- 187 Okunma
- 1 Yorum
- 1 Beğeni
SARMAN AZA OLSAYDI !
SARMAN AZA OLSAYDI!
*
Acısıyla, sevinciyle seçimler bitti. Ben de azası olduğum muhtar adayımızla tanıtım çalışmalarında eşlik ettim.
Kapı kapı, ev ev kendi sitemiz ve çevresinde dolaştım. Çaldığımız her kapıda muhtar adayı kendini tanıtıp, yapabileceklerini anlatmaya çalışırken ben de “İhtiyar Meclisinin” gerçekten ihtiyar, ak saçlı üyesi olarak kendimi tanıtmaya çalıştım. Evimizin çevresindeki sitelerde her kapıyı açana, hoş beşten sonra:
“Belki beni de tanıyorsunuz, hemen yakındaki Söğüt Sitesi’nde oturuyorum,” diyordum.
“Tanıyorum, emekli öğretmen, kitaplar yazıyorsunuz,” diyenler olduğu gibi yüzüme bakıp, “Hayır tanımıyorum, görmedim,” diyenler de oluyordu. Ben de o zaman:
“Sarman’ı tanıyor musunuz? Sarı, kınalı gibi tüyleri olan cici bir kedi.”
“Aaa! Biliyoruz o sevimli kediyi. Ak saçlı bir amca her gün onu bahçeye çıkarıyor. Akşam olup eve girme zamanı gelince ‘ Sarmaaan! Sarmaaan! diye çağırıyor. Kedi de onun sesini duyunca atlaya, zıplaya bir yerlerden çıkıyor ve amcanın kucağına geliyor.
Amca da onu kucağına alıyor ve “Neredeymiş benim oğlum? Çok mu oynadın oğlum? Acıktın mı oğlum” diye onu okşadıkça kedi miyavlayarak onun ellerini, yüzünü yalıyor. Sokakta amca kedisiyle konuşarak, sevişerek evine giriyor.
“Tamam işte! O Sarman’ın babası benim!”
“Aaa aaa! Demek sensin o amca! Sarman’ı mahallede bilmeyen, tanımayan mı var? Şimdi tanıdık Hocam seni...”
*
Sonuçta bizim aday ve kurulu olarak biz seçimi kaybettik. Çok üzülen muhtar adayımızı teselli etmek için:
“Bu yenilgini tek sorumlusu benim...” dedim. Kurul üyeleri ve kahvedeki arkadaşlar merakla yüzüme baktılar.
“Aza olarak benim yerime Sarman’ı yazsaydık seçimi alacakmışız,” dedim. “Bir dahaki seçimde aza olarak Sarman’ı ilk başa yazalım...”
Gergin yüzler gülümsedi. Seçim günlerinden tatlı bir anı olarak kaldı...