- 57 Okunma
- 2 Yorum
- 5 Beğeni
ana gibi yar olmaz
tanrı bile suskun kaldı bu yalan dünyanın döngüsünde çünkü annemin gözlerinde saklı tek gerçek silinse de kaybolmayan o ilk dua
yüzündeki solgun ifade koca bir dağın dilsiz ağırlığı gibi yüreğime çöktü. sen bu zamanın evladısın dedim adın şimdi olmalı. zamanın bilinmezlikten dokunmuş bir çocuğu. elindeki kâğıt yürek yakan bir sır gibi bana uzandı. parmaklarımda titreşen o kâğıt belki de bir asrın yitik destanını saklıyordu ama ne tam geçmişten kopmuştu ne de geleceğin yeliyle savrulmuş. her satırı köhne her harfi yarım kalmış bir masal gibiydi ama yine de içinde binlerce gönül sızısı yatıyordu. hem aşina hem yabancı. bir şeyin izi var ama hangi göçen yürekten kalmış bilmiyorum.
bir palimpsest. yalnızca ellerimde tuttuğum o kâğıt değil zihnimde açılan dağlar misali bir yol gibi. zihnim de bir palimpsest hatırladıklarım eski türküler gibi unutulmuş ağıtlarda esiyor. ama bu hatırlayış gerçek mi yoksa düş mü emin değilim. gerçek nedir. kendi sevdam mı bu yoksa başkasının yüreğime işlediği bir hüzün mü. artık bilmiyorum. zaman bizi yolda sürükleyen bir rüzgar her adımda geride ne bırakıyoruz. bir iz mi yoksa savrulmaya mahkûm bir düş mü.
yol dediğin bir yürek çarpıntısıyla başlar. bir kıpırtı sonra adım adım uzayan bir belirsizlik. yollar aşina ama bir o kadar da yabancı. sanki önceden geçmişim bu yollardan. gökyüzü aynı bulutlar eski bir dost gibi türküler söylüyor. ama ben aynı mıyım. kendi hayalime bile sığmazken geçmişin izleri peşimi bırakmıyor. gönül insana kendini unutturur ama unutmak da kara bir sevda gibi yakar. annemin sesi içimde dolanıyor. her ninnisi ruhumda bir sığınak her duası üstümde koruyan bir örtü. şimdi dedim beni buraya kadar getiren sendin. o ise dilsiz gözleriyle karşılık verdi bana paslı bir kapıyı gösterdi.
paslanmış bir kapı. elimi sürdüğümde tozdan koca bir yürek örtüsü kalktı. bu kapı sanki bir başka devrin kilidi gibi. binlerce can geçti buradan kimileri iz bıraktı kimileri bir bozlakla ağıt gibi savruldu. annem de bir zamanlar bu kapının önünde durmuş mudur. şimdi o yok ama onun duası içimde dolanıyor. annemin sıcaklığı sanki rüzgarla dokunuyor tenime. ben de geçiyorum ama ardımda bir iz kalacak mı. yoksa sadece bir düş misali unutulacak mıyım. kapının ardındaki karanlık beni çağırıyor. belki de her şey bu karanlıkta gizli gerçeği bulmak için karanlığa dalmam gerekiyor.
karanlıkta bir ses ama benim sesim değil. annem evet annem buradaydı. rüya mı yoksa gerçek mi ayırt edemiyorum. annemin varlığını rüyalarda hissettiğimde zamanın ne denli aldatıcı olduğunu anlıyorum. ellerini uzatıyor sanki küçük bir çocuğun avuntusunu taşır gibi. ama hep oradaydı da ben mi görmedim yoksa belleğimin bir oyunu mu. o ellerin dokunuşu hiç silinmedi. annemin kokusu aniden yayılıyor karanlığa ve tüm yalanlar bir anlığına dağılmak zorunda kalıyor. kendi ellerimde tuttuğum her şey o karanlıktan yükseliyor. annemin gözleri doluyor ama bu yaşlar beni mi yoksa yitip gidenleri mi anlatıyor. onun duası içimde bir sığınak. kendi boşluğuma bakmaya cesaretim yok.
mum titriyor elimde karanlık biraz daha geri çekiliyor. duvarlar yazılarla kaplı ama hiçbir yazı tam değil. bir zamanlar birileri türkü gibi yazmış sonra başka birileri o türküleri bozup kendi ağıtlarını eklemiş. hikayeler birbirine karışmış tıpkı aşıkların yolları gibi. her hikaye bir diğerinin izini taşır silinen yazı asla tamamen kaybolmaz. bu metni okuyan başka bir türküyü de duyar başka bir yürek yarasını da anlar. annemin seslenişleri hala kulaklarımda. her şey silinse de onun duası yüreğimde dolanır. çünkü her şey silinse de hiçbir şey yitip gitmez.
yalnızca mum ışığında beliriveren eski harfler beni geçmişe değil kendi yüreğimin derinliklerine götürüyor. hangi kelimeler gerçekten var hangileri düş bilmiyorum. belki de bilmek en büyük aldanıştır. ne kadar öğrenmeye çalışsak da unuttuğumuz türküler hep bir yerlerde söylenir. zihnimdeki bu palimpsest her yeni hatırlayışta bir iz daha ekliyor. annemin duaları hala üstümde bir örtü gibi. gerçekten neyi hatırlıyorum neyi yitirdim bilmiyorum. annemin dizlerine başımı koyduğum anlar zihnimde bir iz bırakıyor. o iz silinmiyor. her şey katman katman açılıyor ama hiçbir katman tam anlamıyla görünmüyor.
şimdi yanıma gelip kulağıma sesleniyor annem her şey silinir ama bir annenin yüreğinden evlatları silinmez.
dünyanın en derin sessizliği bir annenin yüreğinde gizlenir çünkü gözyaşı onun kalbinden döküldüğünde tüm yalanlar hakikatin kıyısında sükûta erer.
YORUMLAR
Muhteşem bir insanı anlatan muhteşem bir yazı.Belli ki; özlem var,tefekkür var, benliğe yürümek var ..Söz konusu ana ise göbek bağı olduğu gibi bir de yürek bağı var .Doğası var, duası var,hele hele öğütleri var .O kadar derinlemesine pasajlar açılmış bir yazı ki..Her bir cümlesi derinden etkiliyor." Ana gibi yar olmaz"
Kaleminiz daim yazsın.Başarılarınız daim olsun .Sağlıcakla.Saygıyla.
CaNMaYBuL
bu gün dersim yok...ve henüz uyumadım...sadece annemi düşünüyorum... ve onu çoook seviyorum..
Günün güzel geçsin
sevgiler...