- 230 Okunma
- 1 Yorum
- 0 Beğeni
HAKİMLİK MESLEĞİ NEDEN BU KADAR ZOR?
195-HAKİMLİK MESLEĞİ
NEDEN BU KADAR ZOR
Ağır ceza mahkemesinde yargılama yapmış olduğumuz bir cinsel saldırı dosyasının özetini sunacağım. Burada hakimliğin ne kadar zor bir meslek olduğunu, özellikle bıçak sırtı dosyalarda yaşadığımız ağır sorumluluğu ve karar vermenin ne kadar ağır bir yük olduğunu görecek ve yargı mensuplarına hak vereceksiniz.
Dosyadan aynen aktarıyorum.
MAĞDUR İFADESİ
Ben yaklaşık 5 yıldır evliyim. Bu evliliğimden 4 yaşında bir çocuğum vardır eşimle herhangi bir sorunum yoktur.
Yaklaşık 28/03/2012 tarihinden 3 gün önce gündüzleyin marketten evime gelirken arkamdan gelerek önüme geçen ve kendisini Hakan olarak tanıtan 26 yaşlarda zannettiğim sanığı gördüm. Bana arkadaşlık teklif etti. Ben kendisine evli olduğumu söyledim ve bunu kabul etmedim. Fakat sanık bana beni bir haftadır takip ettiğini hoşlandığını ve teklifini kabul etmesini söyledi. Ben yine kabul etmedim.
28.03.2012 tarihinde su parası yatırmaya gittim ardından görümcemin evine gittim aynı gün saat 16.00’daki gibi evime geldim. Bu esnada sanığın beni takip edip etmediğini bilmiyorum, ancak evin kapısının zili çaldı o an eşim işte olduğu için ben ve 4 yaşındaki çocuğum evdeydik. Ben kapıda zili çalan şahsın kim olduğunu sormadan kapıyı açtım. Kapıyı açtığımda sanığı kapıda gördüm, sanık bana konuşalım dedi. Ben de kabul etmedim, kabul ettirmek isterken sanık eli ve ayaklarıyla kapıyı aralayarak zorla içeri girerek kapıyı kilitledi. Ben kapıyı açmak istedim sanıp buna engel oldu. Sanık bana arkadaşlık teklifini kabul edip etmediğimi sorunca ben de reddettiğimi söyledim.
Sanık bu esnada bana her şeye varım. Bela ise belaya da varım dedi . Ben imdat diye bağırdım fakat kendisi ağzımı eliyle kapattı. Daha sonra beni kendisine karşı geliyordum.
O da bana vurmak suretiyle zor kullanarak bacaklarıma giymiş olduğum eşofmanımın üzerinden vücudum okşamaya başladı ve beni öptü. Ben sürekli engel oluyordum hatta eşofmanımı tuttu ve indirmeye çalıştı. Ancak ben sanığın elinden tutarak eşofmanımı indirmesini engelledim.
Sanık bana tecavüz etmek istiyordu. Bunu anladım fakat ben kendisine karşı geliyordum kendisi de bana bacaklarıma yüzüme ve koluma birkaç kez vurdu.
Daha sonra ben bir şekilde mutfağa geçtim, elime bıçak aldım sanğa evimi terk etmesini söyledim. Ancak kendisi saldırısına devam etti. Bıçağı sanıktan gelen tecavüze engellemek için salladım. Bıçak sağ veya sol elini hafif şekilde kesti, kendisine evimi terk etmesi söyledim fakat kendisi gitmedi ve bana Ben ölümü gözü aldım dedi. Kendisi bana benimle arkadaşlık kuracaksın lsun gerekirse eşin gelene kadar evden çıkmam ölürüm öldürürüm şeklinde sözler söyledi.
Ben elimdeki bıçakla sanığın yanıma yaklaşmasına engel oldum. Sanık evden gitmeyince tamam teklifini kabul ediyorum dedim amacım sanığın evimden gitmesini sağlamaktı.
Sanık benim bu sözüm üzerine evimden ayrıldı. Sana ayrılmadan önce evde bir süre daha oturdu. Bana eşin eve gelince kapıyı ben açarım ve basıldık dersin dedi. Eşimin gelme saatine yakın tamam teklifini kabul ediyorum dedim. O da evden ayrıldı.
Daha sonra ben durumu eşimi anlattım şeklinde beyanda bulundu. Lüzumuna binaen kapıda dışarıyı gösteren mercek var mı diye soruldu. Evet mercekten dışarıdan gelenler gözükür ancak o gün merceğe bakmadım.
Sanık 18-19 saatleri arasında evden elden çıktı. Eşim ise saat 19.00 gibi eve geldi. Yani sanık çıktıktan bir saat sonra eşim eve geldi. Eşim eve geldikten sonra olayı kendisine anlattım. Daha önce telefonla eşime haber vermedim mutfağımda balkon yoktur kömürlük gibi bir kısım var oturduğum yeri giriş kattır etrafı boştur şeklinde bir anda bulunmuştur.
SANIK SAVUNMASI
Ben bu konuda emniyetteki savunmamı tekrar ediyorum müştekiyi 28 Mart günü tanıdım Cafe X isimli takıldığım internet kafenin karşısında oynayan 4 yaşında bir erkek çocuk yere düştü, çocuğun yanına gittim, yerden kaldırdım ağlıyordu. Hatta yandaki bir esnaflıktan bir TL para isteyip marketten çocuğa 1 adet dondurma aldım. Çocuğun annesinin yanına gittim. Annesi bana merhaba dedi tanışmak istediğini söyledi. Bu senin oğlunuz mu dedim o da evet dedi. Siz evli misiniz deyince evliyim diye cevap verdi. Birlikte çay içelim muhabbet edelim dedi. Ben de mahallede yalnız anlaşılır dedim. Kimsenin namusuna göz koymayız dedim.
Kadın da bana benimle tanışmazsan seni kocam söylerim ya da polise yarın saat 13.00 gibi evime geleceksin gelmezsen seni şikayet ederim dedi.
Ben de hayır diye cevap verdim. Daha önce X isimli markette çalışan kasap olan şahıs aynı bayanı göstererek bu kadının daha önce kendisiyle konuştuğunu ve görüştüğünü söylemişti. Ben müştekinin yolunu kesmedim evine gitmedim tüm iddiaları reddediyorum ancak bu bayanın bana ilgisinin olduğunu düşünüyorum dedi.
Mağdurun 4 yaşındaki küçük oğlu bu duruşmada sanık olan şahsın evlerine hiç gelmediğini ve bu adamın kendisine hiç dondurma almadığı şeklinde beyanda bulunmuştur.
Olayın geçtiği yerin kuaför kamerasından sanığın mağdur ile konuştuğuna dair görüntüler var dosyada
Davanın sonunda sanığa mağdura yönelik cinsel saldırıya taşıyıp üstten 5 yıl 3 ay zorla konut dokunulmazlığını ihlalden bir yıl hapis cezası verilmiştir ve dosya tarafından onanmıştır.
MUHALEFET ŞERHİM
Mağdurun iddiasına göre sanığın kapı ziline bastığı ve kendisinin mercekten bakmadan kapıyı açtığı bu esnada sanığın eli ve ayağı ile kapıya müdahale ederek zorla içeri girdiği ve kapıyı kilitlediği evde yaklaşık bir buçuk iki saat kaldığı bu süre içerisinde özellikle kapıyı kilitlerken sanığın kapı kolları ve kilidine dokunmuş olduğu hususu ve ayrıca mağdurun üzerindeki kıyafetlere ve evdeki diğer eşyalara dokunmuş olduğu da dikkate alındığında dosyada sanığın evde parmak izinin bulunamamış oluşu, hayatın olağan akışına aykırı düşmektedir.
Duruşmada sanık savunmasını verirken mağdurun güldüğü ve sanık savunmasını gülerek karşıladığı görülerek bu durum kayda geçirilmiştir. Namuslu bir bayanın kendisine yönelik bir tecavüz eyleminde bulanan bir şahsa bu şekilde davranması hayatın olağan akışına ve mantık kurallarına aykırıdır. Mağdurun tam tersine sanığa kin ve nefret dolu gözle bakması beklenir. Mağdurun beyanında kendi küçük çocuğunun da yanında olay anında evde olduğu ve tüm olaylara tanık olduğunu söylemesi karşısında duruşmada dinlenen küçük tanık, uzman görüşüne göre sorulan sorulara makul cevaplar verdiği ve kişisel gelişimin yerinde olduğu ancak alınan beyanında ve sanığı kendi evlerinde hiç görmediğini ve bu adamın evlerine hiç gelmediğini söylemiştir.
Mağdurun evde eşi yokken ve o günlerde kendisine ilgi duyan birinin varlığından haberdar olduğu halde kapı zilinin çalması üzerine kapıdaki merceğe bakmadan ve gelen kişiden emin olmadan kapıyı açması hayatın olağan akışına uygun düşmemektedir.
Mağdur, sanığın zorla eve girmeye çalıştığını iddia etmekte bu esnada mağdurun bağırması halinde komşuların olay yerine geleceği sabittir. Ancak mağdur bağırmamıştır. Bunun yanında mağdurun bağırma ihtimali sanığın bu eylemi rıza dışı yapma konusundaki cesaretini de kıracaktır.
Bunun yanında sanığın evden çıktıktan hemen sonra eşini veya polisi aramamış oluşu sanığın yaklaşık iki saat evde kalması bu süre içerisinde mağdurun bir yolunu bulup evden kaçmamış oluşu ayrıca sanığın evden çıktıktan bir saat sonra eşinin eve gelmesi ile eşine anlatması olayın sübutuna yönelik akıllarda çok ciddi şüpheler uyandırmıştır.
Şüpheden sanık yararlanır ilkesi gereğince bir ilişki varsa bunun rızai bir ilişki olduğu ve mağdurun rızasına aykırı bir durum olduğu hususunda çok ciddi kuşkular olduğundan sanık hakkında beraat kararı verilmesi gerektiğinden heyetin görüşüne katılmıyorum.
YORUM
Dosyanın en kilit noktası evdeki boğuşma esnasında mağdurun bıçakla sanığın elini yaraladım şeklindeki beyanıdır. Sanık bu durumu 5 gün ön kahvede bir çiviye elim takıldı oradan yaralandı diye cevaplamıştır. Buradaki yaralanmanın niteliği tam olarak aydınlatılmamıştır. Yani yaralanmanın eski bir yara mı olduğu yeni bir kesik mi olduğu.
Bir tarafın bir iddiası var diğer tarafın ise buna yönelik mutlak bir inkarı var.
Bu arada söylenen pek çok konunun ayağının yere basmadığı ve havada kaldığı açıktır. Bu dosyadan mahkumiyet de çıkabilir beraat de. Nitekim ağır ceza heyeti mahkumiyet kararı vermiş bendeniz ise muhalif kalarak beraat verilmesini savunmuşumdur.
TC Anayasası: “ hakimler vicdani kanaatlerine göre hüküm kurarlar, diyor. Vicdanen rahat olmadığımız bir karara imza atmak mümkün olamaz. Bir hakim bu ifadelerden mahkumiyet çıkarabilir. Bu durum biraz da hakimlerin hayat tecrübeleriyle bağlantılı bir durumdur. Bir hakimin hayatı ve insanları iyi okuyup okumadığı önemli rol oynar.
Bu ve buna benzer pek çok dosya hakimleri adeta sırat köprüsünden geçiren dosyalardır. Yargının işinin ne kadar ağır olduğunun, üzerimizdeki vebalin ve sorumluluğun ne denli taşınamaz bir yük olduğunun en büyük kanıtıdır adeta.