- 142 Okunma
- 0 Yorum
- 1 Beğeni
Yaşa ki Dünya Göresin
Çocukluğumda bir yaşlı teyze sokakta dilenirken şöyle söylerdi, "yaşa ki dünya göresin." Kim bilir neler yaşadı, neler gördü. Ne olumsuzlukları yutkunarak o yaşına geldi. O zaman söylediği kelime anlamlı gelse de bugün ki kadar anlamlı gelmiyor. Bu kelime yaşadıkça benim için çok daha anlamlı hale geliyor. Gün olmuyor ki yeni bir mantıksızlığa şahit olmayalım. İşte bugünlerde de gündem de ki yeni olay kredi kartı vergisi.
100 bin liralık bankadan borç alabilme yani borçlanabilme imkanı olan 750 tl verecek. Bu bir vergi değildir çünkü ortada bir para yok. sadece borç alabilme rakamı var. Yani o halde bu durum, herkesin kredi çekebilme oranına göre, kredi puanına göre para almak gibi bir şey,
sebep ise savunma sanayi gösteriliyor. Birde tehdit var, yarın Filistin gibi olmamak istiyorsanız, bu parayı borç alma limitinin kaynak gösterilerek alınacak. Siz 17002 tl ye çalışıyor olabilirsiniz hiç önemli değil, siz bir sonra ki aya borç içinde ulaşmış olabilirsiniz, kredi kartına borcunuz olması veya bankanın limitinin otomatik olarak yükseltmesi de hiç önemli değil. Önemli olan hükümetin bazı giderleri için kaynak araması ve bu saçma sapan insan haklarına aykırı buluşu bulması. Mantık aramayın, çünkü mantık olsaydı eğer, bir önce ki yıl, mtv vergisi bir yılda 4 kere alınmazdı. Matematik aramayın, çünkü alınan para eksi üzerinden kimin daha çok borçlanma kapasitesi varsa ondan alınacak. ha birde limitinizi geriye çekmeyin sistemden takibini yapıp ona göre 750 tl alınacak. 2 tane 100 bin üzeri kartınız varsa veya daha fazla, başka başka bankalarda onlardan da alınacak.
Daha önce mtv vergisini haksız yere 1 yıl içinde 4 kez ödeyen vatandaş bu durumu zaten bir kez kabul etmişti. Şimdi de sesini çıkarmayacak, çünkü savunma sanayi için herkes taşın altına elini koymalı.
Ama önce tepeden başlasak mesela saray giderleri, başkanın harcamasına gerek olmayan maaşı, danışmanların azaltılması, korumaların 10 da 1 e indirilmesi, araç sayılarının hakeza, millet vekili ve bakan maaşlarının en azından bu süreçte memur maaşı ile endekslenmesi, meclis restoranının fiyatlarının şehirde ki en ucuz lokanta ile eş değer fiyatlara çıkarılması, yine mecliste çalışan sayılarını minimuma indirmek ve diğer dairelerde devletin yükünü hafifletmek, işsizlik fonu gibi işsizlik haricinde her yere kullanılan fonların savunma sanayine aktarılması ve aklımıza gelip gelmeyen binlerce kaynak varken halkın borçlanabileceği miktar üzerinden vergi kesmek ve bunu kendine hak olarak görmek.
daha neler göreceğiz dedirten trajikomik bir durum daha yaşıyoruz.
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.