- 133 Okunma
- 0 Yorum
- 1 Beğeni
İÇİ BOŞALAN TÜRKİYE
Türkiye, ağır bir ekonomik bunalım yaşıyor. Savaş halinde olan ülkelerin enflasyon oranları % 8-12, fakat ülkemizde enflasyon oranı TÜİK’e göre % 62, ENAG’a göre % 120 oranında. Hile yapmakta mahir olan yetkililer, kâğıt üzerinde enflasyon oranlarını arzu ettikleri seviyede göstererek, ekonominin yoluna girdiği yalanını söylüyorlar. Onlar yalan söylemeye devam etsin, halkın cebindeki yangın her geçen gün büyümeye, can yakmaya devam ediyor.
Hangi ülkede olursa olsun, dolar sürekli yükseliyorsa milli paralar değer kaybediyor demektir. Türk parası Cumhuriyet tarihi boyunca en değersiz döneminden geçiyor. Bunun sebebi; ekonominin ‘nas’ ve ‘faiz sebep, enflasyon sonuç’ anlayışıyla yönetilmesidir. Bir başka sebep; ‘saldım çayıra, Mevla’m kayıra mantığı ile serbest piyasa ekonomisinin uygulanmasıdır. Bu saçma uygulamada piyasa denetimi yoktur. Ücretliler, esnafın insafına terk edilmiştir. Aynı ürünü aynı fiyattan başka bir marketten alma imkânı yoktur.
Bu saçma ekonomik anlayış ile ev kiraları inanılmaz derecede artış gösteriyor. Bunun sebebi de sığınmacılar olarak gösteriliyor. Sözde, kanunumuzda kiralar % 25 olarak belirlendiği halde, kiralar % 200-300 oranında artış gösteriyor ve bu sebeple ev sahibi-kiracı kavgaları baş gösteriyor; bu kavgalar ya ölümle ya da yaralanmalarla sonuçlanıyor. % 25 neden uygulanmıyor sorusu da haliyle anlamını yitiriyor. Çünkü devleti yönetenler yasalara uymuyor ki, vatandaşlar nasıl uysun!
Ağırlaşan ekonomik koşullar neticesinde ücretlilerin ve emeklilerin aldığı maaşlarda birbirinden farklı oluyor. Bazı emekliler halen 10.000.- TL alırken, diğer emekliler 15.000.- TL alıyor. Dul ve yetim aylığı alanların hali içler acısıdır. Asgari ücret 17.000.- olurken, emekli maaşları tarihinde ilk defa asgari ücretin altına düşmüştür. Durum böyle olunca; fakir halk, piyasanın ağır şartları altında temel gıda maddelerini tane ile almaya başladı. Karpuz, dilim ile satılıyor artık. Sebze ve meyveler artık tane ile alınıyor. Zeytin yağı, Ayçiçek yağı su bardağı ile alınıyor. Şeker bile gram ile alınırken, simit fiyatları üç katı artmış durumda. Fakirlik ve sefalet arttıkça boşanmalar ve depresyon hapları satış rekorları kırıyor. Yeterli beslenemeyen insanlarda çeşitli hastalıklar ortaya çıkıyor. Özellikle çocuklarda zekâ geriliği baş gösterirken, fiziki gelişmeleri de yavaşlıyor! Çünkü yoksul çocuklar okullarına giderken kumanya götüremiyorlar. Daha önce ilkokullarda öğrenciler süt, poğaça, yumurta ve meyve ile besleniyorlardı. Beslenme çantalarının da içi boşaldı.
Baklavacılar, börekçiler, dönerciler de ürünlerinin içini boşaltmak zorunda kaldılar. Cumhuriyet tarihinde ilk defa boş baklava, boş börek satılıyor artık. Döner almak isteyenler, dönere bandırılmış ekmeği döner niyetine yemeye mahkûm olmuştur.
İçi boşalanları sıralayalım:
a-) Hayallerin içi boşaldı,
b-) Dönerlerin içi boşaldı,
c-) Baklavaların içi boşaldı,
d-) Böreklerin içi boşaldı
e-) Cepler boşaldı,
f-) Eğitimin içi boşaldı,
g-) Dinin içi boşaldı,
h-) Aile mevhumunun içi boşaldı,
ı-) Manevi değerlerin içi boşaldı,
i-) Sağlık sisteminin içi boşaldı,
j-) Hazinenin içi boşaldı,
k-) Adaletin içi boşaldı,
l-) Tarım ve hayvancılığın içi boşaldı,
m-) Yunanistan adalarımızı elimizden aldı, Ege denizi
boşaldı,
n-) Dış siyasetin içi boşaldı,
o-) Siyaset dili kirlendi, siyasetin içi boşaldı,
p-) Beyin göçü ile ülkemizin içi boşaldı,
Bu vahim tablo, ülkemizin kimler tarafından nasıl yönetildiğinin resmi verileridir. Ülkemizde ağır ekonomik buhranın yaşandığını kelli-felli yöneticiler zaten itiraf ediyorlar ve 2028 yılında ekonominin rayına oturacağını, enflasyonun da tek haneli rakamlara düşeceği palavrasını söylüyorlar. Kişiye özel bu retoriği yıllar boyu dinledik durduk. İçi boşalmış bir ülkenin ehil ellerce yönetilmesi halinde bile böyle bir ülkenin ayağa kalkması uzun yıllar alacaktır. Türkiye’de savaş yaşanmadığı halde savaş halinde olan ülkelerin durumu ülkemizin halinden daha iyi görünüyor. O ülkelerin konomik verilerine bakıldığında durum anlaşılacaktır. Türkiye yönetimi, savaş halinde olan ülkelerden petrol, doğal gaz, tarım ürünleri alıyor. Hatta Türkiye’yi yönetenler, ülkemiz bir tarım ülkesi olduğu halde saman bulamıyor; başka ülkelerden saman ithal ediyor!
Konumuzu Fatih Sultan Mehmet Han’ın şu anlamlı sözleriyle tamamlayalım:
“Aklı öldürürsen, Ahlak da ölür. Akıl ve Ahlak öldüğünde millet bölünür. Kadı’yı satın aldığın gün Adalet ölür. Adaleti öldürdüğün gün Devlet ölür.”
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.