- 407 Okunma
- 6 Yorum
- 4 Beğeni
KOMŞUM SAKSAĞAN
Bahçedeki badem ağacı pembe çiçekleriyle merhaba dedi bahara. Peşinden kiraz da katıldı ona. Beyaza büründü dalları. İkisi de fazla beklemedi döktüler çiçeklerini. Meyveye durdular.
Toprak kıpır kıpır gözle görünüyor, hani kulak verilirse sesi de duyuluyor. Güneş açmış kollarını yeşille türküye durmuş.
Yol kenarlarındaki gülfidanları sürgündeler. Yakında onlar da tomurcuklanacak, kırmızı kırmızı açacaklar. Bir kırmızı coşku ki görmek gerek.
Alloşşş…
Yıl iki bin. Oturduğum bu site yeni yapılmıştı. Bahçesine güller, fidanlar dikiliyor. Bende balkonumun önene denk gelen yere bir çam fidanı diktim. Yirmi dört yılda büyüdü dallandı çam.
Bahar geldi ya, çıkıyorum balkona. Sabah güneşinin uzattığı sıcacık elini tutuyorum. Çamla selamlaşıyorum. O bana hep çocuklarımı hatırlatır. Onlar da küçüktüler, büyüdüler evlendiler. Çekip gittiler. Ama çam vefalı çıktı!!!
Balkondayım.
Bir saksağan ağzındaki küçük dalı çam dallarının arasına bırakıp gitti. Peşinden bir başka saksağan geldi. O da aynısını yaptı. Tatlı bir telaştalar. Gittiler, geldiler. Taşıdıkları küçük dalları üst üste dizdiler. Güneş günü karanlığa teslim ederken, onlarda paydos ettiler.
Ertesi gün sabahtan çıktım yine balkona. Saksağanlar iş başı yaptı. Yine küçük dallar ağızlarıyla taşınıyor, taşınan dallar üst üste diziliyordu. Dört gün sürdü bu uğraş. Bir komşu ev yapıyordu çam ağacıma. Ben onlardan daha heyecanlıyım. Evlerini bitirince dişi yumurtlayacak. Sonra üzerlerine yatıp ısıttıkları yumurtalar çatlayacak. Yavrular çıkacak yumurtalardan. Bir renge adını verdikleri ağızlarını açacak, yiyecek bekleyecekler annelerinden. Daha sonra yavrular tüylenecek, palazlanacak büyüyecekler. Zamanı gelince de uçurulacak yavrular yuvalarından. Geri gelmeyecekler. Onlarda kendilerine yuva yapacaklar. Bu döngü böyle sürüp gidecek.
Ben yuvaları tamamlandı sanırken öyle olmadı. Saksağanlar küçük dallar getirmeye devam ettiler.
Altta bir kapı bırakıp yuvalarının üstünü de örttüler. İlahi güç soğuktan, yağmurdan, kardan üşümemeleri için böyle emretmişti belki de. Kim bilir?
Şimdi bahar, sonra yaz, sonbahar derken kış gösterecek yüzünü. Apak karlar yağacak canlıların yüreğini karartan. Yaşamınızı araştırdım. Kışın da yuvanızı terk etmiyormuşsunuz. Telaşlanmayın komşularım. Ben buradayım.
Toprağı kapatan karları temizleyecek, oraya yiyecekler koyacağım sizler için. Aç kalmayacaksınız. Açlıktan ölmeyeceksiniz.
Biz komşu değil miyiz?
Can cana muhtaç bütün canlar Allaha…
YORUMLAR
Bir saksağanın yuva yapmasından bu güzel yazıya.
Adam yazdı mı yazıyor işte.
Önemli olan pencerenin arkasını görebilmek.
Çok güzel ağabeyim.
Bir solukta okudum.
Aldı götürdü saksağan yuvasını kamerayla izledik.
BJK armasında ne güzel kuş. Hele bahçede sekişi.
Gözlemlerini bekliyoruz abi.
Selam ve saygılar.
Kel'den öptüm.
Bir saksağanın yuva yapmasından bu güzel yazıya.
Adam yazdı mı yazıyor işte.
Önemli olan pencerenin arkasını görebilmek.
Çok güzel ağabeyim.
Bir solukta okudum.
Aldı götürdü saksağan yuvasını kamerayla izledik.
BJK armasında ne güzel kuş. Hele bahçede sekişi.
Gözlemlerini bekliyoruz abi.
Selam ve saygılar.
Kel'den öptüm.
Bedri Tokul
sağ ol var oll.
Selam ve saygıyla.
Aynen öyle kuşları kedileri canlıları sevmeyenleri bende sevmiyorum. Ne güzel saksağan komşularınız olmuş Abim inşallah hiç gitmezler de bol bol hasbihal edersiniz, muhabbetiniz bol olur... Kutlarım yürekten...
Bedri Tokul
Ömrüm olursa tabii...
Yuvalarını yaparken bir çalışmaları vardı ki hayran oldum.
Ağızlarıyla küçük dalları getirip onları öyle bir ustalıkla dizdiler ki.
Zamanında bir fidan dikmiştim. Şimdi fidanımda bir ev oldu.
Teşekkürler.
Selam ve Saygılar.
Bu saksağanlar acayip bir kuş cinsi... Yaşamları aşiret düzeni gibi....Çalışırken bir sabah servisten indiğimde çalışma odamın hemen önünde bir kıyamet koptu...Makine parkına doğru bir kedi kaçıyor ve en az on saksağan kovalıyordu. Kedi can havli ile kendini bir aracın altına attı ama aracın çevresini kuşatan saksağanlar dayanılmaz bir çığlıkla aracın etrafını sarmışlardı
iki gün sonra bir kedi ölüsü bulmuştu çocuklar
Kedinin suçu ,makine parkında ki ağaçlara tırmanarak kuş yuvalarında ki yavruları haklamış olmaları ...
Aşiret gibi :Sülalece saldırıp düşmanlarını bertaraf etmeleri bir de...
Bir de en kötü hatıram:
Sivas mahpushanesine cumartesi pazar koşulsuz yatma şansımız varken bu saksağanlar pencerenin önüne gelip sabahın yedicinde cak caaak cakkk diye kıyameti koparmaları...
Yan ranzada ki Artvinli arkadaşımın saksağanla kavgasını anımsarım: Bağırır çağırır ranzasının ucuna astığı mahküm elbisesini alır camdan sallar kuşu kovmaya çalışırdı ama kuş arkadaşımı kaale almazdı..
Alçak kuş sen de biliyorsun mahkum olduğumu ve zalimlik yapıyorsun,şerefsiz...diye ağlayarak kuşu kovmaya çabalardı...O yorgun cumartesi pazar sabahlarında bir kuş öldürmek için bayağı niyetlenmiştim...
İnanılmaz canlılar... bir adları da ala karga
Çağrışımı ve anlatımı ile deşti yaralarımı aklıma gençliğimi düşürdü yazın...
teşekkürler ağabey
Bedri Tokul
Anılarını okuyunca hem güldüm, hem şaşırdım ve hem de hüzünlendim.
Hapishanenin penceresine gelen saksağanların üstünde üniforma var mıydı? Netekim den emir almış olmasınlar !
Canım gardaşım öptüm gözlerinden.
Teşekkürlerr...
abi merhaba
saksağanlarla ilgili daha önce okuduğum bir anekdotu aklımda kaldığınca anlatayım size.
deney yapmış bilim insanları.. ayna deneyi..
saksağanın bazı türlerinin kendisini aynada gördüğünde tanıdığını fark etmişler.
görsel hafızaları çok iyiymiş...
kolay kolay unutmuyorlarmış gördüklerini..
hatta yanlış hatırlamıyorsam yedi yaş çocuk zekasına sahipmişler.
şimdi siz çok güzel ve akıllı bir komşu edinmiş olabilirsiniz.
çoktan fotoğrafınızı çekmişlerdir:)
eğer aynı cinsse bu saksağanlar.. duymuştur sesinizi... demiştir bedri abi çok iyiliksever... bizi düşünüyor.. karda kışta bakacak ilgilenecek bizimle...bol bol sevap kazanacak.
biz de uçup gittiğimiz ve gün boyu gezdiğimiz yerlerden değişik türlü, mis kokulu rengarenk çiçekler toplar balkonuna bırakırız. kozalak da zaten hazır, çam ağacında... bir kanat açımlık yakınımızda zaten hemencecik götürüveririz. Belki balkonda mangal filan yapar lazım olur...
siz onları düşünüyorsunuz ya rabbin sessiz kullarını... bence onlarda sizi düşünür..
bir de ağaç dikme olayı var tabi...
peygamberimiz demiş ya,
kıyamet gelip çatsa bile elinizdeki fidanı dikin.. son anda onun sevabından mahrum kalmayalım diye...
güzeldi yazınız
kaleminize sağlık abi
bir kusur ettiysem af ola
selam saygı ile
Bedri Tokul
Değerli yorumunla beni çok mutlu ettin.
En kısa zamanda onları balkona davet edeceğim.
Ağırlayacağım onları.
"bana iyi bakın, beni tanıyın" diyeceğim.
Artık onlarda gereğini yaparlar herhalde.
çok teşekkür ederim.
Selam ve sevgiyle Kardeşim.