- 101 Okunma
- 0 Yorum
- 0 Beğeni
Kuru'nun Yanında Yaş da Yanar
Kurbanımızı köyde kesmiştik. O gün hakikaten çok yorulmuş, akşam evin balkonunda bir güzel semaver yakmaya karar vermiştik. Ben, bizim evin alt katındaki kiler’e gitmiştim. Maksadım odun getirmekti. Getirdiğim odunları semavere atıp yumurta kabuklarıyla tutuşturmaya başlamıştı hanım. Ama aksi giden bir durum vardı. Yarım saat geçmesine rağmen semaver yanacağı yerde durmadan duman tüttürüyordu. O esnada annemin dayısının çocukları gelmişti, bize hoş geldin demek için. Onları da balkona buyur etmiştik. Hay buyurmaz olaydık. Tüten dumandan onlar da , biz de oturamaz hale gelmiştik. Babam bana :
- Oğlum sen hangi odunları getirdin ?
- Yerde duran odunları getirdim baba.
- Oğlum, onlar yaş odunlardı. Ben, kıyıda bir çuvala kuru odunları saklamıştım. Onları bulup getirseydin ya. Şimdiye kadar çayı içerdik.
Hata bendeydi. kuru odunla yaş odunu karıştırmamam gerekti. Ama hiç köyde yetişmemiştim. Nerden bilebilirdim ? Durumu biraz gırgır şamataya getireyim dedim ve :
- Ama baba, kuru’nun yanında yaş da yanar diye niye öyle bir laf etmişler ki ?
Hepimiz bu söze gülmüştük. Bu arada öyle veya böyle kaynayan semaver suyundan bir güzel çay demlemişti ki hanım, hiç sormayın. Öyle güzel, öyle güzel olmuştu ki anlatamam. Hanıma da dedim ki :
- Hanım, ellerine sağlık. Seni çok uğraştırdığım için özür dilerim. Hakkını helal et.
Öyle güzel bir anı olmuştu akşam sohbeti.
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.