- 687 Okunma
- 6 Yorum
- 6 Beğeni
Ciddi bir Çile
Okuduğunuz yazı Günün Yazısı olarak seçilmiştir.
Bir süre önce sarsıcı bir biçimde sesimin ardımdan geldiğini fark ettim. Aniden yapacağım bir hareketle onu şaşırtırsam, örneğin yürürken aniden durursam veya ona olan ihtiyacımı göstermek için çilesi yerinde bir hamleyle uzun süre aç kalırsam, olması gerektiği bende olur, sesli ben de ona yabancılaşmaz, böylece her şey yerli yerine otururdu.
Bunları yapmayı ciddi ciddi düşündüğüm günlerden birinde, sesim için yapılacak bir şey kalmadığına, bir arabanın içindeyken, yol göz hizamda kaybolup dururken iyice emin oldum. Daha önce bu nasıl olurda aklıma gelmemişti. Ardımdaki sesim, kulağımdaki uğultunun ve aynı zamanda kimsenin beni hatırlamıyor olmasının nedeniydi. Oysa yıllarca kendimi tanıtmak içim epeyice uğraşmış, sayısız kez birileriyle tanışırken ismimi söylemiş, sayısı meçhul sohbetlerim esnasında kendimce ilginç bulduğum fikirlerimi bir heyecan içinde anlatmıştım. Sessizliğim içinde çırpındığımı ve buna bağlı çarpma seslerimi bana aitmişcesine sahiplendiğim anlamına gelecek birkaç keskin sonuçtan sonra, aslına bakılacak olursa, kendimi tanıtma konusu ve yaptığımı sandığım onca konuşmanın, ancak ve ancak bir saksağanın siyah beyaz yerine renkli tüylere sahip olmak için bir çare aradığı görkemli ama bir o kadar aptalca hayalin gerçekle uzaktan ilgisinine benzetilerek açıklanabilirdi. İmkansızlık adına layığıyla bir kez daha uzayıp giden cümleme yenilmiştim.
Madem sessizdim, haykırarak, uluyarak, dövünerek ağlamaya takatim de olamazdı. Fırsattan istifade birinin bana öfkesini kustuğu ve ondan aldığımı çoğalttığım anların ardından sessizliğimi bozmak için banyoya gittim. Aynaya baktım, aynaya olduğundan fazla anlam yüklememe konusunda kırılan aynaları tamir eden bir Usta’dan uyarı aldığımdan, yalnızca kendimi gördüm, gözlerimin içinde bir kanguru yumruğu gibi duran acıyı rahat bıraktım. Can evime vura vura ağlamak yerine gözyaşım yanağımdan süzüldü, kangurudan hafif yumruk yemiş gözlerim küçüldü. Bu yeterliydi.
Sesimi anımsamak için bir şiir yazmalıydım. Şiirle birlikte sigara içmeliydik ve sigaranın üzerinde keyifsiz yazmalıydı. Sigara içmemizle ilgili espiriler yapamadan, ben çok kötü oldum şimdi demeliydi. Ben de boş ver demeliydim, kimseye kanguruyu kanıtlamak zorunda değiliz dedikten sonra söz başlamalıydı,
"Uyur uyumaz rüyam başladı
Rüyam uyumadığımı bilimiyor
Ben de rüyada olduğumu bilmiyorum
Bilinmeyen kemikleşendir
Tozlaşan da denemez
İkincil duygularım
Dağlarca dilinde kerpeten
Mavinin iyilik vakti gelmiş
Dut falı dondurulsa zararsız
Öfkemi üzerine bilerek çektin
Bu bulanık ama kitabi bilgi"
YORUMLAR
Bazen düşünüyorum sessizlikle, suskunluğun göbek bağını kesen makasın bizden de kırptıklarını, alıp götürdüklerini...sessizlik bir dünya haliyken, yığınla gürültünün fişini çekmekken, iplerini elimizde tutmakken, suskunluk daha çok; uğultuların kursağına dizilmesi, yuvalanması, pirelerini çoğaltması gibi bi şey sanki...sessizliği karanlıktan çekip çıkartırsın da, suskunluğu içinden söküp atamazsın, elli metre uzağa fırlatamazsın kolay kolay...kafa kafaya verdiklerinde iyi işbirlikçiler, hatta kısa süreliğine kafa iznine çıkmış gibi beş yıldızlı konforu insana hissettirirler ama daha da içselleştiklerinde, bir sepet dolusu tutuşan kıvılcımı kalbinden göçerterek cart curt sesler çıkarttıklarında kıyameti kopartırlar. Seslerin kırılması, akan suyu geri döndürüp boğmaya çalışması belki böyle bi şeydir.
Sesin sana er geç yetişir arkandan, hiçbir şey olmamış gibi karşına geçip, yüzsüz ve pişkin konuşur senle, yeri gelir sözünü ikiletir sana ama suskunluk çıtayı hep daha yükseğe, erişemeyeceğin uzaklığa koymak ister. Kırılmanın sesini en iyi suskunluk anlatır. Üç beş sesi sağdan, soldan toplayıp yamarsın, köküne bi kibrit çakıp ya da topuğuna sıkıp dansöz gibi kıvırtıp oynatırsın harfleri ama suskunluk bir dünya uğultuyu kulaklarında sağır edip, kalbine gömmekte ustadır.
Uykuyla rüya arasındaki mevzubahis bağ, tepkisellik ya da anlam kargaşası diyeceğim gizemsi şey tıpkı söylediğin gibidir.
Bak! Çuvalla sözcük döktüm önüme ama hãlã içimdeki suskuyu yeterince anlatamamışım gibi geliyo...
Sesinin verdiği yankı anlamlıydı Parlain, tebrikler, sevgiler.
Parlain m
Suskunluğun ilacı var kimse merak etmesin. Beden bunun için en üstün niteliklerle donatılmıştır. Suskunmusun yaz, suskunmusun ağla, suskunmusun uyu. Konuşsan ne fayda, kelimeler bir bütün, kimse ayıramaz onları, dediğin gibi önümüze taşlar gibi döktük yine havalanıp onlar da uyacak rüzgara. Yine de her işte olduğu gibi bunda da bir hayır var. İnsan konuşarak konuşmamayı bulur. Bu da iyi bir şey.
Sevgiler Gule, çok hoştu sana yazmak, yine yine.
Gule
Hep anlamlı, hep güzel ki yazılarınız.Ama itiraf ediyorum ; bu sefer ki bambaşka..Kalabalık sessizliğin sesi olmuş adeta .Güne ışıldayan zengin içerikli muhteşem yazıyı kaleme alan Üstadı selamlıyorum.Kutluyorum.Sağlıcakla.Saygıyla.
neneh. tarafından 28.1.2024 08:56:07 zamanında düzenlenmiştir.
Parlain m
Yazmanıza sevindim. Okuduğunuz için teşekkür ederim. Selam ve saygımla.
Bismillahirrahmanirrahim
"Uykusuz rüyamın ardında kaybolan bir ben,
Bilinmeyenin kemikleştiği bu sessiz dünyada.
Tozlanan duygular, dilinde dağlarca kerpeten,
Mavinin iyilik vakti gelmiş, donmuş dut falında.
Kanguru yumruğu gibi duran acımı aynada gördüm,
Gözyaşım yanağımdan süzülüp, hafif yumruk yemiş gözlerimde.
Sigara içerken espriler yapmalıydık, keyifsiz yazılıydı üstünde,
Ben çok kötü oldum dedikçe, boş ver demeliydik birbirimize.
Uykusuz rüyalarımızı anlatmalıydık şiirle,
İkincil duyguların dilinde, bilinmeyeni keşfederken.
Öfkenin üzerine bilerek çektiğin, dağlarca kerpeten,
Sessizliğimizi kırmalıydık, birbirimize kanguruyu kanıtlamadan önce."
Elhamdülillah
Parlain m
Saygılar, selamlar, var olun.
Yaşamın karmaşıklığı içinde insan kendi kimliğini, algılarını ve inançlarını sorgularken, hayatın beklenmedik bir şekilde değişebileceği gerçeğiyle yüzleşiyor.
Her ne olmuşsak yahut olamamışsak, siyah beyazdan mürekkep olup kendimizi rengarenk sansak yahut öyle olmayı istesek, sesimizi kaybedip yine peşine biz düşsek de hakikat ve rüya arasında uyur uyanık, hayatın akışında yumruk yiye yiye bu dövüşe devam ediyoruz.
Sen sesinin üstüne bir sigara yak, olmadı bir nefes de benim için çek…ben de şiirin dumanını içime çeke bir rüyayı daha hayra yorayım.
Sevgimle Parla,
Parlain m
Saksağanlar kapı vurmaya benzeyen seslerini şehre yaydı;
Tak tak tak. Kapıyı açtık ve kimse yoktu. Rüyalara ve hikayelere inanmak için sebep.
Sevgilerimle Enûma. İyi ki.