- 74 Okunma
- 0 Yorum
- 1 Beğeni
KARLA GELEN ÖLÜM – BÖLÜM 8
Yoğun bakım odasının önüne gelen Kutsal, pencereden odaya bakınca, uzaktan Recep’in kendisine gelmiş olduğunu gördü. İçeri girmek için yoğun bakımın kapısını açmaya kalkınca, bir görevli önüne geçerek,
‘’ Yasak efendim, Baş Hekimin emri var. Ziyaretçi giremez.’’
‘’ Haklısınız, bu tedbirin alınmasını Baş Hekimden ben istedim. Hastamın hayatı tehlikede izin verin içeri gireyim.’’
‘’ Lütfen Baş Hekimden izin alın, öyle içeri girebilirsiniz.’’
Hemen Baş Hekimin odasına gidip, durumu izah edince,
‘’ Tamam, kızım beraber gidelim, bende hastamızı kontrol edeyim. Buyurun çıkalım.’’
Baş Hekimle beraber yoğun bakımdan içeri girdik. Recepi kontrol ettikten sonra,
‘’ Sen burada kalabilirsin kızım,’’ dedi ve dışarı çıktı.
‘’ Bugün nasılsın Recep?’’
‘’ Daha iyiceyim ve hayatımı kurtardığını biliyorum.’’
‘’ Hayatın tehlikede seni tekrar öldürmeye teşebbüs edecekler ama merak etme seni korumak için elimizden geleni yapacağız.’’
‘’ İzin verirsen sana bir isim takmak istiyorum.’’
‘’ Beni güldürme Recep zaten benim bir ismim var ve ben ismimi seviyorum.’’
‘’ Adın yine sana kalsın, bundan sonra sana yeşil gözlü meleğim diye sesleneceğim. İtiraz istemiyorum.’’
‘’ Güzelmiş kabul ediyorum. Bir mesele daha var?’’
‘’ Daha bitmedi mi?’’
‘’ Bu benimle ilgili, bu sabah annem beni evden kovdu. Kendime yer buluncaya kadar, yanında misafir olarak kalabilir miyim?’’
Birden Recepin gözleri ışıl, ışıl oldu. Yerinden
doğrulmaya çalışınca, acıyla kıvranırken başıyla olur anlamında bir işaret yaptı. Bu sırada Sena Başkomiser, yoğun bakımdan içeri girdi ve doğru yanımıza geldi.
‘’ Nasılsın Recep, doktorunla konuştum bir haftaya kalmaz taburcu olurmuşsun. Ama evde istirahat edebilecek misin?’’
Kutsal,
‘’ Merak etmeyin Başkomiserim, Recep’e ben bakacağım.’’
2
Bahçede yürümeye başladık, Sena Başkomiser düşünceli görünüyordu. Birden durarak karşıma geçti,
‘’ Rahmi’nin evinde yaptığım araştırmada bir defter bulduk. Bu defterde birçok telefon konuşmalarının kayıtları ve adresleri var. Bunların arasında dört isim dikkatimi çekti. Sami, Şehmuz, Kamil, Kurban.’’
‘’ Bana bunları neden anlattın Başkomiserim?’’
‘’ Hepsinin geçmişini araştırdım, ipten kazıktan kurtulmuş adamlar. Büyük bir ihtimalle yirmi sene önce o evde yaşanan olayla ilgileri var. Recep’in öldürdüğü sabıkalı ise Şehmuz’un kardeşi Ayı Davut’’
‘’ Bu ilginç bir gelişme, sizden bir şey isteyeceğim. Kasabanın gazetesine bir haber geçebilir misiniz?’’
‘’ Nasıl bir haber?’’
‘’ Recebin öldüğünü yayınlasınlar, baş sayfaya resmini falan bassınlar. Bizim hareket alanımız genişler. Aynı zamanda Recep’i rahat bırakırlar.’’
‘’ Bugün olmasa bile yarın hallederim.’’
‘’ Eğer bu haberi yapmazsak, tekrar deneyecekler.’’
Sena Başkomiser iyice sessizliğe büründü. Kafasının içinden geçenleri bilmek için ömrümün yarısını feda ederdim. Bir daha durdu, bizim ilçenin belediye otobüsüne dönmüştük, tekrar karşıma geçti,
‘’ Senin söylediğinin tam tersini yapacağız. Yürü yoğun bakıma çıkıyoruz. Baş Hekimin odasına gidelim.’’
Şansımıza Baş Hekim yoğun bakım odasındaydı. Sena, düşüncelerini Baş Hekime aktardıktan sonra, yüzüne bakmaya başladı. Baş Hekim,
‘’ İstediğinizi yapabilirsiniz Başkomiserim, biz hastamızı tek kişilik bir odaya alırız. Sizde röportaj yapıp gazetede yayınlatırsınız.’’
Baş Hekimin yanından çıkınca, hemen Sena Baş komisere sordum,
‘’ Planın tamamını anlatmadın?’’
‘’ Recep yoğun bakım odasından çıkmayacak, tek kişilik odada bizim Tugay Başkomiser olacak. Etrafında ise hemşire ve doktor kılığında bizim adamlar olacak.’’
‘’ Gazete haberi nasıl olacak?’’
‘’ Haber hafif yaralı olarak verilecek.’’
‘’ Peki, senin dediğin gibi olsun?’’
Recep bana bakarak,
‘’ Kutsal, akşamdan beri Rahmi’den haber alamıyorum. Allah vere de arkadaşımın başına bir şey gelmiş olmasın?’’
Sena Başkomiserle bakıştık. Artık konuşmanın zamanı gelmişti. Bu işte bana düştü,
‘’ Recep, çok üzgünüm, Rahmi’ye de saldırdılar. Arkadaşın senin kadar şanslı değildi, başın sağ olsun.’’
Arkadaşım birden boş, boş bakmaya başladı. Şimdi gözlerinden yağmur gibi yaş akıyordu. Sena ile aynı anda ayağa kalkıp yanından uzaklaştık. Hiç olmazsa yasını yaşamasına izin vermemiz lazımdı.
Devamı var
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.