- 167 Okunma
- 1 Yorum
- 2 Beğeni
Boş.....luk
Dün izledim.
Bir parça kil hamurunun üzerine bir yaprak oturttu kadın. Ve yaprağın damarlarının denk geldiği yerlerden kilin üzerinde boşluklar oluştu. Sonra yeşil renkle boyadı. Kil o boşluklarından içti suyu.sonra yemyeşil oldu..Velhasıl bütünleyici güzelliğini veren rengini boşluklarından aldı.
Neden önemli bu boşluk bahsi diye epey düşündüm.
Düşünmem için gereken suyu da boşluklarından içti zihnim. Yine o boşluklardan döküldü kanayanlar.
Epey konuştuk bu bahsi oysaki. Demek ki dolmamış, boşluk öyle büyük.
Bir ormanı orman yapan boşluklarıdır dedik.
Resim üzerinde önce boşlukları koyarsın sonra doldurursun ki resim bir mana bulsun dedik.
Epeyce bir şey dedik. Daha doğrusu Can Hocamız dedi biz dinledik. Kulaklarımızın boş duvarlarında dolanıp durdu bir kaç cümle , pek çoğu uçup gitti boşluklara.
Ömrüm boyunca gücüm yettiğince, sıhhatim elverdiğince hep koştum.ilk defa yavaşladım. İlk defa durdum. İlk defa boşluklarla dolu bir yolculuk yapıyorum.
Ben o koşturmacada bir film şeridinin sürekli akması nevinden bulanık şeyler gördüm hep. Yavaşlayınca farkettim ayrı ayrı karelerin netliğini. Durduğumda tanıdım karelerdeki çehreleri.
Mazi ben boşluklardan bir alan kurunca dirilip geldi. Sofrasına beni oturttu. Ve her defasında önüme başka lezzetler koydu. Kimi zaman tatlı kimi zaman acı. Boşluklardan döküldü kanayan ne varsa. Ama şikâyetçi olmadım hiç. Acısıyla tatlısıyla o hayat benimdi. O çehreler benim dünyamın insanlarıydı.
Behçet Bey’i saat zemberekleri, ciltlenecek kitaplar arasında koşturup dururken tanıdım. Onu bu kadar eşya arasında dolaştıran şey neydi?
"Mazinin onun için tehlikeli bir mıntıka olması" mı? Mazinin boşluklarından dolacak olması mıydı Behçet Bey’in odasına. Eşyalarla avunup unutmaya çalışmak mıydı bu?
Halbuki eşyalar unutturdukları kadarını da hatırlatırdı.
Belki Behçet Bey’in rüyaları eşya ile unutmaya çalışırken eşya ile de hatırlıyor oluşuna bağlıydı.
Behçet bey belki de unutulduğunu unutmaya çalışıyordu tavan aralarında. Ya da bambaşka şeyleri. Küçümseyen tavırları, babasının bakışını. Sonra Atiye’nin kahkahasını.
Tamir edilen saat zemberekleri her an bu kahkahayı vuruyordu oysa. Saniyeler arasındaki boşluklardan bile bu kahkaha dökülüyordu odasına.
Atiye ile arasındaki boşluk hep o kahkahanın doldurduğu alanlardı.
Behçet Bey hayatının doldurduğu kadarını da boşaltıyordu oysa. Hangimiz yapmadık bunu?
Behçet Bey’e kim kızabilir?
Gidenlerin bir boşluğu olurmuş kim inanır buna.
Nereden gidiyor gidenler? Behçet Bey’in her zamankinden daha da dolu olan kalbine ne demeli? Nerde boşluk?
Şimdi herşey başka türlü işliyor. İnsanların eşyaya bakışı değişti. Tabiata bakışı değişti .İnsana bakışı değişti. Sirkülasyon hızlandı. Boşalan yerler, boşalan zamanlar hızlıca dolu veriyor.
Zamanın zembereğinin tamire ihtiyacı yok şimdi. Zamanın başlayıp bittiği sınırlar kalktı. Mazi hatırlanamayacak kadar uzak. Mazi ile aramızdaki boşluklar öyle derin, öyle büyük ki.
Hem kimin maziye ihtiyacı var.
Çeyrek asır bile geçmeden kuşaklar arasında yüzlerce yıllık boşluklar oluştu. Ne de olsa hız çağı. Boşlukları nereden bulup saracağız şimdi? Nasıl alacağız bize vermek için çırpınıp durduklarını?
Bu bahsi epeyce uzatebilirdim ama boşluğum da yok şimdi.
Can hoca belki kızacak yine. Cemile Hoca bu boşluk bahsini boşluklara sürükledi diyecek. Kusura bakmasın artık. Zihnim nereye sürüklediyse ben oraya gittim.
YORUMLAR
Harikaydı..Boşluklar ile ilgili ne varsa söylenmiş.İnsan bazen boş bulunur..Boşluğuna gelir.Bazen espri olması mukabilinde boşluk gibi görünen boynuna bir şaplak vurulur ve '' boşlukları dolduralım''denilir.Tasıtlarda boş yerler ilerleyelim uyarısı yapılır.Boş olmayan bir hayatta boşlukların doldurulması kadar önemli ne olabilir ki. ?.
Kaleminiz daim olsun.Sağlıcakla.Saygıyla
neneh. tarafından 5.7.2024 06:17:09 zamanında düzenlenmiştir.