- 139 Okunma
- 0 Yorum
- 0 Beğeni
14 MAYIS VE ÖNEMİ
14 MAYIS VE ÖNEMİ
14 Mayısta yapılacak seçimlerle ilgili köşe yazılarımda, Bu seçimin ülkemiz için hayati bir önem taşıdığını, ülkemizin geleceğini belirleyeceğini vurguladım.
Birde son zamanlarda Türkiye’nin 11 ilinde meydana gelen deprem felaketleri ve arkasından gelen sel baskınlarını hesaba katarsak yapılacak seçimlerin önemi daha da artıyor.
Türkiye’de 14 Mayıs’ta yapılacak, Cumhurbaşkanlığı ve Parlamento seçimleri için 9 gün sonra millet olarak oy kullanacağız. Cumhurbaşkanı seçmemizin yanında,siyasi partilerin parlamentoda ne kadar milletvekili çıkaracağı, Meclis’te nasıl bir aritmetik oluşacağı da oldukça kritik öneme sahip.
Millet olarak oylarımızla iki önemli karar vermiş olacağız. Birincisi, başkanlık sistemi ile mi devam edilecek, yoksa yeniden parlamenter sistemi geçileceği kararını verilecek. İkincisi , halen Cumhurbaşkanı olan Erdoğan’nın cumhurbaşkanlığına oylarımızla devam mı diyeceğiz, yoksa oylarımızı Kılıçdaroğlu’na vererek Cumhurbaşkanı olarak yetkiyi ona mi vereceğiz .
Bu karar verme sıradan basit bir oy verme olarak düşünmemek gerekir. Oylarımızı kullanmadan önce Türkiye’nin kaderini belirleyecek bir karar olduğunu bilinciyle oylarımızı kullanmalıyız. keşke ellimiz kırılsaydı da oyumuzu düşünmeden vermeseydik demek için oylarımızın öneminin bilinciyle oylarımızı kullanmalıyız.
14 Mayıs seçimlerine 9 gün gibi kısa bir süre kala seçimlerin önemi ve seçimlere olan ilgi sadece Türkiye’de ilgi ve önem taşımıyor, dünya için de önem taşıyor. Bu önem nedeniyle ilgi büyüyor. Alman basınında, çeşitli gazetelerde yayımlanan yorum, haber ve analizlerde seçimlerin çeşitli boyutları mercek altına alınıyor. Pazartesi günü Frankfurter Allgemeine Zeitung’da (FAZ) yer alan "Türkiye yol ayrımında" başlıklı haberde, 14 Mayıs seçimlerinin Türkiye’yi ’yepyeni bir yöne sürükleyebileceği’ ifade ediliyor. "Depremin dehşet verici sonuçları doğrultusunda, Erdoğan seçimi kaybetmekten korkmalı" değerlendirilmesi yapıldı.
Ardından da şu değerlendirmelere yer verildi. "Kılıçdaroğlu çoğu ankette önde. Erdoğan’ın işi zor olacak. Dört hafta içinde her şey olabilir, gürültülü veya gürültüsüz. Ülkedeki değişim havasına rağmen çoğu Türk, otokrat Erdoğan’ın 20 yıllık iktidarının ardından sahneden öylece ineceğini tahayyül edemiyor. Seçim, Erdoğan için hayati önemde. Olası bir yenilginin ardından Erdoğan, kaçınılmaz biçimde bizzat kendisinin politize etmiş olduğu yargının odağına girebilir." şeklinde analiz edilmiş.
Yine Hafta sonunda Tagesspiegel gazetesinde yayımlanan yorumda, "Mayıs seçimleri öncesinde hem hükümet hem de muhalefet, Suriyeli mültecileri evlerine göndermeyi vaat ediyor. Erdoğan’ın AKP’sinin seçim beyannamesi, Suriyelilerin ’gönüllü, güvenli ve onurlu’ bir biçimde eve döneceklerini duyuruyor… Erdoğan, Kılıçdaroğlu’nun çağrısına kulak vererek Şam yönetimiyle Suriyelilerin geri dönmesine ilişkin görüşmelere hazırlanılması yönünde adım attı. Yıllar boyunca Suriye Devlet Başkanı Beşar Esad ile her türlü iletişimi reddeden Cumhurbaşkanı, şimdi Esad ile görüşmek için çaba sarf ediyor. Esad ise bu teklifi, Erdoğan’a seçimlerde yardım etmek istemediği için reddediyor." şeklinde yorumluyor.
ABD merkezli Politico, 14 Mayıs seçimleri için analiz yayınladı. Cumhurbaşkanı Erdoğan ve olası Kılıçdaroğlu yönetiminde farklılık göstereceğine dikkat çekildi. AB’ye üyelik müzakerelerini çözebileceğinden "emin" olan muhalefetin, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’nin Selahattin Demirtaş ve Osman Kavala hakkındaki kararlarını uygulama sözü verdiği belirtildi.
Dünya basınında bu ve buna benzer yorumlar yapılırken, seçime günler kala, bir çok siyasetçi şimdiden halkta korku, panik ve endişeler yaratacak açıklamalarda bulunuluyor. Soylu, "15 Temmuz onların fiili darbe girişimiydi. 14 Mayıs da siyasi darbe girişimleridir. Bu kadar açık ve nettir. 14 Mayıs 2023, Batı’nın siyasi darbe girişimidir. Türkiye’yi tasfiye etmeye yönelik hazırlıkların 14 Mayıs’ta her birini bir araya getirerek oluşturulabilecek darbe girişimidir." dedi.
İçişleri Bakanı Süleyman Soylu 14 Mayıs seçimine “siyasi darbe” deyince ortalık karıştı. Muhalefetin her kesiminden sert tepki geldi. Ülkenin asayişinden halkın güvenliğinden sorumlu bakan söyledi bunu. Daha önce de muhalefeti “Cudi’ye, Gabar’a gömmekten” bahsetmişti gerçi ama demokrasinin en meşru zemini olan seçimi darbe saymak ayrı bir ezber bozulması düzeyi. Çünkü son derece anti-demokratik bu bakışla
Gazeteci, yazar Murat Yetkin, “Erdoğan ve ortakları alabildiğine askerî mesajlar verirken Erdoğan Twitter’deki profil resmini başkomutan üniformalı olanla değiştirirken. Kılıçdaroğlu gençlerin elleriyle sevgi sembolü kalp işareti yapmasını yaygınlaştırıyor miting meydanlarında.’’ yorumu yaptı.
Bir başka ilginç olay da. Muharrem İnce, dün akşam SÖZCÜ TV’de, “Liderler Özel” programına katılma sırasında yaşandı. İnce’nin Mahir Ünal ile görüşüp görüşmediğine dair tartışmalara gelen yanıtı oldu. İnce, "Mahir Ünal ile tabii görüştüm. Elbistan’da bir kişi ziynet eşyam var benim dedi. Ben de Mahir Ünal’ı aradım hemen. Beraber grup başkan vekilliği yaptım. 6 saatlik bir görüşmem yok" ifadelerini kullanarak sosyal medyada kulis bilgisi olarak paylaşılan iddiayı doğrulamış oldu.
Sonuç olarak kim ne derse desin, 14 Mayısta yapılacak seçimlerin sonucunu 15 Mayısta hep beraber göreceğiz. Umarım bir daha elim kırılsaydı da oyumu düşünmeden vermeseydim sonucu çıkmaz diye düşünüyorum..
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.