- 255 Okunma
- 4 Yorum
- 3 Beğeni
SIRADANLAŞAN ŞAİRLİK
Sözcüklerin, anlam ifade eden tümceler oluşturduğu bir gerçektir. Lakin yan yana dizilmiş her bir sözcük, anlamlı bir tümce oluşturmazlar!
Örneğin;
1- "Bir kor alev koydun avuçlarıma.
Atsam dünya, tutsam canim yanar."
2- Bir alev koydun ki, avuçlarıma.
Atsam dünya yanar, tutsam can yanar.
Yukarıda, sözcüklerden oluşturulmuş iki ayrı tümcenin.
Hangisi ritmik, vurgulu, akıcı ve anlamlıdır!
Bir mi?
İki mi?
Şairim diyenlerin, en büyük handikap’ı;
1- bolca kitap okumayışları.
2- kısıtlı ve güncel sokak diliyle yazıyor olmaları!
3- ben yazdım oldu düşüncesiyle yazmaları!
4- sözcük dağarcıklarının yetersiz ve sığ olması!
En büyük avantajları ise;
1- eleştirel bir toplumda yaşamamaları.
2- yazılanı kimsenin sorgulamaması.
3- en önemlisi de, yazılan yazı ya da şiirin, okuyucu tarafından, hak etmedik bir şekilde iltifata tabi tutulması.
Bu sebepledir ki, son kırk yılda bu ülke, şair gibi şairler yetiştiremedi. Yetişmiş olanları ise ne yazık ki ister toplumun bilinçsizliği, ister ise, Kültür Bakanlığı bünyesindeki, İl Kültür müdürlüklerinin veya Belediye Kültür Müdürlüklerinin desteğini yanlarında göremedi!
Not: Kendisini şair diye tanımlayan arkadaşlarımıza tavsiyemdir; 70’li yılların ortaokul ders kitaplarında bile, sözcük, tümce, hece, kafiye nedir ve nasıl olmalıdır diye anlatılır. Madem kitap okumuyorsunuz hiç olmazsa 70’li yılların ortaokul ders kitaplarını temin edin. Bulamadığınız taktirde, çocuklarınızın ders kitaplarına göz atın! Edebiyatı, şairi, şiiri katletmeyin!
Efkan ÖTGÜN
YORUMLAR
O kadar basit o kadar ayağa düştü ki bu işler. Eskiden bir eser meydana getirdiniz mi yayınevlerini dolaşırdınız da incelerlerdi beğenirlerse kitabınızı basarlardı... Bir şey ne kadar çok olursa değeri de o derece düşer. Örnek altın dünyada az bulunduğu için bir bakıma değerlidir, ama kömür bol mu bol ucuzdur fiyatı altına göre... Büyük edebiyat sitelerinde yüz binlerce şair var ki yazdıklarının çoğuna şiir de denmese şair diye anılıyorlar yine de... Günümüzde kitap bastırmak çok da zor değil aslında... Yazdığınız şiiri ya da nesir bir şeye benzemese bile koyun cebinize bir beş bin lira yaklaşık uyduruk kaydırık yayın evleri var, illaki basarlar nesir ya da şiir kitabınızı... Sonrada biraz para bastırıp bir fuar da yerinizi alır imzalarsınız kitaplarınızı, yakınlarınıza da imzalarken bir öz çekim yapar hava atarsınız. Ben hep şunu söylerim, sizin de yukarıda değindiğiniz gibi, okuyun değişik şairleri onların ruh dünyalarına girin ki hem kendinizi zenginleştirin bilgi ve kültür olarak hem de daha güzel eserlere imza atma durumuna gelin... Buralarda şiir yazarak şair olunsa bile. Ciddi edebiyat dergileri var bunlarda şiirlerinizin basılması lazım, görmesi lazım sıkı edebiyatçıların, değerlendirmesi lazım sizi ve yazdıklarınızı... Yoksa avunur durursunuz... Şiirleri ciddi şekilde değerlendirecek çok az şair ve yazar var bu sitelerde, gerisi ahbap çavuş ilişkisini geçemiyor maalesef... Genç arkadaşlara tavsiyem açıp zaman zaman sözlük okusunlar, genç beyinler onlar kaparlar kelimeleri, yazarlar kafalarına... Kutlarım güzel bir yazı herkes okumalı...
şiir, bir dumanın göğe usulca süzülüşü gibidir; her zerresi anlamla dolu olmalı, her savruluşu bir amaç gütmelidir. lakin ne hazindir ki, bazen duman sadece boğar, nefes almayı unutturur. şiirin yitirdiği anlam, yalnızca kelimelerin yan yana gelmesiyle ortaya çıkan o boş ses, işte bu, modern şairin en büyük çelişkisidir. yan yana dizilen her kelime, birer adım gibi gözükse de, çoğu zaman nereye gittiği meçhuldür.
şiir, zamana karşı dikilen bir aynadır. ve bu aynada kendimize bakarken, çoğu zaman sadece yansıyan boşluğa hayran kalırız. sokak diliyle yazılan, sığ bir söz dizini; tıpkı yüzeyde parlayan ama derine inemeyen bir su birikintisi gibidir. oysa şiir, okyanusun en derin noktalarına dalabilmeli, insana bilinmeyen bir dünyanın kapılarını açabilmelidir. ne yazık ki bu cesareti göstermek yerine, sadece kıyıda gezinen bir nesil yetişti.
lakin şunuda unutmayalım, yaşadığımız çağın şiir ve sairleri zamanın elinden geçmeli ve süzülmrli. dönen değirmen çarkında toz olup kaybolmaylar ilerde kalacak okanlardır
birinci şiirde edilgen bir yapı var. yani hitap ettiği duygunun kime veya neye yapıldığı belli değil. dolayısıyla boşa giden bir duygu var.
ikincisinde edilgen bir yapıya karşı etken bir yapı var. yani ikinci şiirin ikinci mısrası etken bir yapıya sahip. dolayısıyla edilgen bir söyleme karşı etken cümle ile şair, tüm dünyanın acısı kadar bir acıyı yaşadığını ifade ediyor.
ve böylece ikinci şiirin anlamı ve etkisi daha fazladır.