- 203 Okunma
- 0 Yorum
- 1 Beğeni
Bir resmin götürdüğü yer
BÎR RESMÎN GÖTÜRDÜĞÜ YER
1976 yılında askerden geldim. İşsiz olduğum için ne yapacağımı düşünürken babam: oğlum bizim köyde bir zamanlar öğretmenlik yapan birisi var idi,Sen askerde iken o bizi ziyarete geldi bir işiniz düşerse beni arayın dedi. Deyince o zaman bir umut belirdi. Çünkü bu öğretmen bizim köyün ilk ikinci öğretmeniymiş, bizim evde ailenin bir ferdi gibiymiş. O zamanlar köyde telefon olmadığından mecburen İstanbul’a gitmek gerekiyordu. Hani diyordum ki otuz kırk yıl unutmamış ziyarete gelmişse bana da bir iş ayarlayabilirdi diyerek omzuma bir yorgan paketleyip İstanbul’a başka bir iş için giden tanıdığın yanına takıldım. Otobüsle İstanbul’a geldik. Sora, sora Bağdat bulunur misali verilen adresi bulduk. Bu adres bir okul idi. Bu aradığımız Mustafa amca okulun müdürü imiş. Bizi onun yanına götürdüler. K.Maraştan Yeni yapan köyünden geliyorum diyerek tanıştık. Mustafa amca bana iş bulabileceğini söyleyince ben mutlu oldum. Ama kalmak için ev bulmam gerekiyordu. O da zor olduğundan Müdür bey dedi ki kısa bir süre önce okulda bir hırsızlık olayı oldu bir boş oda var yatağını oraya at birkaç ay burada kalırsan bizim içinde iyi olur. Gece okulu beklemiş olursun dedi. Kabul ettim Başka da çarem yoktu.
Kısa sürede müdür bey bana bir fabrikada iş bulmuştu. Çalışıyordum, akşamları okulda kalıyordum. Burada kaldığım sürede akşamları kimse olmadığı için müdür beyin izniyle okulun kitaplığından yararlanıyor bol, bol değişik konulu kitapları okuyordum. Bir gün dolapta bir dosya gördüm merak edip elime aldım, karıştırmaya başladım. Bu birkaç sene önce mezun olmuş öğrencilere ait bir dosya idi. Sayfaları karıştırırken bir kızın vesikalık resmi sanki yıllarca tanıdığım biri gibi gözüme takıldı. Uzun süre baktım dosyayı yerine koydum, tekrar aldım baktım. Geri yerine koydum. Ama bir türlü aklımdan çıkmıyordu.
Sabah oldu. Müdür bey geldiğinde samimiyetimize güvenerek ben ona amca diye hitap ediyordum. Amca bir dosyada resimlerin içinde bir kız resmi gördüm. Bu kız kim diye sorduğumda dosyayı getir bakalım dedi. Baktı ve gülerek bu kızın babası yok annesi ve kardeşleri var. Daha fazla bilgim yok, niçin sordun dedi. Bende bir tanıdığa benzettim diye cevap verdim. Ama hiç unutamıyordum,aradan birkaç ay geçti. Bazı zaman kahvehanelere gider televizyondan haberleri izlerdim. Çünkü o zaman her evde televizyon yoktu. Tabi okulda da yoktu.
Bir gün yine kahvehanede biraz oturup kalktıktan sonra peşimden benden birkaç yaş küçük bir genç dışarı çıktı.ağabey kusura bakma ama ben seninle tanışmak istiyorum dedi. Tanıştık arkadaş olduk. Çok iyi bir insandı. Ara sıra o kahvede iş çıkışı buluşuyor sohbet ediyorduk. Ama ailevi konulardan hiç konuşmamıştık. Bir gün ağabey anneme senden bahsettim, seni tanımak istiyor bizim eve gidelim dedi. Tanımadığım eve gitmekten biraz çekiniyordum ama kabul ettim. Beraber gittik eve vardığımızda şok oldum. Çünkü tesadüfün böylesine inanamıyordum. Aylardır resmini görüp de unutamadığım kız bu evde karşımdaydı. Ne yapacağımı şaşırdım. Belli etmemeye çalıştım ama bende bir tuhaflık olduğunu sezmişlerdi. Günler geçti daha sık gitmeye başladım bu arada bende okuldan ayrıldım. Bir ev kiralamıştım. Arkadaşımla ve annesi ile bazen benim evde görüşüyorduk. Bir gün annesine konuyu açmaya karar verdim. Bizim eve geldiğinde konuyu açtım. Annesi beklemediğim bir cevap verince dünyalar benim oldu. Bende seni tanıdığımdan beri sana nasıl söyleyeceğimi düşünüyordum. Çünkü kızımda seni çok istiyor demişti. Bunun üzerine kızla konuştum. Bizim için artık her şey tamamdı. Ama kızın beş erkek kardeşi ve bir küçük kız kardeşi vardı. Hepsi beni çok sevdiği için tamamdı. Ama en büyük ağabeyi askerde idi annesi ona da söylemiş. O çok sinirlenmişti. Ben onun için artık onların evine gitmiyordum. Ağabeyi bana bir mektup göndermişti. Mektupta şöyle diyordu: sen nasıl insansın ki bu kadar samimi arkadaşının kız kardeşine göz koyarsın. Birkaç kötü söz daha yazmıştı. Bu öyle gururuma dokundu ki annesine anlattım. Ayrılmamız gerektiğini söyledim. Annesi biraz zaman tanı onu ikna ederiz dedi. Ama ben bir türlü kendime yediremiyordum. Düşünüyordum, bunlar Sivas’ın bir köyündeyken babalarını birileri vurup öldürmüş, kalabalık aile kalkıp İstanbul’a gelmişler. Çok acılar çekmişler, yedi çocuğa anneleri kol kanat germiş iyi kötü ekmeklerini helâlından kazanıp yiyorlar. Öyle iyi insanlar ki sanki arayıp bulmuşum. Ama o ağır söz her şeyi bitiriyordu. Annesi ile haber gönderdim eve gelip son bir defa vedalaşmak istediğimi söyledim ve eve vardığımda kızın ağlayarak komşuya gittiğini gördüm, benimle görüşmek istemiyordu. Çok zordu ama kararımı vermiştim. Orada duramazdım, işten ayrıldım, hemen Kayseri’ye döndüm.
Çok sürmedi memleketten( Göksun) şimdi hâlâ evli olduğum eşimle o zaman evlendim. Aradan yıllar geçti hiç unutamıyordum. Bir gün kalemi elime aldım yıllardır içimdeki kimseye söyleyemediğim bu sözler beş dakikada kâğıdın üzerine dökülüvermişti. LEYLA
Yirmi seneden fazla sürede unutamadığım içimde hep bir boşluğun olduğu, herkesin dilinden düşmeyen aşk denen şey acaba bumuydu?
LEYLA
Bu ömrüm beyhude geldi geçiyor
Senden iyi haber gelmedi Leyla,
Gençliğim tükendi, fırsat kaçıyor,
Gülmedi kaderim gülmedi Leyla,
Senden başka sevdam olmadı Leyla.
Gün güne devretti sensiz yılları,
Hep sensiz yürüdüm bunca yolları,
Seninle güzeldi gurbet elleri,
Sensiz hiçbir tadı kalmadı Leyla,
Senden başka sevdam olmadı Leyla,
Günlerim yıl oldu, yıllarım asır,
Sensiz bu hayata esirim esir
Ben de yok , sen de yok, ya kimde kusur
Hiç kimse bu işi bilmedi Leyla
Senden başka sevdam olmadı Leyla.,
Ağardı saçlarım tanınmaz oldum,
Terk etti dostlarım yalınız kaldım.
Ya hayal de, ya da rüyamda gördüm,
Başka bir umudum kalmadı Leyla,
Senden başka sevdam olmadı Leyla.
Leyla sen sözünde durmak istersen,
Rüyanı bir hayra yormak istersen,
Bir kez olsun beni görmek istersen,
Yaşıyor Ahmet’in ölmedi Leyla,
Senden başka sevdam olmadı Leyla.
Ahmet EKİCİ
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.