5
Yorum
5
Beğeni
0,0
Puan
493
Okunma
Aman, sakın ha, yanlış anlamayın ; Ramazan davulu değil sözünü etmek istediğim. Hani ’’ Davul bile dengi dengine ’’ derler ya, işte o sözde geçen davul, benim yazıma konu etmek, eleştirmek, isyanımı haykırmak istediğim davul.
Sanırım, özellikle bizim ve bizim gibi az gelişmiş ülkelerde , uygun görülmeyen ilişkiler, aşklar için kullanılıyor bu söz. Efendim ; ’’ Sen yoksulsun , o zengin ’’, ’’ Sen şehirlisin, o köylü ’’ ’’ Sen okumuşsun, o cahil ’’ ’’ Sen çirkinsin, o çok güzel ’’ gibi bahanelerle, uygun görülmez çoğu çiftler birbirlerine. Bazen aileler, dostlar, arkadaşlar, bazen de tüm toplum kullanır bu olumsuz yargıyı. Aslında, herkes kendi hayatını yaşamakta, kendi geleceğinin kararını vermekte özgür olmayı hak etmez mi ?
Babam, küçük yaşta ailesini terk etmek zorunda kalıp, tek başına gariban bir hayat yaşarken, yanaşma olarak çalıştığı ağanın kızına âşık olurken, düşünememiş bu davul olayını. Çevresinde gördüğü belki de tek güzel kız olduğu için gönlünü kaptırıp, umut beslemiş, hayâller kurmuş aşkına dair. Babama, kendimi örnek alarak kefil olabilirim ki ; bizde asla maddiyata önem verip, aşkımızı ona göre seçmek, asla söz konusu olamaz. Babam da, ’’ Ağa zengindir, şu kızı alayım da kendimi kurtarayım ’’ gibi bir düşünceye asla sahip olmamıştır. Tabii ağa, ilk fark ettiği günde, bu davul hikâyesini uygulayıp, kızını acilen kurtarmış babamdan. Genellikle de öyle olmuyor mu ?
Ben de, çocukluğumda, ilk seçtiğim, köyün önemli bir ailesinin kızını, asla maddi yönden düşünmeden seçmiştim. İlk okul arkadaşlarımın, okulda kendilerine birer kız seçip ’’ Ben ona bakıyorum ’’ sözlerine karşılık, ben de kendime birini seçmek zorunda hissedip, kimsenin adını söylemediği, pek de gözde olmayan, ağır başlı bir kızcağızı seçip ’’ Ben de ona bakıyorum ’’ deyivermiştim. Fakat, bunu kendimden başkasına duyurmak , hiç bir zaman kısmet olmadı. Büyüdüğünde de kızcağız, özellikle, babasının, maddi nedenlerle yönelttiğinden emin olduğum şekilde, arkadaşlarımdan biri ile evleniverdi. Yetişkin olduğum yıllarda, bizzat, canlı olarak tanık olduğum bir olayda ; oğlunu yanına çağırıp, malı mülkü oldukça fazla olduğu bilinen bir adamı işaret ederek ’’ İşte, şu p...n kızını alacaksın ’’ deyip yönlendirdiğini, o çocuğun da o günden itibaren ısrarla , yaşı henüz küçük olmasına rağmen, ısrarla o kızın peşine düşüp, bir şekilde ayartıp evlendiğini gördüm.
Yani, insanımızda, servet avcılığı, evleneceği insanı, maddi nedenlerle seçenlerin bulunduğu gibi, hiç böyle bir olayı hesaba katmadan, sırf ruhuna uygun bulduğu için seçen çok sayıda insan yok mu ? Bu davul olayı, ısrarla ve inatla uygulanmak istenmiyor mu ? Çoğu gencin mutluluğuna engel olunup, kalan hayatlarını mutsuz bir şekilde sürdürmelerine sebep olunmuyor mu ?
Kim icat etmiş o davulu ? Kim, hangi haklılıkla, hangi gerekçeyle hükmediyor, insanların geleceklerine, yaşayacakları, yaşamak istedikleri hayatlara ? Babamın, damatlığa onu uygun görmeyen ağası, piyangodan zengin olduğunu söylüyormuş. Babam, onun define bulduğunu iddia ediyordu. Her şekilde, havadan gelen bir para sayesinde zengin olmuş, babası, bu vatan için on iki sene askerlik yapıp, yaralı olarak evine dönen , sırf bu yüzden yoksul kalan, eşini yoksul hastalığı olan, vereme kurban veren adamın oğlunu, kızına yakıştıramıyor ! Adalet mi bu ?
Ben de o adamın oğlu olarak, doğuştan sefalete mahkûm edilmiş biri olup, bir şekilde, şanslı olup, okuyabilip öğretmen, veteriner olabilen bir anne - babanın kızlarına denk olamıyorum ! Üstelik, ülke geleneklerinin beni ona uygun görmeyeceğini, gerek ailesinin, gerekse yakınlarının etkisiyle, benden kısa sürede vaz geçebileceğinden emin olarak, ondan uzaklaşmak zorunda kalıyorum !
O davulu, kim icat etmişse, tüm yürekten sevenlerin günahları boynuna olsun ! Aşkın vebalini o kadar hafife almayın. Seven yürek kutsaldır. Yaradan, insanı sevmek için yaratmıştır. O kutsal sevgiye engel olmanın cezası, dünyadaki kanunların cezasına asla benzemeyecek, çok daha ağır ve etkili olacaktır. Onları yakan Cehennem ateşi, göklere doğru savrulurken, masum aşkların sahipleri, o günahsız sevenlerin ruhları, göğün en ücra köşelerinde, en güzel şekilde kavuşacaklar ve sonsuza dek mutlu olacaklardır.
Aşkın ve sevginin katilleri ; o davulun tokmağı, mahşerde , sizin kafalarınızda patlayacaktır !
Fikret TEZEL