- 1802 Okunma
- 0 Yorum
- 1 Beğeni
Uygulamak Gelişmektir
UYGULAMAK
Sevgili Üniversiteli dostum ,
Bir büyüğümüz demiş ki:” Ne kadar biliyorsan bil, bildiğine uygun davranmıyorsan cahilsin demektir” Çok insan bunu bilir de, kimse üstüne alınmaz. Herkes kendini özü sözü bir zanneder ve verdiği sözü hatırlatığın zaman da unuttum derler. İnsan ismi nisyandan gelir. Yani unutan demek. Ama çoğu insan unutmazda unuttum diyerek gene kendini yalanlar, suçlar.Bu işin en kolayı. Önemli olan unutmamaya gayret etmek. Unutkanlık varsa bunun çözümünü bulmak.
Sevgili Üniversiteli dostum,
Tüm bunlara rağmen bu hayat devam eder. İnsanlar birbirini küçümsemeye, aldatmaya ve hayatı önemsememeye, günahlarına, hatalarına devam ederler. En büyük zevkleri de, çocuklar, engelliler, kadınlar, fakirler gibi kendini savunamayacağını zannettikleri insanları suçlamak ve küçümsemektir.Başkasını küçümseyen insanlar başkalarının kendilerini küçümsememesi için de kendinden büyük gördüklerie oldukça saygılı görünmeye gayret ederler. Çünkü küçümsenmekten korkarlar. Özü sözü bir insanı da sevmezler. Bilirler ki onlar kendini ezdirmeyi sevmezler. Menfaatleri gidince de en çok kendine faydası olan değer veren mevki ve makam verenleri suçlarlar. Bu insanlık kurulduğundan beri böyle...
Sevgili Üniversiteli dostum,
Ama yarım asrı geçmiş hayatımla gördüm ki, samimi olmayan ve gerçek manada insanları sevmeyenler uzun vadede unutulurken gerçek manada seven ve bunu da davranışları ile gösteren insanlar yıllar geçse de hatta kendisini şahsen tanımayan gençler tarafından bile dünyanın her yerinde tanınıyorlar.
Sevgili dostum,
“Recep Yazıcıoğlu’nun Liderlik sırları” kitabımızı tanıtan kart bastırmıştım ve bu kartları dünyanın çeşitli yörelerinden gelenlere bireysel olarak gösterdiğimde Tacikistan’dan, Özbekistan’dan öğrenciler” biz bu adamı tanıyoruz ve seviyoruz. Ülkemizde de çok seviliyor.” demişlerdi de şaşırmıştım. Kendini gerçek manada seven ve insanları da “ Yaratılanı sevdim yaratandan ötürü diyenleri Yaratan unutmuyor ve gelecek nesillere tanıtıyor. Bizlere de o büyük insanları tanıtmak için güçlü kalem ve seven kalp veriyor. Bunu sende biliyorsun da hatırlatayım dedim.
Sevgili Üniversiteli dostum,
Aldatan ve bastan savanları görevleri gereği insanlar saygı gösteriyormuş gibi görünseler de görevden uzaklaştıklarında kimse yanında kalmıyor. Kısa vadede dürüstlük insana zarar veriyor görünse de uzun vadade insana katkı sağlar. Gene kötülük ve kötü insanlarda kısa vadede karlı çıksa da uzun vadede zararlı çıkarlar.
Sevgili Üniversiteli dostum,
Üniversite hayatı da iş hayatının önü olduğundan Üniversitede dürüst davranan insanların iş hayatında da başarılı olacağını düşünüyorum. Üniversitede arkadaş olduğumuz çoğu insanın iş hayatına baktığım zaman Üniversite hayatı neyse iş hayatları, aşk hayatları da hemen hemen aynı olmuş. Tabii Üniversite hayatından sonra da azmederek özgelişimine önem vererek değişen ve gelişen insanlar istisna. Ama bunların sayısı da gerçekten çok azdır. Ben çok az insanın Üniversiteden sonra kişiliğini değiştirdiğini gördüm.
Sevgili dostum,
Senin ve gelişmek ve değişmek isteyen bunu da azimle yapmak isteyenler için işte bu mektupları yazıyorum . İlk başta çocuklarım, sonra yeğenlerim en sonra da tüm gençlik ama ne yazık ki” mum dibine ışık vermez” misali bazen en yakınımızdaki insanlara faydalı olamıyoruz da çok uzaklardan “ kitaplarınızı okuduk ve sevdik, okulumuza konuşma yapmaya gelir misiniz? “diyen gençler ile “Kitabınız ile kaymakamlık mesleğini sevdik. Recep Yazıcıoğlu iyi bir kaymakam ve vali olmuş. İyi kaymakam olmak için çaba harcayacağız, kaymakam olursak Recep Yazıcıoğlu’nu anlattığınız kitabı da gençlere hediye edeceğiz ve sizi de Yazıcıoğlu’nu anlatmanız için görev yaptığım ilçelere davet edeceğiz” diyeler oluyor. Bu da bizi daha güzel kitaplar, bu etkili olacağını düşündüğümüz mektuplar konusunda bizi motive ediyor.Umarım senin ve arkadalarının ve bu mektubu okuyanlar sayesinde böyle düşünen ve davranan insanlar çoğalır. Bizim temennnimizde bu zaten.
Sevgili Üniversiteli dostum,
Sana bu mektubu yazarken gazetede şu sözü okudum “Hayatımıza giren herkes değerlidir. Ama özel değildir.Saygı herkese, sevgi ise layık olana verilir.(Erich fromm) Yani bir görevde iken herkes saygı gösterir ama bzim değer verdiğimiz ve gerçekten sevdiğimiz insanlar bizi sever. Dürüst olalım ki, sevdiklerimize onlarda bize daha çok saygının yanında sevgi ve güven versin.
Sevgili Üniversiteli dostum,
Benden kitap tavsiyesi istedin ama kitabı verdiğimde zamanında okumadın. Bu da sana olan sevgimi saygımı azaltmadı ama güvenim de biraz sarsılma oludu. Sonuçta ben o kitabı okumuş ve faydalanmışım ki sana tavsiye etmişim. İlerde gelecek ve “ keşke o kitabı daha önce okusaydım” diyeceksin belki de.O yüzden verdiğimiz sözü ertelemek yerine en kısa zamanda tutmak ve uygulamak her zaman insanı mahçup olmaktan kurtarır. İnsanın dürüst olarak tanınmasına ve sözünde duran insan olarak bilinmesine sebep olur. Senin için “O öğrendiğini hemen uygulayan kendine tavsiye edilen ve hediye kitap ve dergileri hemen okuyan ve çevresi ile de o güzel kitapları tanıştıran başarılı bir iş insanıdır” demelerini istiyorsan hemen harekete geçmelisin. Bu konuda aklına takılan her şeyi bana sorarsan ben sana bıkmadan anlatırm.
Sevgili Üniversiteli dostum,
Burada amaç insanlarla ilişkilerimizde samimi ve dürüst olmayı anlatmak. Biz kitaplarla haşır neşir olduğumuzden örneklerde genelde okumak, kitap ve hediye etmek, başkalarını da aydınlatmak ve yüreklendirmekle ilişkilendiriyorz. Sen kendine göre hayatta ilişkide olduğun insanlar ile iletişimini de gözden geçirerek başka örnekleri de örnek alabilirsin.
Sevgli Üniversiteli dostum,
Kendini gerçekten seven tabii ki en başta kendine verdiği sözde duracak. Biliyorum çok plan yapıyorsun ama bir kitabı okumak için 1 sene devamlı ertelemen de senin kendine bir çeki düzen vermen gerektiğini ve kendine daha dürüst davranman icap ettiğini gösteriyor. Temennim o ki hatalarında ısrar etmeyecek ve bunu fazlası ile telafi ederek sadece okumakla kalmayacak okutturacaksın da çevrene. “Oku” emrini sadece anlamakla kalmayıp uygulayalım da...
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.