- 82 Okunma
- 1 Yorum
- 0 Beğeni
EVLERE GİZLENEN BÜYÜK DÜŞMAN
Sosyal medya ve televizyon hayatımızı ve yaşantımızı hızla değişiyor, bu yaşantılarla aile bağlarımız sosyokültürel farklılıklarımız negatif yönde etkileniyor. Avrupa Birliği uyum yasaları sürecinde çıkarılan bazı yasalar Avrupalıların dayatması ile kabul edilince, gerekli maddeler dışında gereksiz çok madde hayatımıza kanun olarak girerek hayatımız bir anda değişti. Bunlara paralel olarak görsel medya da, Televizyonlar da benliğimizi oluşturan aile yapımızı bozan bir çok dizi, filim ve programlar yapılarak gece gündüz, kontrol edilemeyen subliminal mesaj verilirken, artık bu mesajlar direk verilmeye başlandı.’’ Komşu, komşunun külüne muhtaçtır’’ Ata sözümüz Komşuluk bağlarını anlatır iken, bazı programlar da komşusunun hanımına yan göz ile bakan sapık bir insanı ve sapık insanın kadın ile olan zinasını meşru kılan yasaları, hamile kalan kadının çocuğunun kimden olduğu DNA testi sonucunu merakla bekleyen nikahlı eş ve komsu, reyting uğruna ailemizin gözlerine sokularak izlettiriliyor. Kadınlarımızın toplumdaki değeri yerine, onların cinsel teşhirlerini yapan diziler arttı. Eş cinseler ve eş cinsellik ballandıra, ballandıra sosyal medyada ve televizyonlarda işlenerek özendiriliyor. İslam’a Fobi almış başını gidiyor, sahte cinci hocaların tecavüzleri gözler önünde, çocuklara istismar ve kadına karşı şiddet haber kanallarının en vazgeçilmezi oldu. Aşk adıyla zina özendirilirken, lüks yaşam sosyal medyada gözümüze sokuluyor, tüketim artırılıp haneler kredi borçlarına sokuluyor. Hayatımızın en büyük bölümünü sosyal medya ve televizyonlar kaplarken bunların içerikleri Türk aile yapısını aykırı bir çok dizi, program ve uygulama içeriyor. Şanlı Tarihimizin sadece haremden ibaret olduğunu anlatan diziler yerine, gerçek tarihimizi anlatan, Kuruluş Osman, Büyük Selçuklu gibi diziler olması gerekir. Eğitici ve öğretici televizyon programlarına ihtiyacımız var. Kendisini mafya zanneden siyah giyen bir gençlik yetişiyor, tik tok uygulaması için video çeken insanlarımızın hali içler acısı, özelimiz kalmadı neredeyse tuvalette bile video çekip paylaşacaklar. Aile bireyleri bir birleriyle vakit geçirmek yerine, bu aileleri yıkacak tuzakları ellerindeki akıllı telefonlarla ve televizyonlarla izliyorlar ve zaman geçiriyorlar.
Sosyal medya ve televizyonlar sıkı denetlenmeli, gençlerimiz ve geleceğimiz çocuklarımız özenmeden kendileri gibi yaşamalı. Kitap okumak, bireysel beceri oyunları ve spor teşvik edilmeli diye düşünüyorum. Kitap okumayı ve okutmayı nasihat etsek güzel olmaz mı?, okuyan ’’çalmaz, çalan okumaz’’ sözü ne güzeldir. Kadına şiddetin olmadığı, anne, baba ve ataya saygı, sevgi ve hürmetin olduğu büyük aileler olduğumuz yarınlarımız olsun istiyorsak evimize giren sosyal medya ve televizyon programlarında seçici olmalıyız. Allah’a ısmarladık, Hoşça kalın...