- 107 Okunma
- 0 Yorum
- 1 Beğeni
Şefkat ve Merhamet 2
Bir defasında Peygamberimiz(s.a.v.)’in yanına bedevilerden bir gurup gelmişti.Sohbet sırasında birisi "Sizler çocuklarınızı öper sever misiniz? dediler.Sahabeler:"Evet" cevabını verdiler. Bedeviler: "Fakat Allah’a yemin ederiz ki, bizler öpüp okşamayız "dediler. Bunun üzerine Peygamber Efendimiz (s.a.v.) "Eğer Allah sizin gönüllerinizden rahmet ve şefkati çekip çıkarmışsa ben ne yapabilirim?" (Müslim,a.g.e.,Fedail,64)
buyurdu.
Bu bakımdan nasıl ağaçların,bitkilerin serpilip büyümesi için havaya,suya,güneşe ihtiyaçları vardır,aynen çocuğunda ruh sağlığı içerisinde gelişip büyümesi için sevgiye,şefkate, merhamete,sevmeye,sevilmeye ihtiyacı vardır. Çocuklarımızı bu ihtiyaçlarını karşılayarak eğitmeliyiz. Şu hiç akıldan çıkarılmamalıdır: Sevgiyle uzatılmış bir kaşık yemeğin gıdası,içinde sevgi sunulmayan bir kazan yemekten daha çoktur.
Sevgi, şefkat,merhamet insanı insan eden değerlerdendir. Çocuk-çocuğumuz,yakınlarımızın ve komşularımızın terbiye çerçevesinde yetişmelerini arzu etmek,onları felakete sürükleyecek çirkin davranışlardan,koruma istek ve arzusu bu duyguların eseridir.
Ancak şefkat ve merhamet yerinde kullanılmalıdır.
Ana ve babaların "Aman yavrum yorulmasın, evladım üzülmesin,rahat etsin!"diyerek,çocuklarını terbiyeden ve ciddi işler üzerinde çalışmaktan uzak kalışları,aslında şefkat eseri olmayıp,bir ihanettir.
Bilhassa bazı anneler şefkat duygusunu çok yanlış kullanmaktadırlar.Yavrularının dünyada üzülmemesi için çaba sarfederler fakat,onların ebedi hayatta üzülmelerine yol açtıklarının farkında değillerdir.Özellikle sabah namazına onlar tatlı uykularından kalkıp rahatsız olmasın, uykuları bozulmasın diye kaldırmak istemezler. Allah için ve O’nun davasının anlatılıp, öğretilmesi gayesiyle ilmi ve dini kitapları okumalarına,dünya ve ahiret saadetini kazanmak için imani eserlerin okunduğu yerlere gitmelerine, bu uğurda biraz sıkıntıya düşmelerine şefkatlerinden dolayı engel olmaya çalışırlar. Fakat farkında değiller ki, yavrularına en büyük kötülüğü, iyilik yaptıklarını zannettikleri anda yaptıklarını.Evlatlarının yaptığı yanlışlıklara "Gençtir, hayatını yaşasın,ileride düzelir "deyip görmezlikten gelmek çok yanlıştır.Hataların zamanında önü alınmazsa ileride tamiri mümkün olmayan hadiseler meydana geldiğinde dövünmenin hiçbir fayda vermeyeceğinin akıllardan hiç çıkarılmaması gerekir.
Sevgili Peygamberimiz Aleyhisselâtü Vesselâmın,İslam Dinini büyük bir merhamet eseri olarak,bütün insanlığa yaymak için her türlü fedakarlığa katlanması bizim için büyük bir örnek teşkil eder.Yine Peygamberimiz(s.a.v.)’in zayıfları, fakirleri,yetimleri, kimsesizleri,çocukları koruyup gözetmesi,ondaki büyük merhametin eseridir.
Peygamberimiz Aleyhisselâtü Vesselâmın birçok hadislerinde insanlara şefkatli olmalarını telkin etmiştir. Bunlardan en manidar olanlarından birisi şudur:
"Merhamet edenlere Allah da merhamet eder.Siz yeryüzündekilere şefkat ve merhamet gösterin ki,göklerdekiler de size merhamet etsinler." (Ebu Davud,a.g.e.,Edep,58)
Merhamet edilmesi gerekenlerin başında anne ve babalarımız gelmektedir.Onlar çok sıkıntılar çekerek bizleri bu yaşımıza kadar getirmişlerdir.Bu açıdan onlara hürmet,şefkat ve merhamet bizlerin vazifesidir.Bu konuda Cenab-ı Hak Kur’an’da şöyle buyurmuşlardır:
"Rabbin şunu da emretti:Ondan başkasına ibadet etmeyin;anne ve babaya da iyilikte bulunun. Onlardan biri veya her ikisi senin yanında ihtiyarlık çağına erişecek olursa,onlara sakın "Öf" bile deme,onları azarlama,onlara güzel söz söyle. Onlara merhamet ve tevazu kanadını ger ve de ki: "Ey Rabbim,nasıl onlar beni küçükken besleyip büyüttülerse,Sen de onlara öylece merhamet buyur." İsra,17/23-24
İnşallah anne ve babasına isyan etmeyen özellikle en çok ihtiyaç duydukları yaşlılık anlarında sevgiyle,merhametle,şefkatle davranıp, onların hayır duasını alan kullardan oluruz.Allah bizleri her türlü aşırılıktan, taşkınlıktan, asilikten, korusun.Allah muhafaza insan kalbinin en güzel ve en layık süsü olan merhamet duygusu eğer kalplerden çıksa,akıl ve zeka o insanların kötülüklerini arttırdıkça arttırır,onları dehşetli canavar haline getirir.Merhameti kalpte muhafaza etmek için mümkün olduğu kadar temiz tutmaya,manevi kirlerden tövbe ve istiğfarla arındırmaya gayret etmek gerekir.
Günah işlemeyerek ve isyan etmeyerek kalbimizdeki merhamet duygusunu yeşertmeye çalışmalıyız.Ve başkalarını sık sık affedip,fakat kendimizi ve nefsimizi yanlışlıkta ısrar ederse asla affetmemeliyiz.
Ahmet TULGANER
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.