- 294 Okunma
- 6 Yorum
- 4 Beğeni
HZ. MUHAMMED ALEYYİSSELAM İLE AYŞE ANAMIZIN EVLİLİĞİ ÜZERİNE
Ayşe Anamız buluğ çağına ermemiş bir çocukken Peygamber Efendimiz ile evlendiği iddialarının ayyuka çıkmasının nedeni ve bu yaş meselesini diline dolayanların amacı ne olabilir?
Gayet net. Fahr-ı Kainat Efendimiz’i (s.a.v.) çocukla evlilik yapan bir cinsi sapık gibi göstermek. (Tövbe haşa). Dolayısıyla ümmeti de bir sapığın peşinden giden sapıklar olarak aşağılamak.
Bu arada, Peygamber Efendimiz’e (s.a.v.) sapık iftirası atanlar sadece onu değil, kızını evlendiren Hz. Ebubekir’e de, göz yumdukları için her iki tarafın akrabalarına da, kabilelerine de, nihayetinde bunu gören bilen tüm Araplara da, hatta iç içe yaşadıkları Yahudilere ve onların âlimlerine de sapık diyorlar.
Öyle ya! Bir sapıklığa şahit olmuşlar ve ses çıkarmamışlar. Bir taşla bin kuş…
Bu mümkün mü Allah aşkına! Kim 3 karış bebesini , hem de geleneklerine, değerlerine olağanüstü bağlı olan bir kavimde evlendirir? O zamanın Arap kabilelerinde başka bir örneği de yokken.
Bu mesele Müslümanların yumuşak karnı olamaz. Asırlardır olmamış, şimdi de olamaz, sonrasında da olamaz. Zira;
O devirden gelen hiçbir kaynakta Ayşe Anamızın 6 veya 9 yaşında olduğu yazılı değildir. Hristiyan ve Yahudi kaynaklarında da yoktur. Aksine 17-18 yaşlarında olduğuna dair pek çok tarihî delil vardır.
Edebiyatın zirve yaptığı, şairlerin bol olduğu ve büyük kıymet verildiği o dönemde şiir yazılmadık konu bırakılmamışken, bu evliliği hicveden bırakın bir şiir, bir beyt, bir mısra dahi yoktur. Kaldı ki şiirler dilden dile çağlar ötesine taşınabilir olması nedeniyle en kalıcı niteliğe sahiptir.
Ayetlerde, hadislerde çocuk yaşta evlendirildi diye de bir delil yok. Sahabilerden, tabiinden, ulemadan, umeradan, gelmiş geçmiş devlet arşivlerinden, yazılı kaynaklardan da hiçbir delil yok.
Bu iftira Cumhuriyet döneminde Fulbright Anlaşması’yla Milli Eğitimin başına getirilmiş ABD-tapar köpeklerinin uydurmasıdır. Laikler, Hristiyanlar, fitnenin başı Yahudiler bu iftiraya dört elle sarıldı, günümüze kadar da getirdi.
---------------------
İngiltere Kralı III. Edward’ın Fransa tahtında hak iddia etmesiyle 1337’de başlayan ve ancak 116 yıl sonra 1453’te sona eren savaşlar dizisine 100 Yıl Savaşları denir. Fransızlar kendi dışındakilere, özellikle Almanlara "Barbar" derdi. O ona, bu şuna, aşağı barbar, yukarı barbar. Barbar da barbar...
1453’ten sonra birdenbire "Medeni" oluverdiler. "Barbar" kim oldu dersiniz? Müslüman Türkler!
Neden? Çünkü o tarihte Fatih Sultan Mehmed İstanbul’u aldı, Doğu Roma yıkıldı; çağ kapandı, çağ açıldı. Sıranın kendi ülkelerine geleceğinden korkan asırlık düşmanlar birden dost olmaya karar verdi ve yeni düşman olarak kendilerine Osmanlı’yı seçti. Dolayısıyla yeni barbar biz olduk. Hem de Osmanlı’nın Altın Çağı’nda.
------------------
Ara bölümde bunu niye anlattım?
Biliyorsunuz, Kilisenin en üst düzeydeki din adamları da dâhil her türlü yasadışı faaliyetleri, devasa servetleri, siyasi faaliyetleri, organ ticareti , vs.. mafyatik eylemleri, ajanlık, cinayet, katliam... Her türlü pislikleri ortaya çıktı. Önceden beri biliniyordu da, son yıllarda alev aldı, diyelim. Hristiyanların kiliseye ve yapısına saygısı kalmadı.
Lakin çok önemli bir rezalet daha var ortada. Nedir? Oğlancılık ve homoseksüellik…
Papazların, Rahiplerin hatta Papa’nın da kabul ve itiraf ettikleri, binlerce davası açılmış olan bir rezalet...
Üstünü örtmek için ne yapmaları lazım? Hıristiyanlığın en büyük dinî rakibi Müslümanlıktır.
Hristiyanlar Ateist, Deist, Satanist olur ama Yahudi olmaz mesela. Müslümanlığı seçen Hristiyan sayısı özellikle Gazze katliamından sonra önleyemedikleri bir boyuta çıktı.
İsmet sıfatlı Sevgili Peygamberimiz’in Ayşe Anamızı çocuk yaşında iken nikâhı altına aldığı iftirasının son zamanlarda neden alevlendirildiği meselesi şimdi anlaşıldı mı?
“Tamam, Kilise sapık ama bakın Müslümanlar ve Peygamberi bizden daha sapık.” demek, Müslümanlığa meyli önlemek için…
Dünya globalleştikçe Türklerin, dolayısıyla Müslümanların barbar olmadığı, esasen Batı’dan çok daha medeni olduğu ortaya çıktığı için, ellerinde alternatif koz olarak sıkı sıkı sarıldıkları “Ama Peygamberleri sapıktı.” İftirasına sarılıyorlar.
Açık konuşuyorum: Bu iftirayı savunan ve kendine Müslüman diyen kim varsa kâfirlerin safındadır.
Mücella Pakdemir
22.06.2024
YORUMLAR
Allah ın selam ve rahmeti tüm inananların ve sizinde üzerinize olsun,
Bismillahirrahmannnirrahim,
Allah razı olsun hak ve hakikateri yazan kalemlerden anlatanlardan ve sizdende...İftira atmaktan başka birşey değil yaptıkları hiç anlamıyorlar önce mezheplerle aralara farklılık ayrıştırma sonra farklı şeylerle başldılar..
.Her türlü şekilde ayrıştırmayı deniyorlar bilmeyen inancı zayıf olanlarda araştırmadan doğruyu söyleyene karşıt oluyorlar..
Hadis ne güzel söylemiş Peygamberimiz zaman gelecek doğruyu söyleyenler yalanlanacak Dinini yaşamak isteyenler avuçlarında ateşli koru tutan gibi olacaklar diye..Sanırım o zamanlardayız.
.Allah sonumuzu hayır eylesin...
Hz Aişe annemizin en az 18 yaşında olduğuna inanmaktayım efendimizle evlendiğinde kaç kez dinlemiştim delilleriyle rahmetli babamdan o ki arapça farscayı Türkçe gibi seri net okur yazardı din adamıydı...
Ayrıca bir toplulukta görülen yanlışlar tümüne ait denilmez günümüzde zaman zaman görünenler tamamen insanlık dışı Allah cümlemizin sabilerini korusun...
Allah a emanet olun..
Selam ve dua ile.
Mücella Pakdemir
Mücella Pakdemir
Mücella Pakdemir
Mücella Pakdemir
Yoksa ben yazdım diye vazgeçecek değiller. Zira; çok fazla açıklık getirildi bu hususa. Hiçbirini kal'e aldılar mı? Hayır. Son gaz devam ediyorlar. Kanunlarımız yetersiz maalesef.
Mukabil selam ve saygılarımla.
Mücella Pakdemir
Kıymetli şaire hanımefendi, benim de okuduğum ve dinlediğim kaynaklar; Hz. Aişe validemizin, en azından 6-9 değil, en az 17 yaşından daha küçük olmadığı şeklindedir. Ancak bu konu sadece ateistlerce istismar edilmiyor kullanılmıyor dile getirilmiyor.
Aynı şekilde 6-7 yaşında küçük kız çocuklarını 30-40 yaşında veya daha büyükler peygamberimiz de 6-9 yaşında Hz. Aişe annemizle evlendi diyerek kendine nikahlayan kendini; şeyh şıh olarak ilan eden dindar görünümlü dinbaz bağnaz yobazlardır. Onlar da kendi ahlaksızlıklarına kılıf ayarlama noktasında Peygamberimiz de küçük yaştaki Hz. Aişe validemizle evlenmedi mi? diyerek ateistlerin bu karalamalarını iddialarını adeta desteklemektedirler.
Ben böyle bir duruma bizzat şahit oldum. Bence bu yobazların bağnaz dinbazların yıkımı ateistlerden daha büyük olmaktadır. Bu konuya sosyal medyadaki yazılanlardan siz de şahit olabilirsiniz. Hz. Aişe validemizin yaşı ile ilgili ifadelerinize katılmak birlikte Taaa Fatih Sultan Mehmet zamanında çıktığını söylediğiniz iftirayı nasıl Cumhuriyete bağlıyor olmanız ise anlaşılır gibi değil?
Genel anlamda anlamlı ve güzel bir paylaşımdı tebrikler kaleminiz daim ilhamınız bol olsun. Saygılarımla.
Mücella Pakdemir
Fatih devrinde barbarlık nitelendirmesi el değiştirdi demiştim.
Fulbright ise İnönü zamanında 1949 yılında.
Bir daha dikkatle okursanız iyi olur.
6-7 yaşında küçük kız çocuklarını 30-40 yaşında veya daha büyüklerle evlendirildiklerine bizzat şahit mi oldunuz??? Hemen emniyete, savcılığa koşsaydınız ya! Benim de şahit olduğumu söylemişsiniz bir de.
Sosyal medyadaki insanlar bunları yazabiliyor. İnanmak mı gerekir? Gözümüzle gördük mü? Sonradan yalan olduğu ortaya çıkıyor zaten ama atı alan Üsküdar'ı geçtiği için sizin gibilerin kulaklarında sanki gerçekmiş gibi kalıyor, yetmiyor bir de şahitlik yapıyorsunuz.,
Sapıklar yok mu? Var. Her toplumda var.
Dünyanın en büyük sapığı Amerikalı Jeffrey Edward Epstein. 5 yaşından 12 yaşına kadar küçük kızları ABD başkanına, İngiliz Prensine kadar kalburüstü sapıklara peşkeş çekti. Hapiste geberttiler.
Tayvan, Filipinler, Tayland, Vietnam, Kamboçya, Brezilya, Amerika, Avrupa... Çocuk fahişeler devlet korumasında bedenlerini satıyor.
İnternet bunların pazarlama mekânı hatta.
Ama bütün ihale, yobaz damgasıyla yaftalanan bizim inançlı dindar kesime kalıyor. Yok ya!
Siz safiyane yaptınız belki bu yorumu ama gerçekleri daha net görmenizi dilerdim.
Sevgilerimle.
Gönül Pınarı
Bunları tartışma yaratmak için de yazmıyorum benim kötüm diğerinin kötüsünden iyidir mantığının yanlış olduğunu söylemeye çalışıyorum.
Yoksa kötü elbette her yerde kötüdür, iyi de her yerde iyidir. Neyse yolunuz açık olsun.