- 135 Okunma
- 0 Yorum
- 1 Beğeni
Kurban Bayramı
Bu gün kurban bayramı.
Tutukluluğumuzum üzerinden yaklaşık iki ay geçti. Kurban Bayramı geldi biz hâlâ tutukluyuz. Üst mahkemeler yaptığımız itirazları yerinde görmeyerek reddetti. Artık Kars t tipi kapalı cezaevi mekanımız olmuştu. İlk defa eşimden ve çocuklarımdan ayrı,
hürriyetimden yoksun bir bayram geçirmenin acısı vardı yüreğimizde. Bizim evimizde bayram heyecanı bir başka olurdu. O gün çok erken kalkarız bütün aile fertleri ayakta bir telaş vardı herkeste ben ve çocuklar bayram namazını kılmak için camiye koşarız. Namaz sonrası camide cami cemaati ile bayramlaşma sonra sı doğru evimize geldiğimizde eşim güler yüzlü bir hâlde bizi karşılardı. Sonra aile fertleri aramızda bayramlaşma yapılır ardından neşe içinde hep birlikte kurulan bayram sofrasına otururduk.
Hiç birimiz bırakmaz idik bir birbirimizi.
Aklıma geldi geçmiş.
Düşündüm gözlerim nemlendi dalmışım hülyalara.
Koğuş arkadaşları ile bayramlaştım.
Herkese kısa sürede özgürlük duası yapıldı
Bu sırada Rahmetli Ozan Arifin vatandaki bayramlar şiiri geldi aklıma
"Vatandaki bayramlar güzel olur has olur
"Gurbet elde bayramlar Bayram değil yaş olur"
Bizim halimizi anlatıyordu bu şiir.
Eşim çocuklarım tüttüler burnuma
Şimdi ne durumdalar acaba .
Arkadaşlar kahvaltı sofrası hazırlamışlar kahvaltımızı yaptık hep birlikte.
Arkadaşlarımın çoğunluğu evli. Yüzlerinde hüzün gözlerinde nem. Bir bayramımız mahpus damında geçti
Koğuş bahçesine çıktım bir sigara yakarak başladım volta atmaya
Aklıma şu şiir geldi
Yaktı sigarayı çekti derinde
Hatıralar geldi eskilerinden
Bir rüzgar hissetti memleketinden
’’vay" dedi yutkundu attı sineye
Sandı maşat/taydı rüzgar eserken
Rüzgara bağrını siper ederken
Duvar adımını kesince birden
"Mahpustayım" dedi attı sineye
Hızlı adımlarla voltayı attı
Atarken voltayı duvara çarptı
Öfkeyle içinden küfür patlattı
"Vay" dedi yutkundu attı sineye.
Çok hikaye duydu çok gariplerden
Binlerce ok yedi her hikayeden
Açtı ellerini HÜ daya birden
"Hay" dedi yutkundu attı sineye .
Sonra tövbe etti yüce Allah’a
Hâlini arz etti ulu dergaha
Göz yaşı gönderdi yüce Allah’a.
’Af" dedi yutkundu attı sineye .
Sine var ya sine ne sağlam yermiş
Kim bilir ömründe kaç mızrak yemiş.
Belli ki son mızrak çok hasar vermiş.
Yine de yutkundu attı sineye
Başa gelen her belayı taktırın tecellisi, kaderin cilvesi bildik, her ne gelirse haktan; belada güzellikte.
Güzeller güzeli Rabbim izin bu durumumuza ait vardır bir latife’ si diyoruz şu halimize. Bu gün bayram günü,
Yıldızlar her gün hava kararıp gece basınca çıkıyor. Biz yıldızlardan habersiz. Ay kendini gösteriyor akşam olunca. Bizler de saklaniyoruz mahpuhsne de karanlığın koynuna. Geliyor gelmekte olan yalnızlık. Uzuyor bitmesini istediğimiz ayrılık. Gardiyanın insafına kalmış masum taleplerimiz. Hükümet insafına kalmış özgürlüğü müz. Daralmış sokaklar "istemiyoruz" diye haber göndermiş bize. Polisler barikatları kurmuş önümüze. Mahpustayız destek te vazgeçilmez kaygılar için deler. Nede olsa hepsi bir emir kulu. Eh bu devirde kraldan çok kralcı dolu. Kimende bir endişe ve korku dolu bekleyiş varken. Kiminde yükseklere çıkabilme umudu dolu. Her birinin arkadaşının insafına kalmış hürriyet garantisi. Kiminin de atacağı taklaya kalmış yükselme beklentisi. Birileri hak etmedikleri hâlde sürünerek sokulurken karanlıklara. Birileri de taş çıkartıyor cambazlıkta hakiki cambazlara. Elli yıl öteler de kaldı denilen deliller konulmuş dosyalara. Kitap dergi gazete Cevşen gibi deliller konulmuş mahkum dosyalarına.
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.