- 331 Okunma
- 5 Yorum
- 8 Beğeni
RUH SAĞLIĞIMIZ BOZULUYOR
Okuduğunuz yazı Günün Yazısı olarak seçilmiştir.
RUH SAĞLIĞIMIZ BOZULUYOR
Eskiden nasıldı? Bilmiyoruz. Ekonomik kalkınma ile birlikte ruh sağlığımızın bozulduğu ortaya çıkıyor. Zenginleşme ile birlikte meydana gelen, diğer bir deyişle maddi refahın getirdiği bir sorun mu bu bilmiyoruz. Bildiğimiz bir şey varsa o da giderek artan psikolojik sorunlarımız olduğu kesin. Bu yüzden geleceğin en önemli mesleği psikologluk ve psikiyatri olacak. Bu kesin.
Şimdi biz ne yapabiliriz? Bunu düşünelim. İnançlarımızın zayıfladığı, Allah ile irtibatımızın azaldığı, giderek koptuğu anlaşılıyor. Dünyevileşmenin çok ileri boyutlara vardığı, maddeci bir dünyanın kapımızı kırıp ruhumuzu işgal ettiği kesin.
İşte ruh dünyamız işgal edildi ve biz bu evden kovulduk. Şeytan ezeli arkadaşı nefisle gelip oturdu, yerleşti evimize. Bu iki ezeli düşmanımız bizi asli evimizden kovdu. Her şeyimiz maddileşti. Ruhumuz havasızlıktan öldü ölecek. Dikkat toplumca intihar ediyoruz.
İbadetlerimiz göstermelik. İbadetlerimizin ruhu çalınmış. Onu da o iki düşman kapıp götürmüş besbelli. Ağlayamıyoruz. Ölümleri görüyoruz, görmezlikten geliyoruz. Dünyaya ve zevklerimize tapıyoruz. Ama artık o zevkler de bizi tatmin etmiyor. Aradığımız orada da yok. Bu yüzden birbirimize saldırıyoruz. Kendimizle ve çevremizle çatışıyor, büyük bir savaşa giriyoruz. Sonuçsuz bir savaş bu. Her hal-u karda mağlup olacak olan biziz.
Topluca intihar ediyoruz diyorum. Hedeflerimiz kalmamış varsa bile dünya üstüne. Amaçlarımız kalmamış varsa bile dünyevi ve faydasız. Hiçbiri bizi mutlu etmeyecek. Hepsi geçici hazlar üstüne kurulu. Kalıcı bir mutluluk sağlamıyor hiçbir dünyevi amaç ve hedef. O halde bir çıkış yolu bulmalıyız.
Bu çıkış yolu ne olabilir. Çağın, toplumun ve insanın Allah’a dönmesi. Kalbin mutluluğu onu anmakta. Dünyamızı yeniden kurgulamak zorundayız. İnananlar olarak inançsızlar gibi yaşıyorsak varılacak nokta buydu. Ve buraya vardık. Tabiri caizse uçurumun kenarına geldik son sürat gittiğimiz bu dünyevileşme yolunda. Manevi değerleri harcadık, heba ettik maddi varlıklara. İnsanı sevmeyi kaybettik, hayvan sevgisini kaybettik, kendimize olan sevgimiz de kalmadı artık.
Çünkü taptık nefsani hazlarımıza. İlahlaştırdık nefislerimizi. Şeytan ve nefis esir aldı bizi. Boyun eğdik onlara. Şimdi kalkıp diyoruz ki ne oldu bize. Ne olacak düşmana teslim olmuşuz. Ve o düşman içerde. Düşman işgal etmiş bütün manevi kalelerimizi. Ruhumuz kararmış bizim. İşte bu yüzden mutsuzuz. Bu yüzden psikolojimiz bozuk. Bu yüzden toplumca çıldırıyoruz.
Herkes cehennem artık bizim için. Başkaları cehennem diyoruz. Oysa cehennem bizim içimizde. İç dünyamız kalmamış. Ne kitap okuyoruz, bir şey öğrenmeye açığız. Her şeyi biz biliyoruz. En iyi, en doğru biziz. Kimseden yardım almıyoruz. Nasihatler bize kar etmiyor. Öğüt dinlemiyoruz.
Sorunlarımız çok artık. Taşıyamıyoruz. Ya da sorunsuzuz. Sorunsuzluk en büyük sorun artık. Erdemlerimiz kaybolmuş. Bu gün insanlar için ne yaptım diye sormuyoruz kendimize. Bugün insanlar bizim için ne yaptı diyoruz. Hep başkalarından bir şeyler bekliyoruz.
Fakirlere, muhtaçlara düşmanız. Göçmenleri sevmiyoruz. Başkalarının felaketlerine biganeyiz. Daha fazla harcamak, daha fazla tüketmek peşindeyiz. Bu işin sonu nereye varacak. Bu gidişe bir dur demek zorundayız. Toplumca, milletçe felaketlere sürükleniyoruz. S.O.S, S.O.S. S.O.S.
Ahmet Kemal
Kayıt Tarihi : 23.9.2014
YORUMLAR
yani kısaca deli bir toplum olmaya hızla devam ediyoruz çok doğru kutluyorum
ismail karaosmanoğlu
Ruh sağlığımızın bozulması daha yeni başlamadı epey bir geriye gitmek gerekiyor bir elli altmış sene kadar geriye... Makinelerin insan hayatındaki yeri arttıkça, insan insanlığını unutur oldu adeta... Bilgisayarlar, cep telefonları adeta bizleri esir aldı. Ünlü Avusturyalı Psikiyatr Sigmund Freud ''Bütün insanlık benim müşterimdir.'' der. İnsanlar çoğaldıkça insan ilişkileri de adeta bir çıkmaz girdi denilebilir... Yoğun iş yaşamı, yüksek yüksek binalarda adeta hapis hayatı yaşamak, tabiattan uzaklaşmak hem yordu insanı hem de ruh sağlığını bozdu. Sokakta oynayan çocuk yok artık, hepsini bilgisayarlar teslim aldı... Hepimizin egosu tavan yapmış durumda, ben merkezli bir yaşam sürüyoruz. Bizden gayrısına ne olursa olsun, hiç bir önemi yok. Her türlü zararlı alışkanlık yaşamımızda var. Aşırı alkol tüketimi, uyuşturucu tüketimi, her türlü kumar, silah kullanma, sigara, bunlarla hem dünyamızı hem de ahiretimizi yakıyoruz farkında olmadan belki de farkında olarak... Oysa ki cennet gibi bir yaşam ve sonrasında da gerçek cennet bir adım ötemizde... Birazcık çaba ve gayret ile kazanmak mümkün... Nefsimizin dizginlerini bir elimize alabilsek her şey çok daha güzel ve anlamlı olacak... Kutlarım yürekten...
ismail karaosmanoğlu
Yazınızı dikkatlice okudum.
Sadece maalesef demek zorunda kaldım. Tabii bu maalesef günümüz anlayışı içindi, sizin de anlattığınız gibi.
Acı ama çıplak bir gerçek.
Pekçok değerimizi kaybettik, ediyoruz.
Sonumuzu Rabbim hayreyler inşallah.
Okumakta olduğum kitaptan bir sözle hayırlı, huzurlu günler diliyorum.
"Güneşle ilişkisi kopan 'Ay' karanlıktır. Yaratıcısıyla bağı kopan insan yokluktur."
- Muhammed Bozdağ; Ruhsal Zeka; sayfa 65 -
çiftçi tarafından 22.6.2024 21:01:37 zamanında düzenlenmiştir.
ismail karaosmanoğlu
ismail karaosmanoğlu
Toplumların çöküş öyküsüydü bu yazdıklarınız ve okuduklarımız. Bu kadar örneği boll, bu kadar okuyanı içine alan çok değerli bir yazıydı. Yürekten kutluyorum hocam. Duyarlı yüreğine saygılar, selamlar ve inşallah düzelir diyeceğim ama...