. İnsan sevdiği işi yaparken böyle oluyor. Güzel bir kitaba dalmışken bir de bakıyoruz ki zaman su gibi akmış ve okuduklarımızdan bilgi beynimize akmış. Daha rahat hisseder olmuşuz kendimizi.
Sevgili dostum,
Başkaları inanmasa da, ben yazarken sen okur ve okuturken bu mektuplar bize rehber oluyor ve bizi daha bilgi ve sevgi ile dolu olmamıza vesile oluyorsa sorun yok. Biz kendimizden sorumluyuz ve öğrenmenin ve öğretmenin önemine inanan insanlarız. Bunu da her zaman yapalım ki, bugünlerden çok yarınlara inanan biz, yrınlarda faydalanacak insanların da umudu olalım.
Yeni mektuplarda buluşmak, gelecek nesillere hep umutlu olmayı aşılamaya devam etmek dileğiyle.
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.