Sessizliğin dili
Yabancı bir kadınla aynı masada oturuyorduk
Gözlerimin içine öyle derin bakıyordu ki
sanki delip içime süzülüyordu
Bakışlarımı kaçırdım
ürktüm sanki gözlerinin derinliğinden
İçim ona götürdü yine
Yüzüne bir daha baktım
Gülümsedim usulca
Bakıyordu ama buz gibi tepkisiz
Sanki gülümseme mi fark etmedi bile
Sonra yaşlı bir kadın belirdi yanında
Hiç konuşmuyorlardı
Genç kadın sık sık bakışlarıyla gözlerime süzülüyordu
Sert yüzlü iri yarı bir adam yaklaştı masaya
Elindeki yiyecekleri
genç kadının eline verdi
tek söz etmeden uzaklaştı
Adamın verdiği ekmeği yemeye başladı
Sertçe koparıyordu lokmaları
Elindekilere hiç bakmamıştı bile
Suskun derin durgun nehirler gibiydi
gözlerinin boşluğa bakışı
Başını hiç kaldırmadan yaşlı kadın anlatmaya başladı
Bu benim kızım ziyarete geldik kocasıyla
Sessizdi biraz
derdini anlatmaz susardı her şeye
İyi huyluydu kavgayı bilmezdi
İki de çocuğu var ev de
Ne yaşadı bilemedik yuvasında eşi dostu kocasıyla
Gitgide içine kapanmış evden çıkmaz
kimseyi istemez olmuş yanında
Bir gün damat aradı kızınız kötü hastanedeyiz diye
Üç aydır burada
Kimseyle konuşmuyor
hatta bakmıyor bile yüzlerimize
Sanki kızını değil bir film anlatıyordu
Duygudan yoksun
sevgiden merhametten uzaktı sözleri yüzünün ifadesi
Sustum yüreğime bir kramp girdi sanki
Gözlerim doldu
Başımı kaldırdım
sanki annesinin anlattıklarını oda gözleriyle onayladı
Neydi onun yüreğine diline zincir taktıran
Hangi duysusu fikri
dile düşmeden gömülendi
Anne yüreğini bile öldüren öfke neydi
Keşke bir anlayan anlatabileceği
seven dizinde ağlamaya yürek bulsaydı
Güneşi fark etmeyen geceden uzak ruhu
Kim bilir kendinden hangi savaşta firar etmiş
Hangi düşü hangi hayalinin mezarına kilitlenmişti bakışı
Yüzüne bakarken acımak değildi
Sevgiyle bakıyordum
Gözlerim onu anladığımı suskunda olsa ruhunu gördüğümü söylemek istiyordu
Masaya yaklaştı adam
Hadi dedi sadece
Yaşlı kadın koluna uzandı
Geç kadın tutmasına fırsat vermeden kendi kalktı
İki adım uzaklanmışlardı ki
Geri döndü
Yüzüme gözlerime son kez uzun uzun baktı
Sonra elime uzandı tutmadı vazgeçti tebessümü andıran bir resim belirir gibi oldu çehresinde hemen dağılan
Adam tekrar seslendi
hadi ya işim var napıyon sen orda
Abla sen bunun kusuruna bakma dedi
keskin soğuk bir ifadeyle
Hiç cevap vermedim
Kadına bir kez daha yöneldi gözlerim
Güçlü ol güçlü
Kendinden kendi benliğinden türetilmiş sevgiyle önce kendine sarmala
Sen seni sevmezsen
sen sana acımazsan
kimse sevmez acımaz dedi yüreğim
Sessizliğin sirenleri arasında
Bir hastane bahçesinden iki suskun yürek
Hiç konuşmadan sessiz sözsüz söyleşmişti sanki
Gözler kuraktı artık
Yürekler harına rağmen buzdan inciler dökmüştü
Her sona varan yargılanırken
sona vardıran duygu duygulara sebep olanlar sorgulanır mı acaba
Bir duygu yumağı hüzün sağanağımıydı yaşam bazı yüreklere
Kim bilir
YORUMLAR
Upuzun bir hüzün yolculuğu belki yaşamak
Mutluluk ise bu hüzünden hiç ayrılmadan bazen nadir de olsa başımızı gökyüzüne kaldırdığımız anlarda gördüğümüz mavi. Bu kısacık anlar işte... O kadar.
Susan insanlara hak vermemek mümkün değil. Konuştular belki hep ama ne dinleyen oldu, ne de anlayan.
Susmak; dünyanın en uzun yorgunluğudur.
Artık dudaklar bile bir tek kelime için açmaz kendini. Bilirler çünkü boşunadır sarf edilecek sözcükler.
İnsan önce kendini sevmeli, kendine değer verip kendi kıymetini bilmeli.
Bazen fark etmiyoruz bile en yakınımızda duranların bizi kendimizden ettiklerini. Yıllar sonra aklımız başımıza geliyor, kendimizi aramaya başlıyoruz soluk soluğa.
Yazı eklediğini görünce sevindim canım benim. Güzel ve etkili kaleminle sen ne yazarsan yaz hep okunası. Hep içinde kayboluyor insan.
Sarıldım kocaman, o güzel yüreğine
Sevgilerimle 🌸🌺