- 93 Okunma
- 1 Yorum
- 1 Beğeni
Soranlar bir gün adama
Gönlümde yıkılan o sarayın adı gönül dağim değil güvenmiştim bunları da yaşayınca
Böyle olması gerekiyormuş" demeyi ciğerim yana yana öğrendim ben
Artık hiç bir şeyin yakasına
tırnaklarım sökülürcesine yapışmıyorum
Bu zamana kadar olacağı varsa olurdu zaten diyip pes ediyorum.
Emekse emek zamansa zaman gözü kapalı
feda ettiğim hiç bir şey benim olmadı çünkü
Yaptığın iyilikleri değil, Yaptığın yanlışları
Hatırliyorum kendini birşey sanma O yüzden
~
Bazı şeyleri unutamıyor işte insan
boğazma düğümlenen sözcükleri vedalar varşimdiki aklım olsaydı geçmişini
ne de düşündükçe ben bunu nasıl yapmışım dediğin
En büyük hatam Sensin içini kavuran en büyük
pişmanlıkların sebebi sen
Zor günlerin hepsi geçiyor da geriye kalanlar
hep buruk oluyor.
Elini neye atsan kıracakmışsın gibi geliyor.
Birçok şey seni kolayca deviremiyor
ama ne zaman bir şeye sevinsen,
mutlu olsan, hep buruk hissediyorsun.
İnsanın o an geçmişine dönüp,
ağlayan haline sarılası geliyor..
Sorarlar adama
Dermanın yoktu da, neden çıktın bu yola,
neden yolunu değiştirdinbir başkasının?”
Büyük hırsızlık; bir insanın yolunu çalmak.
Şimdi nasıl dönülür geriye, döndüğün yer bıraktığın gibi kalırnırmi?
Bir şey kazanmak adına ne çok şey kaybedilmiştir
Beni inciten hiçbir şeyin adı da,
sevgi olamaz.!"
Bir zamanlar
inancın ve iyimserliğin hâkim olduğu aklına
güvensizliği kazıdılar
Dilim lal,
kulağım ise herkese sağır oluyor.
Sevin eserinle
YORUMLAR
hayatın öyle bir akışı var ki, insan ne kadar dirense de, ne kadar savaşsa da bazen suların sürüklediği yöne gitmekten başka çaresi kalmaz. tıpkı gökyüzüne savrulan ince bir tüy gibi, rüzgarın insafına kalmışızdır. ama bu, acizlik değildir. aksine, insanın en büyük gücü, direnmeyi bırakıp akışa teslim olabilmesinde saklıdır. çünkü her direniş bir yara açar, her yara zamanla derinleşir. belki de yıkılan o sarayın altında kalmak yerine, enkazın üzerinde yeniden inşa etmeyi öğrenmelidir insan.