- 160 Okunma
- 1 Yorum
- 3 Beğeni
Hayat
Aşka küser insan. Hayatına devam eder umursamadan. Yalnızlığa adar kendini, yalnızlığa kapılmış sanki ömür boyu yalnızlık hasreti çekmiş gibi.
Korkularını, zayıflıklarını anlatmaz, kırarlar diye uçmayı unutur. İçini açmaktan, iyileşeceğini sandığı insanlardan teker teker uzaklaşmaya başladığında anlar.
Yarasına yama aramadan, canı ne istiyorsa onu yapmaktan "Tekrar kırılacak mıyım?" diye kendine sormadan hayatın kollarına bırakır benliğini.
Sanki uzun mesafe yürümüş yorgunuz, vardığımız bir yer olmuyor hiç. Hayatın fotoğrafına eğrilik karışmış gibi.
Herkes derdinin dertlisi, aynı yolda yolculuk yapan insanlar,
kalabalıklar ama konuşmuyorlar hiç. Hepimiz üşüyoruz rüzgarda
Sahi, yalnızlık esmiyor mu her yanımızda?
Kimine dünya sabah uyandığında başlayan bir kötü rüyaydı.
İnsan böyle zamanlarda ne yapmalı? Üzgün olmaktan öte duygularımız, ölüme bir adım uzaktı...
Yanında ömür eksilttiğimizle sürüp gider hayat. Aklımızdakini kalbimize almaktan korkarız biz. Tek kalemde silinen o aşk, ikinci planda bulur hep kendini.
Sahici de olmaz portremiz, anlamaya çalışırken izleriz olanı biteni. Belirsizliğe göz yumup kaderini yutanlarda, siz vefasızlığa doymadınız mı hiç ?
YORUMLAR
Evet, yanılmamışım. Siz yazı yazın. Ağırlık verin. Gözlemlerinize ve tasvirlerinize hayran kaldım. Yazının bizzat içinde buldum kendimi. Dedim, işte şu kelime ve cümle aynen benim düşündüğüm gibi yansımış yazıya. Demek ki yalnız değilim, ben gibi düşünen, ben gibi aynı duyguya kapılan insanlar var hayatta.
Yaşasın dedim, yaşasın... Bir gömü bulmuş kadar mutlu oldum.
Abartı oldu biliyorum. Olsun. Başka benzetmeler bu sevincimi anlatamazdı.
Düz yazıya ağırlık verin. Hep yazın siz. Olduğu gibi. İçinizden geçenleri yazın. Frene basmayın. Bir duraklarsanız yazamazsınız.