- 1055 Okunma
- 0 Yorum
- 1 Beğeni
Özgelişim Üniversitesi
ÖZGELİŞİM ÜNİVERSİTESİ
Değerli Özgelişim Yolcusu Dostum,
Yanıma devamlı gelen ve çok güzel özgelişim sohbetleri yaptığımız bir genç esprili olarak “ Burası sanki özgelişim Üniversitesi oluyor bana “ deyiverince, gülümseyerek dedim ki : “yaşamasını bilene ve çevresinde bilgi dolu insanlara değer veren, onları dinleyen, anlayan ve anlattıklarını uygulayan her insana hayat Üniversitedir ” O da gülümseyerek cevap verdi sadece. Hayatta faydalı olan şeyleri bize aktaran her kişi ve kurum, kitap bir Üniversitedir adeta insana...O insana , kitaba değer vermek ve devamlı faydalanmak da o Üniversitede master doktora yapmış kadar değer katar insana. Tabii bunu anlayana...
Sevgili Özgelişim Yolcusu dostum,
Gelişmesini, öğrenmesini , hatta olumsuzluklardan ders almasını bilene hayat Üniversitedir.Bilmeyen de “hayat sana güzel” der. Bilmezler ki hayat öğrenmesini bilen herkese güzeldir. Hayat öğrenmedir. Dedikodu yapma değil. Önyargılı, her şeyden usanan bıkan, karşısındaki insan faydalı mı zararlı mı anlamayan, insanlara da hayat boş gelebilir.”Hayat Üniversitesi” esprisi yaşamasını bilene gerçek Üniversite olabilir. Üniversitede insan meslek öğrenir ama hayat Üniversitesinde daha doğrusu Özgelişim Üniversitesinde doğru, karakterli düzgün, insanlara faydalı olan insan olmasını öğrenir kişi. Bunu öğrenen insan da “insanların hayırlısı insnalara faydalı olandır” müjdesine nail olmak için insanlara faydalı olmanın ve yapabileceği şeylerin peşinde koşar.
Sevgili dostum, Özgelişim azimlisi,
Özgelişim kendimizi geliştirme olduğun bilincine eren insana, okuyacağı kitapları, bu konuda bilgili insanlara da sorarak özenle seçer. Okur, okuduğunu iyi anlamak için bir kaç defa daha okur. Başkalarına da anlatır. Çoğu zaman başkaları da o kitabı okumak ister ama götürüp getirmez. Çünkü özgelişimin önemine inanmamış, muhatabına şirin görünmek için o kitabı istemiş, muhtemelen de ya evde ya da daha eve gitmeden bir köşeye atmıştır. Tabii böyle yapan insan da gelişemez. Gelişime inanamaz. Sadece kitap istediği insanın gözünü boyadığını zanneder ama o insan da toplumda bu davranışın faydası olmadığının da farkındadır.
Sevgili özgelişim Yolcusu dostum,
Kitaplarımızı alıp da götüren geri getirmeyenlere daha kitap vermem. O geri gelmeyen kitabı hemen yeniden temin ederek o insan nasıl faydalanmadı ise ben tersine faydalanmak için o kitabı birkaç defa daha okurum. Bu da bir Üniversitede ilave ders almış gibi bana fayda sağlar. Yani “Özgelişim Üniversitesi” olur bana. Yani muhatabımızın olumsuz davranışı bana yeni ufuklar açar ve fayda sağlar. Sadece bir kitap parası harcamış olurum ama büyük hayat dersi almış da olurum. Sence kim kaybetti? Kim kazandı?
Sevgili dostum,
Sende verdiğim her kitabı okursun, kitabı başkalarına da okutursun. Kitap okumayı sevene hediye eder” bu kitabı oku, çocuklarına ve torunlarına da okutmaya bak” diye benim yaptığım yarı espri güzel temenniyi sende yaparsın. Bu ne güzel dostluk ve gerçek dostluğun göstergesi değil mi ?
Sevgili dostum,
İşte çalışma odamda okurken, yanımıza gelip de sohbet etmek isteyen, soru sorarak gelişimi için cevaplar isteyen insanları beklerken, bende daha çok okur, yeni kitap bulamazsam sevdiğim kitapları tekrar tekrar okuyarak pekiştiririm. Tıpkı yüksek not almak, konuyu iyi öğrenmek ve öğretmek isteyen bir Üniversite öğrencisi gibiyim.”Hayat boyu, özgelişim içinde öğrenme” yi o kadar benimsedim yani. Özgelişim Üniversitesinin hem öğrencisi hem de öğrenmek isteyene öğretmeni. Kendime ve sana da öğretmen olmuyor muyum bu tutumumla? Düşün iyice.
Sevgili dostum,
Aslında sosyal bilimler bölümlerinin ağırlıkta olduğu Üniversitelerde bu ve buna benzer dersler çoktur ama her dersin teorisi kolay ama uygulaması zordur. Kendini zora sokmak istemeyen bir toplumun çocukları da kendini zora sokarak öğrendiklerini uygulamak istemeyince de verim alınamıyor gelişim konusunda. Bunu ben yaşayarak görüyorum sen de.
Sevgili dostum,
Hayatta okula gitmediği halde hayatı Üniversite gibi okuyarak hayatı “özgelişim Üniversitesi” ne dönüştüren, durmadan gelişen o kadar çok insan var ki, buna rağmen meslek sahibi olmuş, ünvan almış çok insanın da sanki hiç okula gitmemiş tavırlarıyla cehalet sergilemesi sinir olduğumuzda çok olur. Çünkü onlar sadece meslek öğrenmiş, “özgelişim üniversitesi” okumayı ret etmişlerdir. Halearinden çok zaman kendileri de memnun değildir ama belli de etmezler.
Sevgili dostum,
Rahmetli babamın güzel dostları vardı. İlkokulu bitirmişlerdi ama her gün gazete okurlardı. Köşe yazılarını okurlardı. Konuşmaları düzgün, etkili, güzel dostları vardı onların. Onların çocukları Üniversite tamamladı. Büyük mevki makamlara geldiler ama babalarının kültürü, naifliği, nezaketi onlarda yoktu. Çünkü okul dışında bir “özgelişim Üniversitesi” tamamlamayı gereksiz görmüşler ve bilgili ve kültürlü insanlarla dost olmak yerine onlarla sohbet etmeye bile tenezzül etmemişlerdi. O zaman babamdan bana kalan “okuma mirası” nın ne büyük servet olduğunu daha iyi anlıyor ve halen de okumayı sürdürüyorum ben de. Bu ne büyük nimet ki, Yaradan ilk onu emretmiş. Mevki makamı olan, diploması olan ama naifliği olmayan, insanın mutlu ve hüzünlü günlerinde yanında olmamayı marifet zanneden insanlara sadece üzülüyor ve acıyorum. Başka ne yapalım sence? “Yaşasın Özgelişim Üniversitesi öğrencisi olmak” diyor seni de sevgi ile anıyorum tabii ki.
Sevgili Özgelişim Üniversitesi Öğrencisi dostum,
Bu okulda okumaya başlayan insan gelişmenin o kadar zevkini alır ki, o zevki tadamayan en yakınındaki insanlar bile o gelişimi göremeyebilir ve anlayamayabilir “ sen okuduklarını uygulamıyorsun ki” der. Aklı sıra okumayı küçümser. “sen hiç okumuyorsun ki anlayasın” dediğimiz zaman da çok sert tepki gösterirler. Gerçeklerin işte böyle keskin etkileri vardır. Gerçeğe bazıları böyle kesin tepkiler vermesinden anlarız. Onlarla iletişimde bulunmak zadece sıkıntı verir. Biz ise her zaman moral içinde böyle mektuplar yazarak, paylaşarak insnalara moral verirken kendimizi de unutmayarak moral içinde olmaya bakmalıyız. Moralimiz motivasyonumuz iyi iken daha verimli ve faydalı oluyoruz çünkü.Bu mektubu da yksek motivasyonum olduğu zmaanda yazıyorum. Halbuki aylarca bu mektubu yazmayı beklemiş, mmotivesyonum olmadığı için yazamamıştım. Sen bana ilham verdin motive ettin. Ne güzel dostsun sen.
Sevgili dostum güzel Kardeşim,
Her mektubu yeniden doğuş olarak algılıyorum. Her mektubu yeniden bir uyanış, yeni bir farkına varış, yeni bir uyanışa vesile olarak görüyorum. Bu duygular mektubu okuyunca sana da bulaşıyor. Çünkü iyilik bulaşıcıdır ve iyilerle olalım ki iyilik de çoğalsın. Kötüleri uzaklaştıralım ki kötülüklerde dünyadan uzaklaşsin.
İyi ki varsın. İyi ki dostumsun. İyi ki Yaradan “oku” emrini seven dostuna yine “oku” emrine aşıks enin gibi dostu verdi. Bundan büyük servet mi, Bundan daha kaliteli, daha verimli Üniversite mi olur ?
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.