- 320 Okunma
- 0 Yorum
- 1 Beğeni
TÜRK KADINI
Kadınlarımızın toplumsal statüsü ile ilgili anlamsız tartışmaları büyük bir üzüntüyle izlerken, kadına şiddet ve kadın cinayetlerine de tanık olmaktayız. Umarım devletimiz bu konulardaki hassasiyetini artırarak bu olumsuz gelişmelere son verir.
Türk kadınının genlerinde toplumsal hayata müdahale vardır. O, tarih boyunca bütün olayların içinde erkeğiyle birlikte müdahil olmuştur. Odasına kapatılan ikinci sınıf statüde bir varlık olmamıştır. Türk kadınının mücadele ruhu, Cumhuriyetin getirdiği yeniliklerden önce de vardı. Nitekim kadınlarımızın Kurtuluş Savaşı’ndaki katkılarını hatırlamakta yarar vardır:
Yaptığı konuşmaları ile zihinlerde yer etmiş usta bir hatip olan, Kurtuluş Savaşı’nda cephede Mustafa Kemal’in yanında görev yapan, sivil olmasına rağmen rütbe alarak bir savaş kahramanı sayılan Onbaşı Halide (Edip Adıvar);
Kağnıyla cepheye silah taşıyan Fatma Nine;
İnebolu’da bulunan cephaneleri Ankara’ya götürülmesinde çocuğu ve kağnısıyla yer alırken, kış şartları nedeniyle cephane ıslanmasın diye battaniyesini cephaneye saran, bebeğine sarılıp onun donmaması için uğraş verirken donarak ölen Şerife Bacı;
Onbaşı olduğunda neredeyse sadece kadınlardan oluşan birliği ile düşmanın cephe gerisine bir saldırı düzenleyen ve aralarında bir Yunan subayı dahil toplam 25 esir askerle geri dönen Erzurumlu Kara Fatma (Seher Erden);
Kocayayla baskınında geri çekilen silah arkadaşlarına cesaret vermek için hızla öne atılınca başından vurularak şehit olan Gördesli Makbule;
Çanakkale’de ölen kocasından kalan tek hatıra elmas küpelerini bozdurup kendine bir tüfek alıp dağa çıkan ve Yörük Ali Efe’ye katılan Emir Ayşe;
Ulusal Kurtuluş Savaşı’nın gizli örgütü Karakol’un yöneticisi Naciye Faham;
İşkence görmesine rağmen Karakol’un adresini vermeyen Topkapılı ebe Şahende;
Felah Grubu’na saraydan bilgi taşıyan V. Murat’ın kızı Fehime Sultan;
İşgal protestolarında on binlere konuşan Şükufe Nihal’e;
Sebahat ; Zeliha;
Darülfünunlu Saime;
12 yaşında İnönü muharebelerinde savaşan Nezahat;
“Muhabere bana düğündür Paşam” diyen Mustafa Kemal’in askeri Sivaslı Fatma Seher;
Çerkez kadınları örgütleyen Hayriye Melek;
Alaşehir’deki zulmü dünyaya çektikleri telgraf ile duyuran Makbule;
Nebile;
Yunan işgaline elinde silahla karşı koyan Turgutlulu Çavuş Ayşe;
Ödemişli Fatma;
Köpekli Nuri Çetesi’ne katılan Aydınlı -namı diğer Binbaşı- Ayşe;
Yörük Ali Efe’nin 1. bölüğünün 4. mangasında nişancı olarak savaşan Emire Aliye;
Elinde balta ile Menderes Köprüsü’nde düşman bekleyen Arşın Teyze;
Sarayköy’e gelen İngilizci Nasihat Kurulu’nun üzerine silahla yürüyen Adöv Ayşe;
Başındaki yırtık örtüsünü erkeklerin yüzüne atıp, “alın bunları örtünün, verin silahları ben savaşırım” diyen Kezban;
Mavzeri hiç susmayan şehit eşi Senem Ayşe;
Düğünde takılan altınları Ankara’ya bağışlayan Kastamonulu 17 yaşındaki Hatice;
Üç kızını Mustafa Kemal’e emanet edip Sakarya Cephesine koşan ve yaralanan Ayşe Çavuş;
Düşmanla işbirliği yapan oğlunu vurup dağa çıkan Domaniçli Habibe;
Erkek kılığında savaşan ve sonra kadın olduğu anlaşılan Halime Çavuş, bu kadınlarımızın sadece bazılarıdır.
Büyük Atatürk, 21 Mart 1923 günü Konya’da yaptığı konuşmada;
"Dünyada hiçbir milletin kadını, milletini kurtuluşa ve zafere götürmekte, Anadolu kadınından daha fazla çalıştım diyemez."
Diyerek Türk kadınına verdiği değeri bütün dünyaya haykırmıştır.
Not: Yazıdaki Kurtuluş Savaşı’nda cephede görev alan kadınlarımızla ilgili bilgiler, sosyal medya paylaşımlarından ve bu konudaki günlüklerden alınmıştır.
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.