FİLM GİBİ YAŞAMLAR
Okuduğunuz yazı Günün Yazısı olarak seçilmiştir.
Topladı göçünü köyden, yeni bir hayat kurmak için ilçeye yöneldi.Felek bir çocukla dünyada bırakarak sınav kağıtlarını eline tutuşturmuştu.Yüzünün akıyla evlendirmişti güzeller güzeli kızını, kalmıştı bir başına yalan dünyada..
Yeni bir yuva için araya girdi konu-komşular.İlçede emekli memur Mehmet Bey , eşinin ölümüyle birlikte dört çocukla bir başına kalmıştı.En küçüğü altı aylık..Diğerlerinin en büyüğü dokuz yaşında.Bir de doksan yaşında hizmete muhtaç bir ana.
Yeni bir yaşam vardı önünde Fadime Hanım’ın.Daha önce yüzüne gülmeyen kaderi bu kez gülecek miydi?..Köyde yarıcılık yaparak kazandığı paralarla tavuk,kuzu,dana doluk alıyor, besleyip satıyordu.tarlalarda çalışırdı yevmiyesiyle.Kazancına altın alarak kendini dar günlere hazırlıyordu.Doğaldır ki hayat gençliğini bir gün elinden alacaktı.On baş hayvandan ibaret küçük sürüsü , yirmi kanat kümes hayvanı ve beş beşi birlik altını ve ev eşyaları ile ilçedeki emekli Mehmet Efendi ile hayatı paylaşmaya geliyordu ilçeye..
Şüphesiz ki daha rahat bir hayat beklemiyordu kendisini.Yatalak kayınvalidesi, altı yaşındaki erkek çocuğu, küçük yaşlarda üç kız çocuğu..Elli yaş üstü bir koca ..Seki seki kocaman bir alanı kaplayan bağ-bahçe..Oturdukları bir kâğgir ev ..
Yıllar yılları kovaladı üvey kızlarını sevdiklerine yuvadan uçurduktan sonra oğlanı okutmak için hiç bir fedakarlıktan kaçınmamışlardı.Hukuk fakültesini bitiren delikanlı hakim olmuştu.Kayınvalide ebediyete yürüdü.Emekli Mehmet Efendi yasak bahçelerde bülbüller gibi seranat yaparak hayatına son noktayı koydu günün birinde .Fadime hanım seksen yaşında kaldı bir başına.Hasta,halsiz, çaresiz..Saçını süpürge ettiği üvey evlatları babalarından bağlanan emekli maaşının ve Fadime Hanımın alnının teriyle köyünden getirdiği altınların peşinde.
İşte o büyük gün gelmişti nihayet.Hukuk mezunu üvey delikanlı (kırkın üstü yaş),Mehmet Efendi’nin ortanca damadı (altmış yaş üstü) ve Mehmet Efendi in ilk eşinin yeğeni (altmış yaş üstü) bir akşam içki masasından demlenmiş bir şekilde kalkar ve seksen yaşındaki Fadime Hanım’ın bir başına yaşadığı eşinden kalma evine baskın verirler.Çalınan kapıyı açan kadın neye uğradığına şaşırir.Gelenler yabancı değil ama kendisine peşpeşe indirilen tekmelere yabancı.Altınları getirmesi istenir kendisinden.Hem de kendi alın teriyle kazanarak aldığı altınları...Gürültü ve bağırışmayı duyan komşu Nurettin Efendi ve eşi kayıtsız kalamazlar.Bir de ne görsün yetmişin üstündeki komşu; insanlıktan çıkmış üç canavar ve inleyen yaşlı bir kadın.Fadime
Hanım’ı ellerinden alır ve her birine okkalısından bir tükürük atar ve kovar oradan canavarları.
Kadın şikâyetçi olmaz.Allah’a havale eder onları.Havale ileride tabi çok pahalıya patlar.Zira Allah en adil olandır.Mazlumun ahını yerde koymaz.
Öz kızı gelip anasını himayesine alınca anne huzura kavuşur.Bir kaç yıl sonra doksan yaşında hayata gözlerini yumar.Zira hayatı
hayata göz kırpacak kadar güzel
geçmemiştir.
Yazımı güne taşıyan değerli Seçki Kurulu ve Edebiyat Defteri Ailesine teşekkür ediyorum .
YORUMLAR
neneh.
Bu ve buna benzer olayları her gün duyup izliyoruz.
O kadıncağızın 3 kuruşluk altını sanki onları kurtaracak.
İbret alınacak bir yazı.
Gün için de tebrik ederim.
Selam ve saygılar.
neneh.
neneh.
Hayatın taa içinden.
Duygulanmamak mümkün mü bu bağlamda sizi tüm içtenliğimle tebrik ederim.
Geçmiş bayramınızı kutlarım.
İçten selam sevgimle değerli hocam
neneh.
neneh.
Bayram telaşıyla deftere fazla giremiyordum.
Neredeyse bu güzel anlamlı yazıyı kaçıracakmışım.
İyi ki güne gelmiş.
TEBRİKLER...
neneh.
Ömrü güzel olası Anadolu'm canı üstat; yüreğinize emeğinize yüreğinize sağlık.
neneh.
İbretlik bir hikaye. İnsan yaşadıkça neler neler geleceğini hesap edemiyor başına. Ne diyelim Rabbim her zaman iyi insanlar ile karşılaştırsın herkesi... Kutlarım yürekten...