- 170 Okunma
- 0 Yorum
- 2 Beğeni
TEK GÜNAHIM VARSIN OLSUN ŞİİR...
‘’Bu çocuk beni hiç sevmedi
Sevmeyecek.
Kim kimi sevdi? kim kimle yaşıyor ki?
Bezik oynuyoruz, rakı içiyoruz
Ve konuşmuyoruz gerekmedikçe
Arada mektup yazıyorum sana
Ah, olmayan sana. hiç olmadın ki. ‘’ (Edip Cansever)
Sergüzeşt bir fasıldır ruhun hasılasında saklı
Havsalamdan taşan bu yangını
Başlatan da söndüren de sensin
Sensizliğin gizinde saklı o yorgun şarkı
Asla tutmadığım elini
Elimden kayan zamanın da tek muhatabı
Elbette bu imkânsız aşk ve yüce Tanrı…
Göğün müridiyim yerin kat izi.
Sözcüklerin eşref saatine denk düşen bir şiiri kilim misali serdiğim de sensin.
Sensizlikle seni ihya ettiğim:
Sessizlik iken vuku bulan ve işte ruhumu tensiye ettiğim…
Tansiyonu düşmeyen hem aşkın hem hüznün hem de yalnızlığın köşkünde ikame ettiğim yalının bahçesinde yalın bir aşktır bu, diye de bilmesin hiç kimse.
Hiçliğimin konçertosu.
Ölümün kestiği raconu
Sensizlikle terbiye ettiğim nefsimin argümanı
Ve nefesimin sona takılı vedası
Ölümle dans ettiğim yılların bekası
Sözcüklerimse zaferidir bu aşkın
Asla olmadığın kadar
Olmazın oluru bir duada şafak saydığım
Şakağıma dayalı kalemin nüansı
Ölümse bir araz
Ölüm saklı bir dikit
Ve sözcükler nasıl ki yüreğimin arazisi
Bense bir zamanlar Çalıkuşu
Şimdilerde Anka olmaya ant içtiğim
Varsa yoksa yalnızlığın duası…
Hüznün karnavalı geçit vermeyen bir dağ yolu başımı yasladığım yorgun yılların tanrısı iken acımın vücut bulduğu:
Kâh şiir kâh hikâye kâh nesir…
Rengimin çalıntı nüansı:
Akça pakça teninde boş beyaz sayfanın
Nice ukdenin temas ettiği tenim
Ölümle sevişen çeyizlik düşlerin ikamesi
Elbet aşkın yol yordam bilmediği
Kırmızı Çizmeli kedinin efsanesi.
Sırnaşık bir gün bir güdü.
Aşkın efemine sesinde saklı gürültü.
Sensizlikle sana koştuğum sensizlikle yüzlerce şiir doğurduğum.
Sesin sefası.
Semanın raksı.
Ölümün ç/ağrısı…
Şiirler ki kör noktam şivesi bozuk bir isyanın tanrıçası ve işte tövbe ettiğim her ezan vakti sensizlikle ihya ederken bu sefil nefsi.
Azizim ve de sen…
Düşler bir kesit ruhumda yine sen…
Ah, be hafız hiç mi yorulmadın nazımda niyazımda saklı bir v/edasın sen…
Sensizlik.
Bencileyin bir yalnızlık.
Yerin göğün Efendisi ve aşkın rubaisi.
Çetrefilli yolların bozuk pusulası.
Ölümse şiirin örtüsü belki de örtünün dahi kapamadığı dizelerle diz dize dizginleyemediğim yongası yüreğim iki dirhem bir çekirdek imgelerim aşk ise başımın hem tacı hem belası hem bekası.
Uzun yollardan ördüğüm kısa zincirler.
Halkaların eşliğinde uzayan yollar…
Ve o devasa kesitler ruhun propagandası.
Yaşlı zamanlar yaslı geçkin kadınlar ve adamlar.
Olmazın oluru bir düş.
Bir düş ki içine düşülesi aşkın racon kestiği o endamlı gülüş.
Sen asla olmadın ki…
Ve sen, mirim ve sen, bayım:
Siması tanıdık yılların gölgesi.
Yeşeren yaşaran gözlerimde son yaş.
Yasın kesiklerinde saklı nice yasa ve işte tekbir getiren nice zaman nice ölgün isyan.
Bekçisi yüreğin.
Aşk ise başmisafir.
Yatıya kalan özlemin direktifi ile düştüğüm yollardan da yok iken dönüşüm.
Göğün kasveti.
Yerkürenin zimmeti.
Yerçekimine yenik düşen şiirlerin zarafeti…
Sen asla olmadın ki…
Yine de düşlerimde gördüğüm sen.
Tabanları yanan ateşin üstünden atladığım da.
Atakların kâbusu patikanın izi peyda olan bir sihir ve sen.
Simyacı kalemin nüansı ve rüyası.
Senle yaşadığım sensizlik.
Sensizlik iken tek günahım varsın olsun şiir.
Tek günahım sensizlikle eşleşen sen ve ses kaydında evrenin o sihirli kelam aşk iken o münferit hece göğsümün dermanı sözcüklerin yaftası sen asla olmadın ki…
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.