- 115 Okunma
- 0 Yorum
- 0 Beğeni
ÖYKÜ OLAN UMUTLAR / Halik'te bilir Balıkta
Günün mesaisi bitti nizamiyenin dışında traktörün terkisinde beş altı kasa elma ile bekleyen biri dikkatimi çekti yanına gittim elmalar satılık mı diye sordum.
"Misket elması organik denen türden, fazla büyük değil yüzeyi düzgün olmamakka beraber rengi al beni dercesine güzel, bu tür misket elması iki yılda bir olur. Hakiki misket ağacı her sene ürün vermez. Böyle misket elması bıçakla dilimlenip yenmez onun tadını kıymetini bilenler elmayı alır ceketin yakası mı olur gömleğin önümü olur artık kazağın yeni mi olur güzelce silinir ve çatır çutur ısırarak yenir geriye sadece çöpü kalır.işte bu türden bir elma"
Satmak için getirdim ama hiç soran yok dedi.
Geç kalmışsın dedim personelin çoğu gitti ben bir kasa alayım dedim fiyatını sordum, bir şekilde anlaştık ve aldım. Kalan elmalarını da eğer istersen satabileceğimi ancak elmaları nizamiyeye bırak yarin gel paranı da kasalarını da nizamiyeden alırsın dedim. Bir iki dakika düşündükten sonra çaresizlikten kabul etti, adımı soyadımı bir kağıda yazdım isminin " ALİ " olduğunu öğrendiğim arkadaşa verdim elmaları indirdikten sonra Ali traktörüne bindi gitti.
Nazırmın geçtiği arkadaşlarıma haber ettim kendilerine bir kasa misket elması aldığımı gelip götürmelerini yarin gelirken de boş kasaları ve parasını getirmelerini söyledim. Sağolsunlar arkadaşlarım beni kırrmadılar eve giderlerken elmalarını aldılar ertesi gün boş kasalarla birlikte paralarını da aldım, kasaları nizamiyenin dışına istif ettim paralarıda bir zarfa koydum güvenlikçi arkadaşa tembihleyip teslim ettim.
Aradan iki sene geçti Eşim Annem ve Kayınvalidem ile birlikte ( Allah Hac nasip etti ) hacca gittik. Arabistan’a çalışmaya gidenler hac mevsiminde hac farızasını yerine getirmek için hemşehrilerinin yanına geliyor birlikte görevlerini yerine getiriyorlar. Benim kaldığım otel odasına da iki kişi geldi, biri bizim elmacı Ali. Ben önce tanıyamadım ama Ali beni tanıdı. Hoş beşten sonra konu elmalara geldi; o zaman kendisinin ekonomik sıkıntı çektiğini bizim işyerinde yakın akrabası ve tanıdıklarının olduğu halde kendisine yardımcı olmadıklarını, benim elmalarını satmamın darlığını az da olsa giderdiğini söyledi.
Ertesi gün vakfe için Arafat’a gidildi, Arafat vakvesinden sonra Şeytan taşlama görevini yerine getirdik..
Dönüşümüz gece saat 02 yi buldu kafilenin anlaştığı araçlar izdihamdan dolayı gelemedi Annem ile Kayınvalidem yaşlı oldukları için rahatsızlanmaya başladı, tam bu sırada bizim Ali karşıma çıktı kendisinin buraları bildiğini bizi Kabe’ye götürecek araç bulabileceğini ve kendisini takip etmemizi söyledi. Kafile başkanıma haber verdim ve yanımdrakiler ile birlikte Ali’yi takip ettim. Ali tanıdık ve arkadaşlarından on onbeş kişiyi daha getirmiş bize bir minibüs kiraladı kendisi de bindi bizi Tavaf için Beytullah’a getirdi, biz tavafımızı yaptık otele sağ-selim geldik ihtiyarlarımı hasta etmeden yerine yerleştirdim ve Ali’ye teşekkür ettim.
Bizim kafile yorgun ve perişan halde güneş doğmak üzere otele geldiler.
Atalarımız demiş ya:
Sen iyilik yap denize at
Balik bilmese Halik bilir.
HALİK’te biliyor
Balık’ta biliyor.
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.