- 143 Okunma
- 0 Yorum
- 4 Beğeni
ADI ÇOCUK SOYADI UMUT...
Önce tuttum nefsimi elinden ama yetmedi:
Bu sefer nefesimi tuttum derinden yine yetmedi.
Özlemle hemhal açık seçik öznem ve sözcükler bir başına serilmiş koynuna yerkürenin demem o ki: alabildiğine içim ezildi bir o kadar ezilmiş bir çiçek olmanın verdiği acı ile darmadağın gövdem ve ruhum ezik olmadığım kadar da azık bildiğim sevgimle ve hayallerimle asla da çıkmadığım Kaf Dağında af diledim Rabbimden ama başkaları adına ne de olsa aşk, şarlatan bir rüzgârdı günümüz dünyasında; insanların bitmek bilmez hırsları ve istekleri ile ve de kırık tekeri acımın açmadığım kadar kalbimi sevgiden bihaber fısıltı yüklü kâfir varlıklarında beni içlerine almadıkları kadar yalancı dünyanın yalanları alabildiğine kanmış olsam da…
Hem rica üzerine sevmemiştim ben evreni.
Emir kipim iken, sev emri elbet Rabbim, ‘’ol’’ dediği takdirde bir o kadar en sevdiğim elbet biricik Mevla’mın ilk emri, ‘’oku’’ bense saplamış olduğum kadar hayallerimin ve huzuruma da delalet maneviyatımın sevgi ok’ u ile hemhâl layıkıyla kul olmak adına yüce Huda’ya.
Sözcükler birer nesir.
Cümleler devinen nice şiir.
Duyguların rotası acının açısı ve işte sevebilme yeti’ m ile alabildiğine yetim yüreğimin de sadece Allah katında kabul görme kaygısı.
Gözümün önünden gitmeyen ne çok anı çocukluğuma dair.
Ve ne çok an biriktirmişliğim elbet iç sesimin, çok sevebilme sezisi.
Dualarımsa çağlayan misali…
Duyduklarım da değil insanların birbirine iltimas geçtiği ne de olsa kendimce kendimle baş başa ve daha iyi bir insan nasıl olabilirim sıfatımla baş koyduğum yoldan da yok iken dönüşüm.
Günü birlik addedilmesin de hani yazdıklarım ne de olsa ben kalemin sevgiyi kaldırma gücünde devasa bir ayracım:
Dünümle bu günüm arasında bir sırdaş.
Yarınlara kavuşma heyecanım elbet kader izin verdiğince.
Sorularımın muhatabı yine benim.
Alamadığım cevaplarda ise kendimi ararım.
Kayıpların birer yenilgi olmaması halinde kaybolmakla kendimi keşfetmek arasında uçuşan beyaz bir tülüm ben bazense bir örtünün altında bazense duvarlar inşa ettiğim nefsime aldırış etmeden sadece ve sadece kendime sitem ettiğim.
Ruhum.
Yüreğim.
Mühürlediğim bilinmezin tükenmez istekleri.
Renklerim hem solgun hem cafcaflı:
En sevdiğim pembe ve beyaz, masum kalabilmenin tek dünyası ve de nüansı varlığımın bir o kadar hiçliğimin ve kodaman gölgeler peşinde bense Allah yolunda aslında haizi olduğum tek zerremle Rabbin huzuruna çıktığım elbet hiçliğim ile var olmanın bir dünyası var mademki elbet Allah rızası için sevdiğim ve yaşadığım kadar kaderime de içten içe razı.
‘’Elimde, cennete yollamak istediğim tek kelime “çocukluğum” kalmıştı.
Çocuk hep güler, anne hep dua ederdi.’’(Alıntı)
Düşlerimin ruhumu telkin ettiği yasın ziyadesiyle yaşın da izdihamı göz pınarlarımda biriken ve üstüne eklenen titrek gölgeler bir de titreyen ellerime bulaşan mürekkep hayli koyu hayli yorgun ve ağıtlar biriken içimde ve işte şimdi yol ayrımındayım: ya terk edeceğim bedenimi ya da terk edilecektir çocuksu gülüşlerim çocuk olmaya namzet ikaz ettiğim yamalı yüreğimin misilleme yaptığı bir geceden daha feragat ve firar ettiğimin de ispatı iken kalemin, ‘’haydi, yaz’’ dediği.
Günü kapattım gün mizaçlı ruhun yorganında çıkan yangına yandaştım ne de olsa tek kıvılcımın tetiklediği bir yol ayrımında: ya gidecektim ya kalacaktım.
Elimde saklı son koz sadece çocukluğum ve ihbar ettiğim hayali arkadaşlarım cirit atan yüreğin kırık tekerinde ansızın dona kaldığım bir sonbahar akşamı boğazımda kalan o son lokma ve de çocukken hep güldüğüm annemin duaları ve inancın kat izinde saklı yaşama sevinci ve büyüme telaşı.
Ne ırkı vardı oyunların ne de bir farkımız vardı birbirimizden:
Adı çocuk soyadı umut öznesinde saklı firarı.
Adı çocuk mekânı hayal bahçesi özlemin sihri ve oyuncakların simyası.
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.