- 141 Okunma
- 0 Yorum
- 3 Beğeni
Namaz; İslâm Dininin Direğidir
Dinimizin direği olan Namaz; Kelime-i Şahadetten sonra İslam’ın beş temel şartından en önemlisidir. Kendi hür iradesi ile Kelime-i Şahadet getirip, Müslüman olan bir ferdin, kılmakla yükümlü olduğu bir ibadettir. Bedenimiz için nasıl gerekli önlemi alıp, meşru ve helal gıdaları yiyip, su v.b. içeceklerle korunması ve beslenmesini sağlıyorsak, ruhumuzun da gıdası, beslenmesi ancak iman ve onun gereği olarak ibadetlerle mümkündür. Kısacası kulluk görevinin bilincinde olmak gerekir. Namaz Nedir? Namaz, Yüce Yaratıcının huzuruna çıkıp O’nun kulu olduğumuzu göstermenin adıdır. Namaz huzura varış, huzura çıkış, huzurda duruş, huzurda doluş, huzurda huzura eriş ve huzurdan hayata geliştir. O’nunla söyleşinin, O’na ait oluşumuzun göstergesidir. Namaz dinin direğidir. Peygamberimiz Hz. Muhammed (s.a.s.)’in gözünün nurudur, Mü’minin miracıdır, Müslüman’ın yolunu aydınlatan nurudur, kişi ile küfür arasındaki en büyük settir. Namaz, Mü’min olmanın gereği, İmanın pratiğidir.
Elif gibi kıyamda duracaksın, dâl gibi rükûlara varacaksın, mîm gibi secdelere kapanacaksın ve âdem, adam olacaksın. Dinin direği olan namazı toplum olarak ayağa kaldırmalı, evde, iş yerinde, camide, arzda… Bunun için cemaat meşru olmuştur. Cemaatle kılınan namaz, yalnız kılınan namazdan 27 (yirmi yedi) kat daha sevap olduğu hadislerde bildirilmiştir. Namazda cemaat bereketi demek; daha doğru, daha coşkulu, daha etkili namaz kılmak demektir. Namaz; huzurda duruşun göstergesi! 5 beş vakit. Ruhun gıdası, şarj ameliyesi, ruh dünyasının ayarlanması, nefs ve şeytanın çaresiz bırakılması demektir. NAMAZ: Hayatı kuşatan evrensel ibadettir. Kıbleye Yönelmek: Ka’be ile canlı bağlantı kurmaktır. Niyet: Gönlün huzur da duruşu. Tekbir: Kibir ve istikbara hayır! Demektir. Kıyam: Allah (c.c.)’ın huzurunda esas duruş göstergesidir. Hazır ol vaziyeti ve kulluk tekmilidir. Emre amade oluşun ifadesi. Tahrime, O’ndan alıkoyan her şeyi haram kılma. Nefis eğitimi, Tekbirle Allah (c.c.)’a bağlanıyoruz. O’na kurban olmaya hazır olduğumuzu söylüyoruz. Kıraatle, O’nun söylemiyle O’nunla söyleşiyoruz. Ruku’ ve Secde ile yalnızca O’na boyun eğeceğimize söz veriyoruz! Namazı huşu’ ile kılacaksın, edeple oturacaksın, O’na her şeyini sunacaksın, yalnızca O’ndan isteyeceksin, O’nun Resulünü selamlayacaksın ve sonunda Miraç hediyen tahiyyatı alacaksın. O takdirde; O’ndan istemeye yüzün oldu, artık duâ edebilir, isteyebilirsin.
Âyet-i Kerimede: “(Resûlüm!) Sana vahye dilen kitabı oku ve namazı kıl. Muhakkak ki, namaz, hayâsızlıktan ve kötülükten alıkoyar. Allah’ı anmak elbette (ibadetlerin) en büyüğüdür. Allah yaptıklarınızı bilir.” (Ankebût Sûresi âyet:45) buyrulmuştur. Namaz, tekbirle başlar, selamla sona erer. Kılınan namaz, kılındığı yerde kalmaz. Hayata yansır. Namaz ruhuyla yaşamak gerekir. Namaz bizi istikamet çizgisinde tutmalıdır. Namazlarımız, iyilikleri emredip, kötülüklere de mani olmalıdır. Namaz da daim olmak ve namazın muhafızı olmak gerekir. Kısacası Namaz; hayatı yönetir. Aile sofrası, bütün fertler hazır olduğunda huzurlu, cennet, hep birlikte olunca en güzel olur. Onun içindir ki ailecek namaz kılınmalıdır. Namaz kılan, Rabbiyle gizlice konuşur. Namazda Allah (c.c.)’a bağlanır. “Namaz gözümün nurudur” ‘Ruku’ ve secde varlık halkasını Allah (c.c.)’ın kapısına vurmaktır. O kapının halkasını dövmek gerekir.
Âyet-i Kerîmelerde: “Onlar ki: Namazlarını sürekli kılarlar/aksatmazlar.” (Mearic Sûresi âyet:23) “Ailene namazı emret, kendin de namaz kılmada sebat et. Biz senden rızık istemiyoruz. Seni biz besliyoruz. Sonuç takvâ sahiplerinindir.” (Tâ-hâ Sûresi âyet:132) “Onlardan sonra yerlerine öyle bir nesil geldi ki, namazı zayi ettiler, şehvetlerine uydular. Onlar kötülük bulacaklardır.” (Meryem Sûresi âyet:59) “İkiyüzlü münafıklar, Allah’ı aldatmağa çalışırlar. Oysa O, onları aldatır. Namaza kalktıkları zaman da üşene üşene kalkarlar, insanlara gösteriş yaparlar, Allah’ı pek az anarlar.” (Nisa Sûresi âyet:142) “Namaza çağırıldığınız zaman münafıklar onu eğlence ve oyun yerine koydular. Düşüncesiz bir topluluk oldukları için böyle yaptılar.” (Mâide Sûresi âyet:58) “Suçlulara sorulur: Sizi şu yakıcı ateşe ne sürükledi? Onlar da şöyle derler: "Biz namaz kılanlardan olmadık." (Müddessir Sûresi âyet:41-43) buyurulmuştur.
Peygamberimiz Hz. Muhammed (s.a.s.) hadis-i şeriflerinde: “Namaz dinin direğidir. Onu gereği gibi kılan dininin gereğini yapmış olur, onu terk eden de dinini yıkmış olur.” “Kişi ile küfür arasındaki engel namazdır.” “Namaz, benim gözümün nuru kılındı.” İslam’ın halkaları lime lime çözülecektir. İlk çözülen halka hüküm, son çözülen ise namaz olacaktır! “Namaza, aman namaza dikkat edin !” buyurmuştur.
Dini, namazla ikame etmek! Namaz dinin direğidir. Namazsız Müslümanlık eksiktir. Namaz beş öğün ruhun gıdasıdır, kulun Rabbin huzuruna çıkışıdır ve O’na içini döküş fırsatıdır. Tüm Peygamberlerin hayatında namaz vardır. Peygamberimizin, peygamberliğinin ilk yıllarından itibaren namaz vardır. Namaz, Peygamberimizin gözünün nurudur. Peygamberimiz vefat ettiği son ana kadar namazlarını kılmıştır. Vefat ederken son sözleri de aman namaza dikkat edin olmuştur. Namaz, en zor şartlarda bile terk edilmemesi gereken bir ibadettir. Ezanla geldiğimiz şu dünyadan dua niyetiyle üzerimize kılınacak cenaze namazı ile göçüp gideceğiz.
Niçin Namaz Kılarız/Kılmalıyız? O’na muhtaç olduğumuz için… O’nsuz olamayacağımız için… O’nun huzuruna çıkıp dolmaya ihtiyacımız olduğu için… O’nun huzurunda huzura erdiğimiz için… Bunca nimetlerine karşı O’na şükrümüzü göstermek için… O’nun huzuruna çıkıp içimizi O’na dökebilmek için... O’nunla iletişim kurup konuşabilmek için… O’nun yardımına müstahak olabilmek için… Hayata namazla hazırlanmak için… Elbette Allah Rızası için! Namaz kılanlar, layıkıyla namaz kılıp kılmadıklarını, arada sırada kılanlar, beynamazlar kısacası herkes kendini sorgulasınlar!
İnsan Niçin Namaz Kılmaz? İnsanımız namazın önemi hakkında yeterli bilgiye sahip değil. Namazın günlük hayatımızı manen ve maddeten programlayan bir ibadet olduğunu bilmiyor. Namazla ilgili bilgileri, onu eyleme dönüştürecek seviye ve güçte değil. Yani namazın farziyyetine iman konusunda problemleri var. Namaz ibadetinden çok daha önemli işleri (!) var, Namaza vakit ayıramayacak kadar yoğun.(!) Namaz ibadetini bir angarya olarak görüyor ve nefsine ağır geliyor. Sonra kılarım, büyüyünce kılarım gibi birçok gerekçeleri var.(!)
Allah (c.c.)’ın “…Namaz, Mü’minler üzerine vakitleri belli bir farzdır” (Nisa Sûresi âyet:103)
Uyarısına ve beş vakit namazı belirleyen Peygamber uygulamasına rağmen; namaz vakitlerini belirleme konusunda kişinin kendisini yetkin görüp cumadan cumaya yahut keyfi yetince namaz kılması da pek çok Müslüman için önemli bir sorundur. Çoklarının namazı düzenli kılacağı bir aile, iş ve arkadaş ortamı yoktur. Peki, namaz kılınacak bir ortamın oluşması için çaba sarf ediyor muyuz?
Kendi özgür ve hür iradesiyle İslam’ı tercih eden bir Müslüman, Allah (c.c.)’ın emirlerini yapacağını, yasaklarından da kaçınacağını kabul etmiş demektir. Dolayısı ile kendi iradesi ile kabul ettiği dininin hükümlerine göre hayatını yaşaması da olması gereken bir özelliktir. Bunu bir örnek ile açıklamak gerekirse; öğretmen olan bir kişi, “benim canım isterse derse girer, istemezse girmem” diyemez görevine gelmeyenlere haklı olarak bir takım yaptırımlar uygulanır. Özürsüz olarak on gün görevine gelmezse müstafi addedilir ve görevine son verilir. Kendisi bu görevi bıraktıktan sonra ona hiç kimse niye derse gelmiyorsun diye sormaz. Nasıl ki, dünyevi bir görevin gerekleri yapılmadığı zaman hesabı sorulursa, imanın gereği ibadetleri yapmayan, namazı kılmayan Müslümanlara da hesabı sorulabilir diye düşünüyorum. Örnekte anlatmaya çalıştığım gibi, hür irademizle kabul edip, benimsediğimiz güzel dinimiz İslam’ın emirlerini yerine getirip yasaklarından sakınmamız da gerekir. Çünkü kimse bizi zorlamadı, severek benimsediğimiz dinimiz İslam’ın gereklerini yerine getirmeliyiz.
Esasında bütün Müslümanlar namazla dirilirler. Çok zaman şahit oluruz ki, namazını kılmayan veya kılamayan Müslümanların gönülleri namazı kılmak arzusu ile dolar. Namaz kılınmadığı zaman vicdanlar huzursuzdur. Namaz ile tam anlamıyla bağlantısını sağlamayan önemini tam kavrayamayan bazı Müslümanlar, namaz kılmıyorsam da kalbim temiz, filan kişinin yaptığı gibi hem namaz kılıp, hem de gıybet yapmıyorum diyerek namaz kılmamaya meşruiyet oluşturmaya çalışmaktadırlar. Bu kesinlikle yanlıştır. Kendi yanlışlarını bir başka yanlış örnekle savunmaya çalışırlar. Hâlbuki hem başkasının yaptığı gıybet vb. yanlışlar yapılmamalı, hem de namaz dosdoğru kılınmalıdır. Müslümanın içindeki güzellikler dışa yansımalıdır ki kalbinin temiz olduğunu anlayabilelim. Aksi halde kalbim temiz demekle kalp, temiz olmaz. Burada şu önemli cümleyi belirtmek isterim: Her namaz kılan, dürüst, güzel ahlâk sahibi bir Müslümandır diyemeyiz ama dürüst ve güzel ahlâk sahibi bir Müslüman olmak için de mutlaka namaz kılmalıyız. Namaz ikame edilmeden, kötülüklerden korunmamızın mümkün olmadığı bilinmelidir. Namaz, imanı takviye eder, nefsin kibrini kırar, tembelliği ve uyuşukluğu giderir, zor işler karşısında insanı güçlü kılar. Taberânî’nin rivayetine göre, Resûlullah (s.a.s.) zor bir işle karşılaşınca hemen namaz kılardı. Namaz, sıkıntılardan kurtulup huzur bulmamızın ana unsurudur.
Bazı kimseler namazlarına riya katarlar, bazıları da namazın erkânını ihmal ederler. Namaz kıldığı halde, Müslüman’ın hayatına iyilikler değil de kötülükler hâkimse, bir problem var demektir. Gerçek anlamda şuurlu bir şekilde namaz kılan Müslüman’ın hayatında kötülük kalmaz. Kötülük varsa namaz şuurlu olarak kılınmıyor demektir. Maun süresindeki 1-7. Âyetler de: “Gördün mü, o hesap ve ceza gününü yalanlayanı! İşte o, yetimi itip kakan, yoksula yedirmeyi özendirmeyen kimsedir. Yazıklar olsun o namaz kılanlara ki, Onlar namazlarını ciddiye almazlar. Onlar (namazlarıyla) gösteriş yaparlar. Ufacık bir yardıma bile engel olurlar.” buyurulmuştur.
Rabbimiz, her birimize gerçek anlamda İman etmeyi, imanımızın gereği Salih amelleri işlemeyi, namazı dosdoğru kılmayı, bütün ibadetleri yapmayı nasip eylesin. Haydi, bugünden itibaren şuurlu bir şekilde gözümüzün nuru namazı kılalım. Namazla dirilelim, ailemize, çocuklarımıza ve çevremize iyi bir örnek olalım. Haydin namaza! Namazla kalın, namazı ikame edin, namazda kalın, namazlı olun ve namazla dolun! İki cihanda kurtuluşa erenlerden olmamız duası ile sıhhat ve afiyetler dilerim.
NAMAZ KONU BAŞLIKLI ŞİRİMİ EKTE SUNUYORUM:
Namaz; hayat kuşatan cihanşümul ibadet,
Kâbe’yle gönül bağı kurmaktır esas niyet.
Allah-u Ekber demek büyüklenmeye hayır,
Kıyamda esas duruş ile kul alır ecir.
Hazır ol vaziyeti kulluk tekmili demek,
Yoluna hep baş koydum daim veririm emek.
Namazda kıraatle Allah’la konuşuruz,
Rükû’, secdeyle O’na baş eğer görüşürüz.
Namaz; Dinin direği, kulluğun zirvesidir,
Müslümanların gerçek necat vesilesidir.
Namaz kılmamak büyük bir gaflet ve acıdır,
Namaz: İmandan sonra hakikatin tacıdır.
Namaz: Gözümüz nuru, gönlümüzde hep huzur,
Sahih kılınan namaz, kötülüklerden korur.
Namaz; Mü’mini hiç bir zaman bırakmaz yalnız,
Miraç’a yükselenler o tat’tan geri kalmaz.
Münafıklar namazdan kesinlikle tat almaz,
Kâfir olanlar da hiç bir zaman namaz kılmaz.
Namazı huşu ile kılıp edeple otur,
Her şeyi O’ndan iste haddi aşma dur.
Haydin namaza, namaz ile kalın ve dolun,
Namazı ikame et mutlu ol huzur bulun.
Ya Rabbi! Namazla bize rızanı kazandır,
Hesap günümüzde de kurtuluşu hızlandır.
Ömer LÜTFİ ERSÖZ
[email protected]
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.