Yazının yüceliği, cümleden haberi olmayan birine, karşılaştığında, aynı şeyleri söyletmesidir.

Anadoluda bin yıllık bekleyişin tandırı kızıldır. Ham olan pişer, pişen yanar.

İnsanlar arasındaki ışıma en çok Ak Parti’yi aydınlatıyor. Karanlıkta kalmayalım. Lambayı açalım.

Müslümanlar içinde bir dil yok Farsça gibi. Olmaya Farsça bir cümle Türkçe gibi.

Bir kıpti sahabenin birine cümle öğretmiş. O sözler söylenince nesne ağırlığını kaybediyormuş. Bu sahabe Nilde bir yer inşa ediyormuş. Bu cümleyi kağıda yazıp taşın arasına sıkıştırmış. Yapı kolayca bitirilmiş. Diğeri uzak asyada içilen iksirle devasa taş bloklarının kaldırılabileceğinin kayıtları var. Nepal’de arkeologa gizli yerde gösteri sunmuşlar. Uzun borulara belli bir notada üflenince devasa taş blok yerden bir kaç metre havaya yükselmiş. Mısır piramitleri mi. Onlarda kendilerine göre yöntem bulmuş olmalılar.

Ruhlar batıdan doğuya doğru göç eder. Ruhani nispetle Ahu, Irak ahiretinde bir Türkmen aileye gideceğinin, cismani nispetle de önceki yüz şeklinin varisidir. Ruhu melekler tarafından yeniden okunacak. Ölen insan herşeyi unutur, öğrenmeye yeniden başlar. Ölümsüzler ise ölümün kıyısında yaşar.

Günlük tutmanızı istiyorum. Uzak veya yakın gelecekte günlüklerinize daha çok rağbet edilecek. Edipler cenahında en ünlü vaka, Abdülhak Hamit ve Fransız eşi Lüsyen’le uzun süre tuttuğu ve yazardan sonra Lüsyen Hanım’ın günlükleri Fransa’ya götürdüğü ve Lüsyen’e ulaşılsa dahi bulunamayan günlük vakasıdır.

Devletin öğrencilere harçlık verme projesini başlatmasını istiyorum. Rehberlik dersinde her öğrenciye öğretmenleri aracılığıyla haftada 500 lira harçlık vermesini istiyorum. İsteyen harçlığını alsın. İsteyen öğrenci öğretmenin tuttuğu fihrist ile, belli bir miktar istesin. Aldığı miktar hesaptan düşülsün.

Yazı yazmayı sevenlere tavsiye. E-Postanıza ’Günlük’ diye klasör açın. Yazmaya başladığınızda, konu kısmına Günlük, saat, tarih yazın ve kayıt tutmaya başlayın. E-Posta sağlayıcıları okuyabilir sorun değil. Sizde sağlayıcının sizi okuduğunu bilirsiniz. Batıda günlük günah çıkarmadan doğdu. Sonra edebiyata dönüştü. Doğuda da antlaşma metni günümüzün evraklarına dönüştü. Evrak, kararlaştırmadır. Doğunun harikuladesi. Yine de evrak diye bir edebiyat türü yok.

Türkçe kelimeler ile roman okumak, insanın muhayyelesinde farlı şeyler oluşturuyor. Hem alfabe etkeni hem aidiyet kültür etkeninin çeşnileri farklı anlamlandırıyor.

Alfabe insanın ruhunu oluşturur. Biz Türk Latin alfabesi ile düşünüyoruz ama Avrupa bizi kabul etmediği için ruhumuz u manupüle ediyorlar. Geriden yardım geliyor, suudi arabistan, açılım projeleri vs. İran’ın şahlıktan cumhuriyete geçmesi. Dünyanın tamamı çağdaş latin alfabesine geçmesi Çin’in, Suudi Arabistan, Arap devletleri, Yunanistan, Rusya vd. Büyük İskender’in dediği gibi "Tanrılar izin vermez." Bu durumda manipüle edildiğimiz şey zayiatından erken dönmek doğrudur.

Tuna M. Yaşar