0
Yorum
2
Beğeni
0,0
Puan
89
Okunma
ÖYKÜ OLAN UMUTLAR
" Kayıp Ana " (48)
Derlerdi ki;
Güzel Türkiyemiz çeşitli cenklerden çıktıktan sonra erkek nüfusu hayli azaldı, hâl böyle olunca şehit düşen beylerin çocukları yetim, zevceleri de dul kaldı,
Yetim çocuklara hürmet gereği babalar dışarda çocuklarını alenen sevmezler,
Eşler de çarşıda pazarda aynı saygı ve hürmet gereği yan yana yürümezlermiş,
Koca önde, eşi de beş on adım arkadan takip ederek yol yürürlermiş.
Bu anane günümüzde de Anadolu’nun birçok yerinde hâlen devam etmektedir,
Bazılarımız bu duruma akıl erdiremediğimiz ve bu inceliği idrak edemediğimiz için, bu töreleri hor görmekteyiz ve çeşitli yaftalar yapıştırmaktayız.
Buna bağlı olarak gelelim hikâyemize:
Anadolu’nun bir köyünden yaşlı karı koca Vilayetteki hasta akrabalarını ziyaret için,
Köyden ilçeye traktör römorkunda gelirler,
İlçeden de Vilayete Belediyenin tarifeli minibüsleriyle gelirler.
Minibüsten indikten sonra görgü kuralları uygulanmaya başlar
Yaşlı koca önde yaşlı karısı beş on adım arkadan takip ederek, akrabalarının evine giderler,
Ziyaret tarifeli minibüsün ikindi sonrası dönüş saatine kadar sürer,
Vakit gelir veda faslından sonra minibüs garajına doğru yola koyulurlar
Yine yaşlı koca önde, yaşlı karısı beş on adım arkada
Hayli yol yürünecek akrabanın evinden minibüs garajlarına kadar
Yaşlı koca kendinden emin adımlarla yavaş yavaş yürür, arada bir dönüp bakar, yaşlı karısı kendini takip ediyor mu diye,
Ve minibüs garajına gelince yaşlı koca, tekrar hanımına doğru döner, döner amma hanımı arkada yoktur.
Durduğu yerde sağa bakar, sola bakar
Hanım yok,
Seslenir, biraz bekler ama nafile
Hanım yok,
Geri döner geldiği yöne, en son dönüp baktığı sokağın başına kadar gider
Hanım yok
Gelene gidene tarif eder sorar
Hanım yok,
Sokağın başında bekler, belki bir yerden çıkar gelir diye
Hanım yok,
Gerisin geri ziyaret evine döner,
bir umuttur belki bir sebepten gitmiştir diye
Hanım yok...
Bey amcanın içinde fırtınalar kopar, feryatlar başlar ama dışa vuramaz,
Aranırken ilçenin minibüsü de gitmiştir,
Akrabaları da başlarlar aramaya,
Gittiği yoldaki tanıdıklara, eşe dosta haber salınır aranır ama
Hanım yok
Köye telefon edilir iki oğlu da ertesi gün Vilayete gelirler
Baba perişan
Ana kayıp.
Araya sora yolları hastahaneye düşer,
Tarif eder sorarlar;
Aldıkları cevabın doğru olmaması için de dua ederler,
Çünkü hastahane morgunda dünden beri sahipsiz yaşlı bir kadın cesedi vardır.
Teşhis için görevli memurlar eşliğinde morga girilir,
Ve
Ne yazık ki ahiretin gizli kasasından anneleri çıkar,
Geriye dönelim;
Yaşlı koca önden giderken son dönemeçde yaşlı kadın yere yığılır, yoldan geçen yolcuların ihbarı üzerine cankurtaran gelir kadıncağızı hastahaneye götürüp acil’e teslim eder,
Yaşlı kadın hastahanede vefat eder, üzerinde kimliğini beyan edecek hiçbir şey bulunamaz, gerekli resmi işlemlerin ardından morga kaldırılır.
Zannın şartlarına ve töresine uygun başlayan hikâye,
Altmış yıl sonra, gökten üç elma düşmeden Morg’ta son buluyor.
0702/2025 - İ.ANİK