- 352 Okunma
- 4 Yorum
- 7 Beğeni
Cumhuriyeti Böyle Kurduk 11
Başarı kolay kolay kazanılmıyor.
Doğru zamanda doğru karar vermek lazım.
En önemlisi azimli olmak lazım. Mustafa Kemal taa öğrencilik yıllarında yurdun kurtuluşu ile ilgili planlar yapıyor. Bu pek çok kişinin hatıralarında geçiyor.
1. Dünya Savaşı sonrasında ülkemizin durumu malum.
Yenilmişiz. Mondros Mütarekesi, ardından Sevr Antlaşması imzalanmış.
Müttefik ülkeler lütfedip Anadolu’da birkaç vilayeti bize bırakmışlar. Lütfen açın bakın o haritaya. Ama…
Ama’sı var.
"Müttefikler gerek gördükleri yerleri işgal etme hakkını saklı tutar!"
Ordu terhis edilmiş. Silahları toplanmış.
Sadece Kazım Karabekir Paşa komutasındaki 15. Kolordu silah bırakmamış.
Mustafa Kemal Paşa Anadolu’ya geçince Amasya, Sivas, Erzurum Kongrelerini yaptı. Kelle koltukta. Askerlikten istifa etmiş. Kazım Karabekir kendisine her türlü desteği verdi. Erzurum’a geldiğinde selam çakarak “emrinizdeyim Paşam” dedi.
Mustafa Kemal çok örgütlü çalıştı. Alınan kararları yazılı hale getirip hazır bulunanlara imzalattı.
Türkiye Büyük Millet Meclisini topladı. O meclisi Osmanlı Mebusan Meclisi’nin devamı olarak duyurdu, buna çok büyük özen gösterdi.
Yoksul Anadolu halkıyla canla başla çalışmaya başladı. Tüm yurttaki direnişleri organize etti. Antep, Adana, Maraş, Urfa yerel direnişçilerce kurtarıldı.
Rusya’daki rejim değişikliğinden yararlanarak barış antlaşması imzaladı. Böylece Rusya’dan para ve silah yardımı aldı. Ardahan, Kars, Artvin’in kırk yıllık esaretleri bitti ülke topraklarına katıldı.
Fransızlarla, İtalyanlarla anlaştı onların çekilmesini sağladı. En önemlisi silahlarının büyük çoğunluğunu bize bırakmalarını sağladı. Kalanını da güya yalandan imha ettiler. Sonrasında onlardan gizlice silah alımı yapıldı. İlginçtir bunu öğrenen İngilizler, açıkça Yunanı destekleyerek Anadolu’ya çıkaran İngilizler el altından “Biz de size silah satalım!” teklifinde bulundu.
Ve sonuç malum 3 yıldan fazla bir süreçte Yunan denize döküldü. 13 Kasım 1918, sonra 16 Mart 1920’de iki kez işgal edilen İstanbul kurtarıldı.
Şöyle ki; Osmanlı İmparatorluğu ve İtilaf Devletleri arasında imzalanan Mondros Bırakışması ile Birinci Dünya Savaşı’nın bu ülkeler arasında sona erdiğinin ilan edilmesinin ardından Osmanlı başkenti İstanbul, önce 13 Kasım 1918, sonra 16 Mart 1920’de olmak üzere iki kez işgal edildi. İlk işgalde, İstanbul’un önemli ve stratejik noktaları kontrol altına alındı ancak idareye el konulmadı; ikinci işgal ile idareye el konuldu. Eylül 1922’ye gelindiğinde, İzmir’in Kurtuluşu’ndan sonra, Mustafa Kemal Paşa İstanbul’u kurtarmak için Türk birliklerine İngiliz ve Fransız işgalindeki Çanakkale’ye hareket etmeleri emrini verdi. Bu emir üzerine Çanakkale Krizi patlak verdi.
İlerleyen süreçte diplomatik olaylar Türklerin lehine gelişti. İşgal, son İtilaf birliklerinin 4 Ekim 1923’te şehri terk etmesinden sonra, Şükrü Naili Paşa komutasındaki 3. Kolordu birliklerinin 6 Ekim 1923’te tören eşliğinde şehre girmesiyle sona erdi.
-
Konya Akşehir’in bir köyünden olan Mehmet Çavuş ağır yaralandı. 3 ay izinle hem ilçesinde yeni olmuş depremin sonucuna bakması hem de yarasının iyileşmesi için izine gönderildi.
Memleketine geldi ki depremde anası, babası, hanımı pek çok akrabası vefat etmiş. İki yetim çocuğu kalmış.
Bölgedeki askeri hareketliliği görünce köyünü olduğu gibi bıraktı cepheye koştu.
Komutanı “oğlum daha iki aya iznin vardı neden geldin?” diye sordu.
“Komutanım ordu taarruza geçecek, yıllardır bugünü beklerdim. Bunu kaçırır mıyım!” dedi.
Gerçekten birkaç gün sonrasında Büyük Taarruz başladı.
Mehmet Çavuş şehit oldu.
30 AĞUSTOS ZAFER BAYRAMIMIZ KUTLU OLSUN.
ZAFERİ KAZANAN KUTLAR. 30 AĞUSTOS’TA BİZ KAZANDIK, KUTLUYORUZ.
BAŞTA GAZİ MUSTAFA KEMAL ATATÜRK OLMAK ÜZERE EMEĞİ GEÇEN HERKESTEN, TÜM ŞEHİT VE GAZİLERİMİZDEN ALLAH RAZI OLSUN.
MEKANLARI CENNET OLSUN.
NE MUTLU TÜRKÜM DİYENE...
Suat Zobu
.
YORUMLAR
Sen yaz gardaşım,sen yaz...
Bildiklerini yaz bilgilenelim.
Sen anlatıyorsun biz dinliyoruz.
O günleri bilen analar göz yaşlarını ak yemenilerine silerken,
Bazı gençler de ellerindeki telefonlardan
Tik tok'a bakıyorlar.
Her ne kadar yalnız olsakta kalabalıklarda
Gün gelir bir iken bin oluruz söz konusu
VATAN sa...
GARDAŞIM BENİM...
Cumhuriyeti Böyle Kurduk yazı serisi paylaşımınız için gönülden kutluyorum tebrikler üstâdım.
Atatürk'ün azmi ve iradesi olmasaydı genel anlamda Kurtuluş Savaşı'nı kazanmamız imkansız derecede zorlaşırdı, yabancı tarihçiler bile hakkını teslim etmişlerdir.
İstanbul’da bir konferans veren Amerikalı Tarih Prof. Dr. Justin McCarthy yıllar önce ATA’ mız hakkında bakınız ne demiş:
“ATATÜRK olmasaydı Türk belki Özbekistan da olurdu. Trakya ve Anadolu da kalmazdı.100 yılda tüm civar büyük coğrafyadan sürülmüş ve katledilmiş Türklerin Konya Ovasından sürülmeleri ve atılmaları ne kadar sürerdi sanıyorsunuz? Ne Türk ne de Türkiye kalırdı. Mustafa Kemal sadece ülkeyi kurtarmadı. Türk neslini de kurtardı.
1800-1922 arası çok kötü yüzyıl olmuştur. Bu süreç içinde birçok Müslüman ülkeleri yok edilmiş ve bu dönemde 5 milyon 381 bin Müslüman göç etmek zorunda kalmış.5 milyon 60 bin Müslüman öldürülmüştür. Bu ibret tablosu karşısında sormak lazım.
M. Kemal’ in itildiği Konya ovasını gözler önüne getirin. Bir yüzyılda nereden nereye gelinmiş! Ben size diyorum ki, ATATÜRK olmasaydı, TÜRK kalmazdı. ATATÜRK diyebilirdi ki ben SELANİK’ e kadar gidiyorum. Herkes arkasından giderdi. Hayır, o büyük önder Türklerin ne kadar acı çektiğini, ne bedel ödediğini biliyordu. O tam tersine düşmanlıkları, nefreti unutmasını ulusuna telkin etti. Ve sadece büyük bir insanın söyleyebileceği YURTTA BARIŞ, CİHANDA BARIŞ sözünü söyledi.”
Pakistan’ın kurucularından Muhammed İkbal Atatürk için; “O yalnızca Türk toplumunun Atası değil, bütün mazlum ülkelerin ve
Şark’ ın da Atası” demiş.
Kur’an’ tercümesini insanlık âlemine kazandıran Nezir Ahmet ve Feth Muhammed Han bu büyük eserin ATATÜRK’ e “İslam dünyasının müncisi (selamete çıkaran-kurtaran) ATATÜRK Hazretlerine yadigârdır.” diyerek ithaf etmiştir.
30 Ağustos Zafer Bayramımızın 102. yıl dönümünde başta Gazi Mustafa Kemal Atatürk ve silah arkadaşları ile vatanı uğruna canlarını feda eden aziz şehitlerimize Allah’tan rahmet diliyorum.
Ruhları şâd mekânları cennet olsun.
26 Ağustos’ta taarruz emriyle başlayan 30 Ağustos Zafer Bayramımız kutlu olsun.🇹🇷
Suat Zobu
Prof. Dr. Justin McCarthy'yi ben de okumuştum. Bende iki tane kitabı var kalın kalın. Bu sözü de ne kadar doğru. Ben bunu hep vurguluyorum. Atina'da Selanik'te bir tek Müslüman Türk bırakmayan Anadolu'da bırakır mıydı? Yok efendim Yunan zaten geri gidecekmiş de falan filan. Polatlı'ya kadar gelen geri gider mi? Atina'dan Selanik'ten geri gidiyor mu?
Bu müthiş güzellikteki yorum için çok teşekkür ediyorum.
Lütfen bunu biraz daha ilavelerle yazı olarak yayınla da daha çok kişi okusun.
Selam ve saygılar üstadım.