- 1353 Okunma
- 0 Yorum
- 1 Beğeni
Özgelişim Pişmanlıkları Önler
ÖZGELİŞİM PİŞMANLIĞI ÖNLER
Sevgili Özgelişim Yolcusu Dostum,
Özgelişim biliyorsun ki insanın kendini geliştirmesi , değiştirmesi ve daha ileri götürmesi çabasıdır. Bu yüzden özgelişim içinde olan insan haraketlerinde dengeli ve tutarlı olmaya azami çaba göstererek, değişemeyecek ve gelişemeyecek insanlar, kurumlar ile fazla ilgilenmeden “olacak” şeylere odaklandığından daha verimli olur ve pişmanlıkları da az olur.
Değerli özgelişim Yolcusu dostum,
İnsan hareketlerinde dengeyi önemserse “keşke şunları yapmasaydım” sözünü daha az kullanmak veya hiç gerek duymamak sonucuna varır. Şahsen senin özgelişim içinde olduğun zamandan bu yana ağzından “keşke “ lafını hiç duymaz oldum neredeyse. Çünkü attığın her adım dengeli, her söz seviyeli ve kimseyi kırmayacak ve üzmeyecek şekilde çıkıyor ağzından.
Sevgili Özgelişim yolcusu dostum,
Lider özelliği olan insanlarda böyle, gerçek manada seviyle yaklaştıkları için çevrelerine, insanlarda ona karşı sevgi ile karşılık verirler ve bu tutumunu ayrım yapmadan herkese sunarsa insanlarda aradan onca sene geçse de bu yansız ve samimi tutumunu asla unutmazlar. Bu saygı O’nun gelecek nesillerine de yansır. Tarihe baktığımız zaman bunun çok örneğini de görmekteyiz.
Sevgili Özgelişim yolcusu dostum,
Özgelişim yolculuğuna çıkan insan, sözü faydası olacaksa söyler. Önersini etkisi olacaksa söyler. Bakar ki, önerisi kabul görmüyor. Israrda etmez. Çünkü ısrarın faydası olmadığını bilir. Aslında etkisi olmayan her söz, hem israf hem de söyleyene sorumluluk yükler. Gerektiği zamanda bu boş konuşmalarının ve sorumsuzluklarının bedelini öder. O yüzden sorumluluk sahibi bilinçli ve özgelişim içinde olan insanlar gereksiz konuşan insanlardan uzak kalmaya bakarlar.
Sevgili Özgelişim Yolcusu dostum,
Bazen dost sohbetlerinde, özellikle emekli yöneticilerin anı yazılarında hep pişmanlıklarını okur veya dinleriz.Gençliğin ve tecrübesizliğin verdiği hatalardır çoğu.Çevreleri uyarmıştır ama “aklında kavak yelleri estiğinden” dinlememişlerdir bile. İşte bizlerde bu okuduğumuz ve dinlediğimiz anılardan ders çıkarırsak hayat bizlere daha az pişmanlıklar verir. Ama gençler büyükleri dinlemek istemiyorlar genelde. Tecrübeleri dinlemek de çok zaman özgelişimdir.
Sevgili Özgelişim yolcusu dostum,
Bizlerde çok zaman gençlere dergilerden, kitaplardan, hayattan ve gözlemlerimizden geçirerek öğrendiğimiz “özgelişim bilgileri” ni sevgiyle sunuyoruz. Başta bu çabamızı anlamayanlar ile yıllar sonra karşılaştığımızda, pek çok kişi pişmanlıklarını belirtirken, pek azı hatalarından ders alarak hemen düzeltmek için harekete geçiyorlar. Bu hemen harekete geçenler başarısızlıklarını başarıya dönüştürüyorlar işte.
Değerli özgelişim yolcusu dostum,
Yaşanmış tecrübelerden ve hatalardan, insan sadece kendi hatalarından ders almamalı , çevresinde gördüğü hatalardan , kitaplardan, televizyonda , radyoda dinledikleri hayat hikayelerinden de ders alabilirse hayatı özgelişim içinde olacağı için fayda sağlar. Ama biz hayat hikayelerini daha çok nezaket olsun diye dinlediğimizden, eğlence olsun diye televizyona baktığımızdan dizileri de akşam çay ve çekirdek eşliğinde yogunluk atılacak, zaman geçirilecek çaba olarak gördüğümüzden dersler alamıyoruz.O yüzden de bazen 60 yaşına gelmiş insanlardan çocukça davranışlar görüyoruz.
Değerli Özgelişim Yolcusu dostum,
İşte böyle pişmanlıklar yaşamamak için televizyonu izlerken bile ders almak öğrenmek amacı ile izlersek, kitapları boş zaman geçirmek için değil de öğrenerek uygulamaya azmederek okursak, insnalara sohbetimizi onlarla alay etmek için değil de seviyeli olarak onların bilg ve tecrübesini edinmek için okur ve öğrenirsek pişmanlıklarımızda işte o oranda azalır.
Değerli özgelişim Yolcusu dostum,
Hayat öğrenmesini, yaşamasını ve gereksiz şeyler ve insanlardan uzak durmasını bilene gerçekten de güzel şeyler sunuyor. Derler ki “Değiştirebileceğim şeyler için bana güç, değiştiremeyeceğim şeyler için sabır, ikisi arasında farkı bilebilmem için akıl ver” Bu üç şeyin farkına varabilmekte gerçekten hüner isteyen şey. Çok kişi hünerinin farkına varamadığından bu sözden de ders alamazlar.
Değerli Özgelişim Yolcusu dostum,
Pişmanlıklarımız azalınca geleceğe yönelik düşüncelerimiz, fikirlerimizde bak gelişerek değişerek bizi olgunlaştırıyor.Gerçi önerilerimizi gerçekleştirecek olanlar önerilerimizi pek ciddiye almasalarda biz önerilerimizi sunmanın ve fikirleri anlatmanın sevincini yaşayalım. Dinleyen yok diye gerçekleri dile getirmekten de vazgeçmeyelim.Yani bunun pişmanlığını da yaşamamak için dinleyen olursa konuşmak, önermek bizim görevimiz olmalı. Gerçi önerilerimizi dinlemeyip sonrasında da pişman olduğunda “bana bunları anlatmamıştın ki” diyen çok olsa da, Yaradan şahidimiz olsun.
Değerli dostum,
Pişmanlıklarımızı önlemenin yolunun kendimizi devamlı geliştirmekten geçtiğine her zaman inanıyorum.Kendini geliştiren insanları da gençlerimizle sık sık buluştrmaktan, onları okullarda, Üniversitelerde gençler ile söyleşilere davet etmekten her zaman yanayım. Ama gelişen insanı takip ederek gelişmek varken umursamamak daha kolayına gidiyor bunu yapması gerekenlerin galiba.
Değerli Özgelişim yolcusu dostum,
Bazı insanlar kendi reklamını insanların gözüne baka baka yaparken, bizlere “ sen köşende otur, kitaptan, gelişimden bahsetme, sonra üzülüyorsun” diye, bizi düşünüyor görünerek adeta köşemize çekilerek faydalı olmamızı engellemeye çalışan tutumları da bana her zaman manidar geliyor. Şükür ki, sen bunlardan değilsin. “Marifet iltifata tabidir” diyerek ölçülü tanıtımın faydasına inananlardansın. “Dostumun güzel hasletlerini ölçülü tanıtmak, hatalarını da kimsenin olmadığı ortamlarda anlatmak lazım “diyenlerdensin.
Sevgili Özgelişim Yolcusu dostum,
Sana yazmaya başlayınca edata dünya ile ilgim kesilerek hep seni düşünüyor, hep sana yazıyorum, sana odaklanıyorum. Aslında senin özünde tüm gelişmek isteyenlere faydalı bir mektup yazmanın gururu ve sevinci gerçekten de ruhumuza huzur ve mutluluk katıyor.
Değerli Özgelişim Yolcusu dostum,
“Her mektup inasaı aydınlatan gönül sesinin yazıya dökülmüş halidir “derim. Kalbimizde suskun kalan duygular kalemlerle haykırarak insanlara ulaşan sesli nidalara dönüşüyor. “Damlaya damlaya göl damlacıktan gelişim seli” oluyor. Bu sel de pişmanlıkları alıp deryalara ulaştırarak pişmanlıklardan derelerin nehirlerin temizlenmesine sebep oluyor işte...
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.