- 166 Okunma
- 0 Yorum
- 0 Beğeni
HAYATA DAİR
Dağı tanıyan nasıl tanımaz uçurumu
Mademki yükseliş var iniş olmaz olur mu
N.FAZIL
Ne güzel söylemiş şair. Hayatı, iki mısrada özetleyivermiş adeta. İnsan, fani dünyaya attığı ilk adımla beraber bir tırmanışa geçer. Önündeki ortalama altmış beş, yetmiş yıllık ömrü bir dağa benzetecek olursak ömür; elli, elli beş yaşlarına kadar bir tırmanıştır.
Hep nefsin ve arzunun roketleyici etkisiyle daha yüksekleri, en tepeyi düşleriz. Oysaki zirve; heyecanın ve arzunun iflas ettiği, tükenişin başladığı noktadır. Biz insanlar, zirveden sonra atılan ilk adımda uçurumla karşılaşacağımızı hiç düşünmemişizdir.
Altmış beş, yetmişli yaşlar ise hafif bir rüzgârda düşecek hissi veren, sararıp solmuş yaprakların hikayesinin kulaklarımıza fısıldandığı mevsimdir. Can damarlarımız kurumuş, vücut bedene yük olmaya başlamış ve oğlumuzun, kızımızın yanında bir yük halini almışızdır artık. Aynı odada bulunmanıza rağmen sizin ölümünüz üzerine paylaşılacak olan miras münakaşalarını duyacak kudreti bulamayacak kulaklarınız.
Ne zor yıllar değil mi? O yüzden insan, daha eli, ayağı tutuyorken çıkmalı sefere. Eyvallah etmemeli kimseye. Dal gibi beli bükük değil, elif gibi dimdik çıkabilmeli huzura.
Perde arkası perde perde arkası perde
Bir siper aşıldıkça hedef öbür siperde
N.FAZIL
Mısraları, bitmek, tükenmek bilmeyen isteklerimizin başka bir ifadesidir. Ömür denen yolda hep bir diğeri olur menzilimiz. Hep yasak elmadadır fikrimiz. Yetinmek fiili kifayetsiz kalır bu maratonda.
Sonunda haberciler gelir, seni isterler. “Külli nefsin zaiğatül mevt” (Her nefis ölümü tadacaktır.) hükmünce sefere davet ederler. Ve sen elinde nokta kadar yaşanmışlık ve sonsuz isteklerle “Yelkenler fora!” dersin, gidersin.
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.