- 336 Okunma
- 2 Yorum
- 5 Beğeni
Maraton
Okuduğunuz yazı Günün Yazısı olarak seçilmiştir.
Yunanca rezene sözcüğünden türetilmiş bir kelimedir, maraton. Türkçe ’de dayanıklılık, direnim ve uzun süren ve sabır gerektiren iş anlamına gelmektedir. Bu kelime Fransızca’ da “marathon” olarak ilk defa 1896 yılında kullanılmıştır. M.Ö 490 yılında Marathon isimli ovadan Atina’ya koşarak Pers ordusunun yenilgisini müjdeleyen Pheippides anısına 1896 olimpiyatında maraton koşusu olarak ilk olimpiyatların yapıldığı bilinmektedir. İlk maraton bu tarihte koşulmuş ve böylelikle maraton kelimesi günümüze kadar kullanılagelmiştir.
Maraton koşusunun mesafesi 42.195 metredir. Bakalım maraton kelimesiyle ilgili köken anlam ve etimolojik tespitlerimizden sonra bu kelime bizi hangi tedailere taşıyacak! Birine kırk defa deli denilse deli olur mu? Belki de iki defa söyleyince yetiverecek, kim bilir? Akıllı diye diye akıllansa herkes ne güzel olurdu değil mi? Lakin bin yıl geçse de uzun bir ömür sürse de reşit olamayacaklar olduğu gibi yüzünü devirmiş nicelerini bilirim el elde baş başta kalan yahut daha da gerileyen. Ancak öyleleri de var ki doksan beşinde bile saygı görmeye devam ediyor. Bu kelimeyi düşünürken aklıma gelen ilk çağrışım tıp dünyasının çok yakından tanıdığı bir isim. Hayatını bir maraton koşucusu gibi sürdüren Prof. Dr. Gazi Yaşargil, dünya durdukça hürmetle anılacağı muhakkaktır. Onun engin zihin dünyasının düşüncemize yansıyan izdüşümleri üzerinden tasarlamak istediğim bu yazı bize hangi kapıları aralayacak birlikte görelim.
2023 Temmuz ayında on bini aşkın beyin cerrahının katılımıyla gerçekleştirilen bir organizasyonda Prof. Dr. Gazi Yaşargil’in 95. yaş günü kutlanmıştı. Dünyada modern beyin ve sinir cerrahisi kurucusu olarak tanınan Hoca, alanında yüzlerce bilim insanı yetiştirmiş, binlerce hastanın iyileşmesine vesile olmuştur. Hayatı boyunca kaç maraton tamamlamıştır, kim bilir? Bu büyük adamın hayat maratonu hâlâ devam ediyor. Belki de daha nice başarılara imza atacaktır, ömrü ve sağlığı müsaade ettiği ölçüde. Yılmadan usanmadan koşmaya devam eden, çalışmaktan üretmekten bıkmayan bu kıymetli insan kendisi gibi nice değerli insanlar yetiştirmekten de geri kalmamıştır. Ne güzel bir hayat, ne güzel bir insan. Ne kutlu bir maratondur bu. Böyle geçen bir ömür maratonu ne kadar verimli ve güzel. Ne mutlu!
Nöroşirurji alanında bilime kattığı çalışmalarla dünyada çok saygın bir yere sahip olan Yaşargil’in başarılı olmasındaki sırlar neler? Bu başarılı hayat maratonuna hazırlık aşamasında neler yapmıştır neler... Şimdi biraz onun söylediklerine kulak verelim:
Prof. Dr. Yaşargil; alkol almadığını, sigara içmediğini, çok elzem olmadıkça toplantılara katılmadığını söylüyor. Bilhassa sosyete hayatından uzak durduğunun da özellikle altını çiziyor.
Oturup kendi kendine derin okumalar yaptığını, iyi bir program yapıp devamlı çalışmak gerektiğini dile getiriyor. Mesleğine olan hürmet ve sevgisini her fırsatta anlatarak şöyle diyor: “Bir tarafta ölüm, bir tarafta sevgi, zamanla Mevlana’ya dönüyoruz.“
Her şeyin başı, sonu sevgi olduğunu; “Çalışmaktan başka çare yok!" diyerek de başarının, uzun ve zorlu bir süreç olduğunu hatırlatarak bu yüksek tempolu çalışma maratonunun kurallarını bizlere yeniden hatırlatıyor.
Yaşargil, meslekî sihri olmadığını belirterek: "Sihirli bir tarafı yok bu işin, kendi içinizden keşfedecek, onu içinizde bulacaksınız.” diyor.
Bir besteci veya ressam neler yapabileceğini biliyor mu? Kapasitesinin ne kadar farkında? Başlangıçta bunu hissediyor mu? Kaç kişi başlıyor resim yapmaya, kaç kişi o yolda helak ediyor kendini? Sonra da ancak bir Picasso çıkıyor işte.
Yapmanız gereken şu: Sizi yolunuzdan ayıracaklardan kaçınacaksınız.
“Doğuştan gelen yeteneklerin payı var mıdır başarıda?” diye soranlara; Prof. Dr. Yaşargil, "Var ama bilemiyoruz ki… Ben kendimi hiçbir zaman, ne aklen ne de el olarak marifetli saymıyorum” diyor. Ve devam ediyor Hoca:
“Devamlı çalışarak bir şeyler oldu yoksa hiçbir başarı gelmezdi. Şu var, çok hayret verici bir şekilde elimiz beynimize öğretiyor. Şuurumuz ve hafızamızın yaptığı ise bunları sadece süzgeçten geçirmek. Ama bir de şuuraltı var. Beynin şuuraltı işlemesi var. Onu pek bilemiyoruz. Bu konuda bilgilerimiz çok yetersiz. Ameliyatlardan sonra çok defa Çinliler soruyor bana: ‘Peki bunu nasıl anladınız?’ diye. Ben de bilmiyorum, diyorum. Beynim ve elim yaptı bunu. Bu, sadece bir söylem değil. Şuuraltından bir şeyler sudûr ediyor. Bazen içgüdüsel bir safhaya giriyoruz, diye cevap veriyor, muhataplarına. Bu başarılara ben de çok şaşırdım.” diye de eklemeden edemiyor.
“Sizin için ameliyat değil, adeta sanat yapıyor.” diyorlar, hatırlatması içinse: “Bunun içerisinde sanat da var felsefe de var; inanç da var, iman da var. Hepsi var." diye cevap veriyor.Ne güzel bir hayat maratonudur bu öyle değil mi?
“Olsun deminiz, olmasın gamınız
Hayra dönsün hayat serencamınız. “
Yahya Kemal Beyatlı’nın şiirindeki duanın muhatabı, O bence. Yaşargil’in böyle bir dua aldığını, bu duaya layık olacak çalışmalar yaptığını düşünüyorum.
Hayat bir uzun maraton. Kendi içinde bir sürü maraton da var bu hayat serüveninde. Maratona başlayan yarışmacıların baştaki heyecanı birbirine yakın olsa da yolda herkes aynı performansı gösteremiyor, maalesef.
“Çalışmak, çalışmak, çalışmak”
Yılmadan, usanmadan çalışmak
Bize düşen sefer, zaferse nasip.
Sonuç değil süreç, başarı lütuf.
İstikamet belli, mesele istemek.
Yılmadan, usanmadan istemek.
Maratona hazırlanmak ayrı bir maraton sürecidir. Bu hazırlık sürecinde neler yapılabilir bakalım:
• Elindeki işleri sıraya koymak.
• Güzelce bir program yapmak.
• Programsız bir şey yapmaya kalkışmamak.
• Yapacağın işleri kararlaştırmak.
• Kararlarından taviz vermeden çalışmak.
• Adım adım yürüyüp yavaş yavaş ilerlemek.
• Sorumluluklarını sıraya koymak.
• Bir görev bitmeden diğerine başlamamak
• Gayreti elden bırakmamak.
• Kimsenin olumsuz telkinlerine, hele de kendi kendine yaptığın olumsuz telkinlere hiç aldırmamak.
• Yarım yamalak iş yapmamak.
• İşleri acele etmeden, sağlam ve emin adımlar atarak sürdürmek.
• Sonuç/ skor /puan odaklı değil, süreç odaklı çalışmak.
Unutmayın, her zorluğun ardından bir kolaylık mutlaka gelecektir. Gerçekten de bunun böyle olduğuyla ilgili sayısız tecrübeden bahsedebiliriz. Gelen kolaylığın peşinden yeterince dinlendikten sonra başka bir zorluk için sıradaki işe koyulmak çok daha mühimdir. Çünkü başarı bir süreçtir.
İşlerinin sırasını ajanda, not defteri, takvim veya dijital ortamda takip edebilirsiniz. Gün içinde hedef için ulaşılan her adımı kaydedebilirsiniz.
Elinizdeki işlerin kimi bir günlük kimi bir aylık veya daha kısa yahut bir yıllığa kadar olabilir. Bu hedeflere yönelik her gün bir adım atmalı yavaş dahi olsa ilerlemelisiniz. İş bitti diye gevşemeden yeni, güzel, anlamlı bir iş edinip gayret etmeye çalışmaya devam etmelisiniz.
Kolaylık tembelliğe sevk ediyorsa orada bir sorun var demektir. Tazılarla çitayı yarışa sokmak çitaya hakaret olduğu gibi kapasitenizin altında işlere talip olmak sizi geriletir. Moda tabirle konfor sizi çürütmeye başlar. O yüzden kapasitenin çok çok altında işlere yönelmemeniz gerekir. Kapasitenizin üzerine çıkabileceğin işlere yönelmelisiniz.
Kendinize rakip edinin ama rakibiniz daha çok kendiniz olsun. Bir önceki performansınızın üzerime çıkmaya çalıştığınız ölçüde ilerlersiniz. Rakibiniz bir başkası olduğunda onu geçmek sizi rehavete ondan geri kalmak sizi kaygıya götürüp performans kaybı yaşamanıza neden olabilir. Yaptığınız bir işin üzerine çıkmaya çalışmak sizin için daha isabetli bir hedef olacaktır.
Belçika atı, dünyanın en güçlü atı olarak bilinir. Tek başına 6,5 ton civarı yük çekebilme yeterliğine sahipken iki Belçika atı yan yana bağlandığında çok inatçı olduklarından birbirinden fazla yük çekme uğruna 18 tonu çekerler. Ancak Belçika atı gibi inat etmek insana zarar verebilir. Belki de bu örnek üzerinden kendiniz için benzer hedefleri olan yol arkadaşları veya yol arkadaşı da seçmeniz size başarı yolunda sinerjik bir ivme kazandırabilir. O yüzden mutedil olmak iyidir. Başkasını rakip tutmak yerine önceki performansınızın üzerine çıkmaya çalışmak sizin için daha iyidir. Maraton öncesinde bu maraton hazırlıklarını yapmak gerçek maratonda bizim için kolaylık sağlayacaktır.
Nice maratonları bitirmek ümidiyle. Vesselam…
Murat Canbolat
20 Ocak 2024