- 200 Okunma
- 1 Yorum
- 1 Beğeni
İslam’da Birlik Adalet Ve Allah’a Yöneliş
"Allah’ım! Müslümanların dağınıklığını ve senden başkasına olan kalıcı sevgilerini iyileştir; onları ayağa kaldır. Rabbim, bu ’Müslümanım’ diyen herkesi sağlıklı, duyarlı, hakikati araştıran ve sadece hakikati yaşayan; adalete şahitlik yapan, emanetleri teslim edeceğimiz en güvenilir insanlardan kıl."
Bu dua, Müslümanların birlik ve beraberliği, Allah’a olan teslimiyetlerinin güçlenmesi ve toplumda adaletin hâkim olması için yapılmış derin bir niyeti ifade eder. Günümüzde Müslüman toplumlar arasında görülen bölünmeler ve dünya sevgisine olan düşkünlük, İslam’ın özünde bulunan birlik, adalet ve dürüstlük ilkelerinden sapmayı işaret edebilir. Bu bağlamda, Allah’a yönelmek, O’nun rızasını aramak ve toplumsal sorumluluklarımızı yerine getirmek büyük önem taşır.
Müslümanların Birliği ve Kardeşlik
Birlik ve Beraberliğin Önemi
İslam, ümmet bilincine büyük önem verir. Ümmet, kelime anlamı olarak "bir araya gelen topluluk" demektir ve İslam’da tüm Müslümanları kapsar. Birlik ve beraberlik, Müslümanların birbirlerine olan sorumluluklarını ve dayanışmalarını ifade eder. Kur’an-ı Kerim’de, Müslümanların birbirlerine kardeş olarak muamele etmeleri gerektiği vurgulanır. "Müminler ancak kardeştirler; o halde kardeşlerinizin arasını düzeltin." Hucurât:10 Birlik ve beraberlik, İslam’ın temel ahlaki ve sosyal öğretilerinden biridir ve bu değerler, İslam toplumunun güçlü ve dayanıklı olmasını sağlar.
Peygamber Efendimiz (sa.), Müslümanların birlik ve beraberlik içinde olmaları için sıkça dua ederdi. O, Müslümanların bir arada kalmasını ve fitneden korunmasını Allah’tan dilemiştir. "Allah’ım, kalplerimizi birleştir, aramızdaki uyuşmazlıkları gider ve bizi sana doğru hidayet et." Dualar, Müslümanların Allah’a olan teslimiyetini gösterir ve onların birbirlerine olan sevgilerini artırır. Bu dualar, aynı zamanda toplumsal huzurun ve barışın sağlanmasına da katkıda bulunur.
Peygamber Efendimiz ‘in döneminde, sahabeler arasında güçlü bir kardeşlik bağı vardı. Ensar ve Muhacirler arasındaki kardeşlik bağı, bu birlik ve dayanışmanın en güzel örneklerinden biridir. Mekke’den Medine’ye hicret eden Muhacirler, yanlarında hiçbir şey getirememişlerdi. Medineli Ensar, onlara kucak açtı ve mal varlıklarını onlarla paylaştı. Bu dayanışma örneği, İslam kardeşliğinin ne kadar güçlü olabileceğini gösterir ve Müslümanlar arasında karşılıklı sevgi ve saygının önemini vurgular.
Dünyevi arzular ve geçici sevgiler, Müslümanların maneviyatını zayıflatabilir. Dünyanın cazibesi, insanları Allah’a olan sevgilerinden uzaklaştırabilir. İslam, dünya nimetlerinin geçici olduğunu ve asıl gayenin Allah’ın rızasını kazanmak olduğunu öğretir. "Bu dünya hayatı bir oyun ve eğlenceden başka bir şey değildir."Ankebut:64 Dünya sevgisi, insanları ahireti unutturarak, onları maddi çıkarlar peşinde koşmaya teşvik eder. Bu durum, manevi değerlere olan bağlılığı zayıflatır ve insanları dünyevi hırsların peşine düşürür.
Allah’a dönmenin ve tövbe etmenin önemi, İslam’da büyük bir yer tutar. Tövbe, bir Müslümanın günahlarından arınma ve Allah’a yeniden yönelme sürecidir. Kalbin dünya sevgisinden arındırılması, Allah’a olan sevginin yeniden canlanmasını sağlar. Tövbe, insanın hatalarını kabul ederek Allah’tan af dilemesi ve O’nun rızasını kazanmak için çaba göstermesidir. "Rabbinizden bağışlanma dileyin; çünkü O, çok bağışlayıcıdır."Nuh:10 Tevbe, kalbin temizlenmesine ve Allah’a olan sevginin artmasına vesile olur.
İslam tarihindeki birçok örnek, Müslümanların Allah’a olan sevgilerini ve bağlılıklarını gösterir. Örneğin, Hz. Ömer’in (r.a.) adaleti ve Allah’a olan teslimiyeti, onun dünya nimetlerine karşı mesafeli duruşuyla bilinir. O, bir halife olarak halkına hizmet ederken, Allah’a olan sevgisini her şeyin üzerinde tutmuştur. Benzer şekilde, birçok sahabe ve İslam âlimi, dünya sevgisinden uzak durarak Allah’a olan bağlılıklarını göstermişlerdir. Bu örnekler, Müslümanların dünya nimetlerinden uzak durarak Allah’a olan sevgilerini nasıl koruyabileceklerini göstermektedir.
Adaletin İslam’daki Yeri
Adalet, İslam’ın temel ilkelerinden biridir ve Kur’an-ı Kerim’de birçok ayette adaletin önemi vurgulanır. "Ey iman edenler! Kendiniz, ana-babanız ve en yakınlarınız aleyhine bile olsa Allah için adaleti ayakta tutan kimseler olun." Nisa:135 Adalet, sadece hukuk sisteminde değil, günlük hayatta da uygulanması gereken bir erdemdir. Müslümanların adaletli olmaları, toplumun huzur ve güven içinde yaşamasını sağlar. Adaletin olmadığı bir toplumda, zulüm ve haksızlık yaygınlaşır.
Emanete Riayet
Emanet, İslam’da büyük bir sorumluluktur. Bir Müslüman, kendisine verilen emaneti korumak ve sahibine eksiksiz iade etmekle yükümlüdür. "Allah size, emanetleri ehline vermenizi ve insanlar arasında hükmettiğiniz zaman adaletle hükmetmenizi emrediyor." Nisa:58 Emanete riayet etmek hem maddi hem de manevi sorumlulukları içerir. Emanet, sadece maddi varlıklarla sınırlı olmayıp, aynı zamanda verilen sözler, alınan görevler ve toplumsal sorumlulukları da kapsar.
Peygamber Efendimiz (sa.), adalet ve güvenilirlik konusunda en mükemmel örnektir. O, "el-Emin" (güvenilir) sıfatıyla anılırdı ve herkesin güvenini kazanmıştı. Peygamberimiz, adaletin tesisinde hiçbir ayrım yapmaz ve her türlü haksızlığa karşı dururdu. O, emanete büyük önem verir ve Müslümanların bu konuda titiz olmalarını öğütlerdi. "Allah, her hak sahibine hakkını vermeyi emretmiştir." Peygamberimizin bu örnekliği, Müslümanlar için adaletin ve emanete sadakatin ne kadar önemli olduğunu gösterir.
İslami Bilinç ve Sorumluluk
İslam, Müslümanlara sürekli olarak bilgiye ve hakikate ulaşma çabası içinde olmalarını öğütler. Bilinçlenme, Müslümanların dinlerini daha iyi anlamalarını ve toplumda doğru bilgiyle hareket etmelerini sağlar. "Hiç bilenlerle bilmeyenler bir olur mu?" Zümer:9 İslam, öğrenmeyi ve bilginin peşinde olmayı teşvik eder. Bu, Müslümanların kendi inançlarını ve dünyayı daha iyi anlamalarını sağlar ve onları yanlış bilgilere karşı korur.
Toplumsal Sorumluluk
Her Müslümanın, adaletin tesisinde ve toplumsal huzurun sağlanmasında önemli bir rolü vardır. Toplumsal sorumluluk, sadece bireysel davranışlarla sınırlı kalmayıp, aynı zamanda toplumsal adaletin sağlanmasına katkıda bulunmayı da içerir. Müslümanlar, toplumda gördükleri haksızlıklara karşı sessiz kalmamalı ve adaletin yerini bulması için ellerinden geleni yapmalıdır. "Sizden, hayra çağıran, iyiliği emreden ve kötülükten men eden bir topluluk bulunsun. İşte onlar kurtuluşa erenlerdir." Al-i İmran:104 bu, Müslümanların toplumsal adaletin savunucuları olmaları gerektiğini vurgular.
İslam dünyasında, adalet ve hakikat arayışı için çalışan birçok birey ve hareket bulunmaktadır. Bu hareketler, İslam’ın sosyal adalet, insan hakları ve özgürlük konularındaki ilkelerini savunmaktadır. Örneğin, Türkiye’de birçok İslami sivil toplum kuruluşu, toplumda adaletin ve eşitliğin sağlanması için çalışmalar yürütmektedir. Bu tür hareketler, toplumsal bilinci artırmakta ve Müslümanları Müslümanların imanlarını güçlendirmek için yapabilecekleri birçok şey vardır. Namaz kılmak, oruç tutmak, Kur’an-ı Kerim’i okumak ve anlamak, Allah’a olan sevgi ve bağlılığı artıran en önemli ibadetlerdendir. "Ey iman edenler! Allah’ı çokça anın." Ahzab:41 Bu ibadetler, Müslümanların manevi dünyalarını güçlendirir ve onları Allah’a daha yakın kılar. Ayrıca, tefekkür ve zikir, iman tazeleme ve Allah’a olan sevginin artması için önemlidir.
Dua, Müslümanların Allah ile iletişim kurma aracıdır ve hayatlarında değişim yaratmak için güçlü bir araçtır. Allah’a yakarış, O’na olan teslimiyetin bir ifadesidir ve Müslümanların Allah’tan yardım dilemelerini sağlar. "Duanız olmasa Rabbim size ne diye değer versin?"Furkan:77 Dua, Müslümanların zorluklar karşısında sabır ve sebat göstermelerini sağlar ve onları manevi olarak güçlendirir.
Bu çalışmanın sonunda, tüm Müslümanları birlik, adalet ve hakikate yönelme konusunda teşvik etmek önemlidir. İslam’ın temel öğretilerine bağlı kalarak, dünya ve ahiret saadetini kazanabiliriz. Müslümanlar olarak, birbirimize destek olmalı, adaleti savunmalı ve Allah’ın rızasını kazanmak için çaba göstermeliyiz. Bu çağrı, Müslümanların kendi inançlarını daha derinden yaşamaları ve toplumda pozitif bir etki yaratmaları için bir davettir.
Bahadır Hataylı/01.08.2024/07.10/Sancaktepe/İST