- 289 Okunma
- 1 Yorum
- 2 Beğeni
BEŞiNCİ MEVSİM
BEŞİNCİ MEVSİM
Yürüyorum! O halde varım!
Varlığımı her bir kıvrımından toplamak için çıkıyorum yola.
Büyülü bir renk cümbüşünün içinde, loş bir keman solosunu andıran, senfoniye dahil bir nota gibiyim bugün.
Güneşe günaydın derken, bakışlarıma yakalanan papatyanın gülen yüzü, tüm saflığı ile baharı taşıyor içime.
Henüz badana yapılmış kireci ıslak duvarlar, ortalığa ferah bir koku salarken, diplerindeki hercai menekşeler şebeklik peşinde sanki. Maymun surat yapıp duruyorlar oracıkta. Çalılıklara yağmış yıldızları andıran, yaseminlerin kokusu, beni bir kez daha benden alıyor. Beyaz bir gül goncasının yaprak yaprak açılarak, nazlı bir gelin duvağına dönüşünü hayranlıkla izlerken, Zerdali ağacının, patlamış mısıra benzeyen çiçekleri arasında ötüşen kuşları temaşa ediyorum.
Büyülü bir esintinin efsununa kapılmış gibi yürüyorum da, sanki ayaklarım o kıvrımlara değmiyor.
Ben mi yolun içinden geçiyorum, yol mu benim içimden geçiyor anlayamıyorum.
Neyse canım,dedim ya; "yürüyorum o halde varım".
Pamuk şekeri andıran saçları ve sakalları ile köpeğinin tasmasını sımsıkı tutmuş bir amca geçiyor yanımdan. Köpek sahibine yetişmek için bir kartopu gibi yuvarlanıyor arkasından.
Bir çocuk! rengini henüz yitirmemiş göklere salıyor uçurtmasını.
Hırçın ama ılık bir dalganın, ayaklarıma dokunuşu ile uyanıyorum. Karanlık denizlerin dibinden gelen inci dolu kutucuklar, tohum gibi serpilmiş kumsala.
Deniz rüzgara kapılmış bir çarşaf gibi dans ederken, pamuk yumaklarını andıran bulutlar yukarıdan seyre dalmış. Güneş dağların arkasından el sallarken son ışıklarını sunuyor suya. Geceye bir demet yakamoz bırakıyor. Denize düşen yıldızlar raks ediyorken, bir ateş böceği konuyor avuçlarıma,gece aydınlanıyor.
Ahh!bu yollar!
Ah bu kıvrımlar!
Bir ayırır, bir bağlar
Yine beni nereye götürüyorlar?
Hava soğuyor, tüm renkler evlerine çekiliyor. Kardan bir aydınlık sarıyor her yanı. Beşinci mevsimin duasına açıyorum ellerimi. Düşen her kar tanesi, bir zarf gibi açılıyor avuçlarımda.
Ve ben, Sevgili’nin mektubunu okuyorum. Ellerim açık gözlerim kapalı.
YORUMLAR
“Kardan bir aydınlık sarıyor her yanı” cümlesiyle çocukluğuma gittim bir an. Dışarıyı görmek için ne zaman pencereden bakmaya niyetlensek kazağımızın kollarıyla camın buğusunu silmemiz gerekirdi…. Kar aydınlığı köyümüzü en az altı ay terketmezdi. Şimdilerde kar memleketimize küsmüş, eskisi gibi yağmıyor diyorlar….
Günün birinde biz de “ellerimizi açıp, gözlerimizi kapatarak Sevgili’nin mektubunu” okumayı becerebilirsek, yüreğimiz de kıyama durur belki…
Güzeldi….
Nicelerine….