- 172 Okunma
- 2 Yorum
- 2 Beğeni
Öğretmenim
Evet, 24 Kasım geldi. Bir Öğretmenler Günü’nü daha kutlayacağız. İnsanın ilk öğretmeni annesi ve ikinci öğretmeninin öğretmen, öğretmenler olduğu kabul gören bir gerçektir. Anne çocuğu besler, büyütür özellikle konuşmayı, ana dilini öğretir. Kişiliğin oluşturulmaya başlangıcı aile içinde özellikle ilk öğretmen anne, aile tarafından sağlanır.
Yıllar hemen geçiverir çabucak çocuk, bizler kendimizi okulda, öğretmenlerimizin kanatları altında buluruz. Okulda, toplum içinde yaşamayı, arkadaşlarımızla iletişim kurmayı, çevreyi, doğayı tanımayı öğreniriz. Daha önemlisi okuma-yazmayı öğreniriz. Yaşam için gerekli donanımı okullarda ediniriz. Kişiliğimizin şekillenmesinde biricik kılavuzumuz her daim öğretmenlerimiz olmuştur. Külebi’nin dediği:
“Uzak köylerimizde kuşlar gibi/ her sabah çocuklar size uçar./ Ama küçük, ama büyüyen, ama güleç…/ Alın benim gönlümden de o kadar.”
Kuşlar gibi, çocuklar öğretmenlere uçar. Gerçi köylerimizde okullar kapandı! Çocuk sesleri kuş cıvıltılarına karışmıyor köy okullarımızda! Biz çoğunlukla kasaba ve kentlerimizde oturan çocukların öğretmenlere uçtuğunu biliyoruz artık. Kimdir öğretmen? Alnında ışığı ilk hisseden bir sanatkârdır öğretmen. O ışık bilim ışığıdır, halkı aydınlatan. Bir rehberdir, liderdir öğretmen toplumun en önünde yürüyen. Öğrencilik yıllarında edindiği bilgileri sürekli yenileyen donanımlı, bilgi ve becerileri en üst düzeyde olandır öğretmen. Kılık kıyafeti, davranışları, konuşmalarıyla öğrencilerine ve topluma rol modeldir öğretmen.
Ve biz Türk çocuklarının ebedi başöğretmenini Mustafa Kemal Atatürk’tür öğretmen.
“Her gün, enginlerden engin/ Yücelerden yüce/ Bir duygu sarar bizi/ Bu sınıfa girince./ Kürsünün üstünde: Atatürk’üm/ Arkasında al bayrak.” “Atatürk benim/ Başöğretmenim./ Ne öğrendimse/ O’ndan öğrendim…”
Bugün ülkemizde yurttaşlarımızın okuma-yazma oranı % 95’lerin üzerine çıkmışsa bu başarıyı Eğitim Birliği Kanuni ile her Türk çocuğunun ilköğretimini zorunlu hale getiren başöğretmen Atatürk sayesinde olmuştur…
Başöğretmen Atatürk’ün, Ulusal Kurtuluş Savaşı sonunda yüz yıllarca geri kalmış halkımızın aydınlanmasının biricik yolunun okullaşma olduğu bilinciyle Milli Eğitim Bakanı olmasını istediği bilinir. Atatürk yaşadıkça ülkemizde okullaşmaya önem vermiş, okulların açılmasına büyük katkı sağlamıştır. Türk halkının özellikle köylümüzün kalkınması, halkımızın bilinçlenmesi için yadsınamaz yeri olan Köy Enstitülerinin ön çalışması olan köylere öğretmen göndermek için eğitmen yetiştirme projesinin fikir babası Atatürk olmuştur. Ve “Öğretmenler yeni nesil sizin eseriniz olacaktır…” diyerek genç kuşakları öğretmenlere teslim etmiştir.
Yer karamızda sorunlarını büyük ölçüde çözmüş, halkının barış ve huzur içinde yaşamasını sağlayan devletler ülkelerindeki eğitim-öğretim çalışmalarına gerekli önemi aksatmadan önem veriyorlar. Bu çalışmaların en önemli paydaşı öğretmenlerini en nitelikli okullarda yetiştirip özlük haklarını gereği gibi sağlıyorlar.
Her ülke nitelikli eğitim-öğretim yapmak ister. Kalkınma, çağa ayak uydurma donanımlı, kalifiye kadrolarla sağlanır. Bu bağlamda genç kuşakları iyi yetiştirmek ancak pedagojik bilgileri yeterli, özgür düşünceli, donanımlı öğretmenlerle sağlanır.
Başöğretmen Mustafa Kemal Atatürk’ün, ulusal kültürümüzü çağdaş uygarlık düzeyinin üstüne çıkarmak için Cumhuriyetin ilanı ile hızlı bir kalkınma seferberliği başlatıldı. Bu seferberlikte en büyük görev öğretmenlere düşüyordu. Bu bağlamda öğretmenlik mesleği en saygın meslekler gurubu içindeydi 20’li, 30’lu, 40’lı hâttâ 50Li yıllarda. Toplum öğretmene büyük saygı duyar, öğretmenler de uygarlığın hiçbir nimetinden yararlanamamış yurdun en uzak köylerinde severek görev yaparlardı.
Milli Eğitim bakanından en alt düzeydeki yöneticiler tümüyle öğretmenin çalışmalarına yardımcı olurdu. Örneklersek: Biricik düşünceleri halkın aydınlanması olan Milli Eğitim Bakanları Mustafa Necati, (genç yaşta ölümüne Atatürk’ün çocuklar gibi ağladığı bilinir) Hasan Ali Yücel… Eğitim-öğretim çalışmalarımızda destanlaşmış değerlerdir.
Günümüzde öğretmenler cumhuriyetin ilk yıllarındaki gibi donanımlı yetiştiriliyor mu ve öğretmenler o altın yıllar gibi toplumdan gerekli saygıyı duyabiliyor mu? Bu sorulara süslü sözlerle olumlu yanıtlar vermeyi ne çok isterim. Lakin ülkede hala okula gidemeyen çocuklarımız var. Devletin görevlerinden en önemlisi çocukların zorunlu eğitimini devlet okullarında parasız yapılmasını sağlamaktır.
Oysa öğrencilerimizin ortalama %20’si özel okullarda okutuluyor. 300 bine yakın öğretmenimiz hiçbir iş güvencesi olmadan özel okullarda çalıştırılıyor. Ve devlet okullarına ise kadrolu, sözleşmeli ve ücretli öğretmenler görev yapıyor. İş güvencesi olmayan sözleşmeli öğretmenler ve de ücretli öğretmenlerden ne derece verimli olmaları beklenebilir. Hele Eğitim Fakültelerini bitirip bakanlık önünde atama bekleyen genç öğretmen adaylarının ümitsiz bekleyişlerini nasıl değerlendirmeli…
Öğretmenler gününü kutlarken ülkemizdeki eğitim-öğretim, öğretmen sorunlarını da bilmek ve bu sorunları çözme yolunda yurttaş olarak üzerimize düşen görevleri yapma zorunluluğumuz var yarınlara güvenli bakmak adına.
Türk Kültürünü çağdaş uygarlık düzeyinin üzerine çıkarmayı hedefleyen, bu uğurda görev yapan öğretmenlerimizin Öğretmenler Gününü içtenlikle tebrik eder, Hakk’a yürüyüp aramızda olmayan öğretmenimizi de saygı ve rahmetle anıyorum…
YORUMLAR
Allahın selam ve rahmeti tüm inananların ve sizinde üzerinize olsun
Değerli Öğretmenim din kardeşim İBRAHİM YILLMAZ BEY
Öğretmenlerimiz yaşayan değerler yatılı öğretmen okulunda okudumöğretmenlerimiz bayanlar anne abla teyzemiz gibi değerlilerdi ayrıca ilimle ışık olup yolumuzu aydınlatanlardı..Öğrenci arkadaşlarımsa kardeşlerim ve akrabalardan ileriydi ..Önceleri çok güzel düzenliydi eğitim öğretmenlere saygı büyüklere saygı merhamet daha fazla hissettirilirdi etrafındakilere..Uzun zaman oldu yurdumuzdan ayrılalı vatanım bayrağımız tüm değerlerimiz tarih ve geçmişimiz iyi geçti sayılır ..Gözlemlerimse değişiyor ekonomik sosyal çok farklı yaşam şartları zorlaşıyor dünyanın her yerinde..
Anlamlıydı yazınız okulumu öğrencilik yıllarımızı öğretmen ve arkadaşlarımı hatırlattı..Yaşıyorlarsa saygım çok öğretmenlerime...Birkaç öğretmenimle hala görüşüyorum tatile gidince de ziyaret ettim çok sevindiler daima dualarını almak nasip oluyor şükür Rabbimize.
İlkbahar mevsimindeyiz heryer yeşil bazan sıcak bazan yağışlı her an değişmeye hazır..
Burada da eğitim sistemi daha zorlaşıyor ilk orta lise bir şekilde fakat üniversiteler oldukça farklı maddi yönden...Allah tüm öğrencilerimizi korusun başarı sağlık versin..Onları okutan emek veren öğretmenlerimizede her zaman saygı ve yaşam kolaylığı inşaAllah sağlanır .
Allah a emanet olun Yurdumuza size ailenize selamlar ve dua ile..
İBRAHİM YILMAZ
İlginize, değerli ve düzeyli yorumunuza teşekkür ederim.
Ne ilginç ulu Allah'ımızın hikmeti, dünyanın ekseninin yörüngesine belli açıdan eğik olması, güneşin etrafında dönmesi bunun sonucu mevsimlerin oluşması. Sizin önünüzde ilkbaharın ve yaz mevsimlerinin güzelliği varken biz hüzünlü sonbaharı devrettik kışa girdik. 23 kasımda ilk kez Derince-Kocaeli'ne kar yağdı bir miktar. hava sıcaklığı 8derece şu anda.
Evet öğretmenim, öğrencilik yılları, arkadaşlarımız, öğretmenlerimiz o yaşamlar destansı güzeldi. Bilmem yazmış mıydım. Trabzon İ. ö. Okulu'nda sizin gibi yatılı okudum. yanılmıyorsam siz de yatılı okuduğunuza göre Beşikdüzü'nde okudunuz.
Yıllar geçtikçe yaşam koşulları da maalesef belirttiğiniz gibi zorlaşıyor. Ülkemizde bizleri bir birimize bağlayan değerler hızla dejenere oluyor. küçük büyük herkesin elinde akıllı telefon. Ayrıca corona belası aile ziyaretlerini de olumsuz etkiledi. Ve üretmeden tüketen bir toplum olduk. Bilirsiniz öğrencilik yıllarımızda Türkiye ürün ithal etmeyen 7 ülkeden birisiydi. Şimdi birçok ürün, et ithal eder hale geldi. Köyler boşandı. köy okulları kapandı. Ülke sorunlarıyla başınızı ağrıtmayalım.
orda yaşayan sizler ve diğer müslüman halklar içim camiler var mı?
herşeyin gönlünüzce olması dileklerimle size, aile bireylerinize sağlık ve huzur içinde yaşamanız dileğiyle selamlarımı sunarım.
Allah'a emanet olunuz.