- 129 Okunma
- 0 Yorum
- 1 Beğeni
Nutk 2
Yüce Yaratan gönderdiği her Peygamberine, kendisine tabi olacak,insanları ikna etmesine vesile olması için mucizelerle donatmıştır.Ve böylelikle Peygamberler davalarını ispatta bu mucizeleri kullanmışlardır.Hz.Adem(a.s.)kendisine üstünlük sağlamasının yanı sıra aynı zamanda bir mucizesi olarak eşyanın isimleri bilmekteydi. Bakara,2/30-34 Hz.Adem(a.s.) bu mucizesinden başka ayrıca çok sayıda dil bilmektedir. Lisanların bugün bu kadar gelişmesini ve çeşitliliğini Hz.Adem(a.s.)’a borçlu olduğumuzu unutmayalım.
Cenab-ı Hak,Hz.Adem’e,yaratmış olduğu bütün varlıkların isimlerini ademoğlunun konuştuğu çeşitli dillere göre öğretti.Adem de (a.s.) bunları evlatlarına öğretti.O vefat ettikten sonra çocukları yeryüzünün çeşitli bölgelerine dağıldılar.Her biri belli bir dille konuşmaya başladı. Ve artık onda ve orada o dil hakim oldu.O bölgede diğer diller unutuldu.İşte Hz.Adem’in çeşitli dillerle konuşmasının sebebi budur.
Rivayetlere göre Hz.Adem 700 lisan bilip,aynı zamanda bunları konuşabilmekteydi. (Hülasatü’l-Beyan,14:5691)
"Ancak bugün dünyada konuşulan bütün dillerin Hz.Adem’in çocuklarından kaldığını söylemek eksik olur.Zamanla bir dilden birkaç dil türemiş,lehçe farklılıkları farklı bir dil haline gelmiştir.Mesela bugün Türkçe konuşan iki yüz milyonun üzerinde insan vardır.Fakat ayrı ülke, kültür ve çevrede yaşamanın verdiği değişiklikler aslında bir olan Türkçe’nin Kazakça ,Kırgızca, Çağatayca,Uygurca, Göktürkçe gibi telaffuzu, konuşulması gibi bazı farklılıklar arz ederek ayrı bir dil haline bürünmesine sebep olmuştur.Asılları Latince olan Fransızca ve İtalyanca gibi Batı dilleri için aynı şeyi söylemek mümkündür. Sonradan gelişen ve konuşulan diller farklı da olsa,aslı birdir ve kabul edilir.
Bugün insanların farklı dilleri konuşmalarında bu lisanların Hz.Adem’den gelmiş olmasından çok Cenab-ı Hak’kın bu konudaki hikmeti önemlidir.Dikkatleri bu noktaya toplamak daha isabetli olur.Bu hikmetin bir cephesi şu ayette ifade buyurulmuştur:
"Ey insanlar! Biz sizi bir erkekle bir dişiden yarattık; sonra da, birbirinizi tanıyıp kaynaşasınız ve aranızdaki münasebetleri bilesiniz diye sizi milletlere ve kabilelere ayırdık." Hucurat,49/13
Demek ki,insanların renkleri,ırkları,dilleri ayrı kılınması,bugün olduğu gibi birbirinin kanlarını dökmeleri için değil,birbirlerini tanıyıp yardımcı olup,iyi münasebetler kurmak içindir.
Dillerin bu denli farklı oluşu aynı zamanda Allah’ın varlığını ve birliğini gösteren delillerdendir. Göklerin ve yerin yaratılışı ile dillerinizin ve renklerinizin,seslerinizin ve simalarınızın farklılığı da yine O nun ayetlerindendir. İlim sahipleri için elbette bunda deliller vardır." Rum,30/22
Bugün dünyada yaklaşık altı milyar insan bulunmaktadır.Bu insanların hepsinde el,ayak gibi bütün azaları aynı şekilde ortaktır.Fakat,hiçbirisi diğerinin aynısı değildir. Mesela, simaları farklıdır. Bu da bize bütün insanların Yaratıcısının bir olduğunu gösterir.Çünkü Yaratıcı Hz. Adem’den, kıyametin kopuşuna kadar bütün insanları bilmeli ki,hepsini ayrı ayrı simalarda yaratsın.Her insanın farklı simalara sahip olması dahi,apayrı harika bir sanat ve sanatkarı gözler önüne sermektedir.
İnsanların yüz simalarının birbirine benzememesinin yanında diğer bir enteresanlık ise dünyadaki insan sayısınca ayrı ayrı seslerin bulunmasıdır.Bizleri çok uzaklardan arayan bir dostumuzun sesini hemen tanıyoruz ve ismiyle kendisine hitap ediyoruz.Görüldüğü gibi her insanda aynı kanun işlemektedir.
Ahmet TULGANER
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.