0
Yorum
2
Beğeni
5,0
Puan
534
Okunma
TEDİRGİNLİK İÇİNDE YAŞAMAK
(Adaletsizlik)
Bir ülke düşünün her an kandırılma, her an aldatılma ve her an soyulma tehlikesiyle karşı karşıya kalıyorsunuz.
Böyle bir ülkede mutlu yaşayabilir misiniz?
Karşınıza çıkan herkesin yalancı ve herkesin dolandırıcı olduğunu bilerek yaşamak insanı insan olmaktan çıkaran insanı mutluluktan uzaklaştıran ve insanı sürekli stres altına gömen bir yaşam tarzıdır..
Yazının en sonunda söyleyeceğimi en başta söyleyeyim.
Böyle bir ülke "adaletsiz" bir ülkedir.
Adaletsiz bir ülke hırsızları dolandırıcıları sahtekarları güçlendirip onlara cesaret verirken mazlumları zavallıları her an yok etmeye hazır potansiyel bir tehlike barındırır.
Bir asgari ücretli düşünün.
Yıllardır birikimiyle bir ev almak istesin.
Müteahhit veya bir emlakçı veya bir vatandaş bu insanın saflığından tecrübesizliğinden veya dürüstlüğünden istifade ederek onu bir şekilde dolandırsın.
Bu insanın ikinci bir ev alma ihtimalini bırakın bu insanın yaşama tutunacak hiçbir nedeni kalmaz.
Geçmişte kooperatiflerin insanlara neler yaşattığını çok iyi biliyoruz.
Peki hukuk sistemi bunun önlemini alabilir mi?
Ya da almak istemiyor olabilir mi?
Kanaatimi en baştan söyleyeyim bir hukuk sistemi toplumu istediği gibi şekillendirebilir hukuk sistemi yolsuzlukları hırsızlıkları ve dolandırcılığı minimum seviye indirecek bir potansiyeldedir.
Size bunun aksini söyleyenler ya art niyetli ya da cehalet içindedirler.
Bir ülkede herkes kurnaz uyanık ve tedbirli olmayabilir Çünkü herkesin zeka seviyesi bir değildir. Dolandırıcıların IQ seviyesinin yüksek olduğunu düşünün ve bir dolandırıcı yüzlerce mağduru dolandırdığını düşünün burada insanların neden kandırıldığını akıllı olsalardı diyerek işi geçiştiremezsiniz. Bu kolaycılığa kaçmak ve zorbalara destek vermek anlamına gelir.
Burada hukuk dengeyi kandırılan mazlumlar lehine kullanarak zorbalar üzerinde ağır bir tazyik oluşturlmalı ve onları bu eylemlerinden vazgeçirmek zorundadır.
Bütün ömrü boyunca elde ettiği kazanımıyla bir ev almak isteyen insanın hayatını heba ettiği bir olayda dolandırıldığını ve bununla diğer insanların zengin olduğunu hayal edin bu insanın hem hukuk sistemine güveni yerle bir olur hem de tekrar eski düzeni sağlama imkanı sıfır olur.
Bu tabloyu tersine çevirecek hukuk sisteminin özelliği şudur.
Hukuk sistemi öyle sert kurallar koyar ki insanlar insanlar Bir daha başkasını dolandırmaya cesaret dahi edemezler.
Bugünkü hukuk sistemi karı koca kavgası ile bir adamın ömrünü bitiren dolandırıcılığı aynı yargı sisteminde aynı yargı usulü ile beraber yürütmektedir. Oysa ki sinek avladığınız bir ilaçla aslan avlayamazsınız.
Ceza hukuku sisteminin temel faktörü şudur:
Bir olaya verilecek cezanın şiddeti mağdurda yaşattığı travma ve etkilere göre olmalıdır..
Şunu anti parantez söyleyeyim suçlular yakalanmadıkları her olayda daha büyük bir özgüven ve cesaretle yeni olaylara yelken açıyorlar.
Her suçlu her olayda arkada net delil ve iz bırakmayabilir. Kimi dosyalarda hiç delil bulamazken kimi dosyalarda %100 delil elde edebiliyoruz.
Önemli olan %100 delil elde ettiğimiz olaylarda o insanın ikinci bir suç işleme ihtimalini ortadan kaldıracak bir cezai müeyyide uygulamaktır.
Peki bugünkü hukuk sistemi bunu uygulayabiliyor mu?
26 yıllık Bir Ceza hakimi olarak cevap veriyorum kesinlikle uygulayamıyor.
Bunun onlarca nedenini sayabilirim ancak yazımızın konusu şu an bu değildir.
Burada anlatmak istediğimiz sistemi arındırmak mağdurlar üzerindeki etkisi oranında sanıklara etkili ceza verebilmek ve o sanıkların ikinci bir suç işleme ihtimalinden ortadan kaldırmaktır.
Kayseri’deki hırsızlık çetesini hayal edin her olayda asla hırsızlıktan pişman olmuyorlar bir sonraki olaya ne kadar profesyonelce yaklaşılması gerektiğini planlarını kuruyorlar böyle bir hukuk sistemi olabilir mi?
Siz bir hukuk sistemi olarak yakaladığınız olaylarda o insanı tedavülden kaldırırsanız binlerce yüz binlerce insanın mağdur olmasının önüne geçersiniz.
Hukuk sisteminin caydırıcılığı burada yatar.
Mahkememe yansıyan hırsızlık Suçlarından biliyorum.
Hırsızlar her olayda arkada iz bırakmıyorlar bazen farkında olmadan bıraktıkları izler onların mahkumiyetlerine neden oluyor ama her yaşadıkları tecrübe onları bir sonraki hırsızlıkta daha profesyonel olmaya zorluyor.
Yani bir hırsızın ilk suçunda onu iptal etmezseniz adam profesyonel bir hırsız olarak karşımıza çıkıyor.
ve binlerce mağdurun potansiyel kurban olmasına sebebiyet veriyorlar.
Bunun yolu yapılan hırsızlığın veya dolandırıcılığın mağdurda nasıl bir yıkıma yol açtığını bilmek ve ona göre cezalandırmaktır.
Yani hırsızlık konusu mal veya para mağdur için ne anlam ifade ediyor.
Hayır çalınan mal o insanın bir ömürlük birikiminin elden gitmesine vesile olmuşsa karşı taraftaki adamın da hayatını bitirmek gerekebilir.
Aksi takdirde ülkede soyguncular hırsızlar dolandırıcılar sürekli güçlenmeye mahkum olacaktır.
Sistem iş yükü altında o kadar ezilmiş ki karar vericilerin bunları düşünecek ne mecalleri Ne zamanları ne de fırsatları vardır.
Kaybeden zavallılar tecrübesizler masumlar olurken daima kazananlar zorbalar güçlüler soyguncular dolandırıcılardır ve bu konuda bir çare makamı olarak hakem olması gerekenlerin nerede insiyatif almaları gerektiğini iyi düşünmeleri gerekir..
5.0
100% (1)