- 239 Okunma
- 3 Yorum
- 2 Beğeni
Allah var mı, yoksa yok mu?
Malumunuzdur ki, bugün gerek sosyal medya da, gerekse televizyon kanallarında Allah’ın varlığı ve yokluğu hakkında tartışmalar yapılmaktadır. Bilim insanları ve sosyal medya fenomenleri: “Allah yoktur, varsa bize ispatlayın!” Demekteler.
Öncelikle şunu belirtmek isterim: Bir kimsenin inanması ya da inanmaması benim açımdan pek önemli değildir. Dileyen inanır dileyen inanmaz. Ancak kendi zehirli fikirlerini toplumumuza aşılmaya girişmiş durumdalar ve bundan toplumumuz (en çokta gençlerimiz) zarar görecektir. Bilim ve Felsefe adı altında yapılan bu saldırılara ve bu açıdan sorulan soruların birçoğu
karşılıksız kalmıştır. İşte bu sorulardan bir tanesi şudur: “Allah var mı, yoksa yok mu? Cevap olarak derim ki: “Allah vardır ve sizler de Allah’ın olduğunu bilmektesiniz.” Bu konu hakkında hemen şunu sormak istiyorum: “Bir insan olmayan bir şeyi düşünebilir mi?” Eğer o şey yoksa, o kimse, o şey hakkında her hangi bir konuda konuşabilir mi? Bizimle o şey hakkında tartışmaya girebilir mi?
Bize göre, bir insan olmayan bir şeyi düşünemez ve hakkında bilgi sahibi olamaz. Eğer düşünülebilir derlerse, düşündükleri şeyin ne olduğunu belirtmeleri gerekir. Bu konu da şöyle bir itiraz gelebilir: “Uçaklar hiç yoktu ama birileri çıkıp uçak yaptılar. Demek ki, insan olmayan bir şeyi düşünebiliyor; düşünebildiği için de olmayan uçağı yaptılar.! Bu itiraz cevap olarak şunu söylüyorum: “Evet uçaklar hiç yoktu ve birisi çıkıp uçağı yaptı. Birincisi bizim yönelttiğimiz soru doğrudan sizedir ve biz, olmayan bir şeyi sizin düşünmenizi istiyoruz. Bu dediğiniz şey sizin değil, uçağı yapan kişinin düşündüğü bir şeydir. İkinci olarak: uçağı yapan kişi kuşlardan esinlenmiştir. Kuşların uçabildiğini gördüğü ve bildiği için uçağı düşünmek gayet normal bir şeydir. Kuşlar uçuyorsa uçağın uçması da gayet normaldir.”
Bizim onlardan istediğimiz şey olmayan bir şeyi düşünmeleridir. Mesela gözleri görmeyen ve renkleri tanımayan bir kişinin gözleri açılsa ve o kişiye kırmızı rengi göstersek, o kimse gösterdiğimiz şeyin ne olduğunu bilebilir mi? Bunu bilmesine imkan yoktur. Çünkü o kimse, kırmızı renk hakkında hiçbir bilgiye sahip değildir. Kırmızı renk hakkında bilgi sahibi olmadığı için kırmızı rengi bilemez ve ona kırmızı renk gösterilerek: “Bu nedir?” Diye sorulduğunda vereceği cevap bilmiyorum olacaktır.
Bunların durumu şu kimseye benzer: “Erzurum’dan, İstanbul’a X isminde bir kişiyi aramak için gidip, X kişisini bir türlü bulamayıp Erzurum’a geri dönen; daha sonra da ben, X kişisini aramak için İstanbul’a gittim, fakat X kişisini bir türlü bulamadım. Bulamadığıma göre X diye bir kişi kesinlikle yoktur.” diyen, şaşkının durumu ile aynıdır. İnsana sormazlar mı: Aramaya gitmeden önce X diye birisi vardı da bulamayınca mı yok oldu? Madem X hiç yoktu, o hâlde hiç olmayan X’i hangi akılla aradın ey ahmak?”
Yine bir örnek vermek gerekirse:
Dünyanın en iyi ressamlarından birisinden tanıdığınız bir kişinin resmini çizmesini isterseniz, çizmeyecektir. Çünkü ressam sizin kimden bahsettiğinizi bilmiyor ve onu hiç görmemiştir. Görmediği için de sizin bahsettiğiniz kişinin resmini çizmesine imkânı yoktur. En iyi ressam olması burada bir şey ifade etmez. Ancak ressam oturup kendi zihninde birisini tasarlayarak çizim yapabilir. Çizim yapabilmesinin tek bir nedeni vardır, o da ressam insan suretinin nasıl olduğunu bildiği içindir. Buradan şunu anlıyoruz: ressam düşünemediği şeyin resmini çizemez. Düşünülemeyen şey en iyi ressam tarafından bile çizilemezken, olmayan bir şey nasıl düşünülüp de o şey hakkında yoktur deniliyor?
Bugün Allah yoktur diyenler, olmayan Allah’ın nasıl düşündüler de yoktur diyorlar. Eğer Allah hakkında bilgi sahibi olmasalardı, Allah hakkında hiçbir şekilde konuşamazlardı. Allah hakkında konuşma olacağı zaman diyecekleri tek şey: “Bilmiyorum!” Olması gerekirdi. Ancak onlar bunu yapmıyorlar ve yoktur diyorlar. Fakat bir şeyin yok olabilmesi için ilk
önce o şeyin var olması gerekir. Eğer bir şey hakkında “yoktur” deniliyorsa bu şey var olduğu için zihin onu düşünüyor ve o şey hakkında bir fikir meydana getiriyor. Bir insan, bir şey hakkında fikir sahibi iken, fikir sahibi olduğu şey yoktur demek ne kadar mantıklıdır?
Bazıları da Allah’ın mahiyetini sormaktadırlar. Bunlar da: “Allah bilinemez!” Demektedirler. Bu kimselere de farklı bir yazıda cevap verilecektir.
YORUMLAR
Nahil Bey, içeriği harika bir yazıydı. Örneklemelerde güzeldi. Allah'a inanmayanlar kainatın kendiliğinden oluştuğunu ileri sürüyorlar. Bu durumda ben de bu yönden Allah'a inanmayanların da bir Allah'ı var diyorum. Kendiliğinden oluştuğuna inandıkları şey; ateistlerin Tanrısıdır aslında. Onlar, içlerindeki Allah bilincini istedikleri kadar inkara çalışsalar da Allah'ın kozmik sistemi her saniye varlığını insanlara hissettiriyor. İnanıp, inanmamak bir tercihtir. Ancak bu tercihleri hem akla, hem nakillere ve hem de bilime dayanmalıdır. Kalemine sağlık.
İnsan ömrü çok kısa, ne ki insan bunu yaş kemale erince ancak anlıyor. Milyarlarca yıl deniyor dünyanın oluşumu, bir bütünün içinde yetmiş ya da sesken senelik bir insan ömrü üç beş dakikalık bir şey aslında. Allah'ın varlığını tartışan bir Müşrike ibretlik bir cevabı vardır şöyle ''Biz yıllardır ibadet ediyoruz cenneti kazanmak cehennemden uzak olmak için Allah'ın varlığına inanıyoruz, diyelim ki Allah yok, ahiret yok ne kaybederiz, günde beş kere abdest alıp namaz kılmaktan ya da oruç tutmaktan, az biraz zamanımız gitmiş olur, yoksa bile, ama birde varsa ki biz bütün kalbimiz ile Ona Allah'a iman ediyoruz, siz ne kaybedersiniz bir düşünün bakalım.'' demiş noktayı koymuştur. O müşrik sonra imana gelmiş Müslüman olmuştur. Hep vardır bu soru ateistlerin kafasında ''Ya varsa?'' Güzel yazıydı kutlarım...