- 197 Okunma
- 0 Yorum
- 1 Beğeni
ORTAOKUL SINIF ARKADAŞIMIZ SEVİM VE ANILAR
EMİR ŞIKTAŞ
1969/70 Yılı Eylül ayı, okumayı seven bir öğrenci olarak ilkokulu bitirmiş hemen ortaokula yazdırılmıştım. Daha doğrusu rahmetli babam okumayı sevdiği için benim ile bu arzusunu gerçekleştirmek istiyordu. O yıl bin bir meşakkat ile rahmetli teyzemin evine yerleşmiş ve rahmetli babamın diktiği takım elbise ile okula başlamıştım.
Hasan, Mecit, Akil, Sevim, Ülgen, Zübeyde, Zehra, Melek, Meryem, Dilber, Zeynep, Orhan, Hürriyet, Cafer, Sevilay, Rıza, Aliye, İbrahim, Semra, Sündüz, Timur, Ayfer, İsmail, Mithat, Servet, Burhan, Sevgi, Nevra, hatırladıklarım ortaokul arkadaşlarımdan bazılarıydı.
Öncelikle belirtmeliyim ki ben köyden gelen bir öğrenci olmama rağmen şehir merkezinden olanlarla çok samimi bir ortamda arkadaşlık bağlarımız oluşmuştu. Biz, çocukluğun verdiği içgüdüsel olarak grup sahiplenmesi kalıplarını kırıp kişisel düşünemiyorduk. O nedenle önce arkadaşlar diyorduk. Sınıfın boy oranı olarak en küçükleri Hasan, Akil ve bendim. En ön sırada oturmaktaydık. Sevim, Hasan ile ev komşuları olmaları nedeniyle yakından biri birlerini tanımaktaydılar. Sınıfımızın güzel sesli olanı Dilber “talebelik illeri” türküsünü, Sevim ise “Bugün ayın üçüdü” türküsünü okurdu.
Sevim, Benim ile Hasan’ın samimi olduğumuzu bildiği ve sınıf arkadaşlığımızdan da dolayı çekinmiyor, benim yanımda Hasan’a zarf uzatarak “bunu postaya ver” demekten imtina etmiyordu. Hasan ile Iğdır Lisesine yakın postaneye giderdik ve Hasan mektubu postaya verirdi. Hasan’ı biraz köşeye sıkıştırıp sormuştum. Çokta saklamaya gerek görmeden ve bana da güvendiği için Hasan bildiklerini anlatmıştı. Sevim’in sevdiği genç İshak askerdeydi. Sevim İshak’a mektup yazmakta ve Hasan’da bildiği için onun eliyle postaneye göndermekteydi. Küçük yerde herkes biri birini tanıdığı için mektup göndereni tanırlar kaygısı ile aracı kullanmaktaydı belki de. Ortaokul sonrası Sevimle sınıf arkadaşlığımız bitmiş ve bir daha görememiştik.
Aradan yıllar geçmiş ve eşimle tanışıp evlenmiştim. Eşim İshak ve Sevim’den bahsedip çalıştığı gurbette çok sahiplendiklerinden memnuniyetle anlatmaktaydı. Bende İshak’ın ailesini tanıyor fakat Sevim’i bir türlü çıkaramıyordum. Sonra öğrendim ki Sevim sınıf arkadaşımmış ve İshak ile olan aşkları evlilikle noktalanmıştı. Çoluk çocuk sahibi olmuşlardı. Gurbette hemşerileri olan eşime sahip çıkmış, daim yanında durarak destek vermişlerdi. Sürekli evimizde sohbetleri geçen ve sevgiyle kurulan aile hakkında misafir edemediğimizden yakınırken ansızın aldığımız bir haberle şok olmuştuk. Ortaokul arkadaşım ve eşimin gurbet ablası Sevim kardeşimiz rahmete gitmişti. Acı haberi duyunca boğazımız kurumuş, tıpkı diğer genç yaşta vefat eden arkadaşlarımda olduğu gibi ölümü yakıştıramamıştım Sevim’e de. Hayal meyal hatırladığım siması ile öğrencilik anıları geçmişti gözümün önünden. Güzel insanlar ne çabuk göçüp gitmişler diye söylenmekten kendimi alamamıştım.
Sevim’e, Mithat’a, Zehra’ya, Hürriyet’e ve vefat eden diğerlerine rahmet diliyorum.
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.